34- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Ramzandan Başka Zamanlardaki Orucu ve Hiç Bir Ayı Oruçdan Hali Bırakmanın Müstahab Olması Bâbı: 2773- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yezid b. Zürey, Saîd-i Cüreyri'den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen haber verdi. Abdullah şunları söylemiş: Âişe (radıyallahü anhâ)'ya: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ramazandan başka malum bir ay oruç tutar mıydı?» diye sordum. Âişe: — «Vallahi o vefatına kadar Ramazandan başka malum bir ay oruç tutmadı. Ama hiç bir ay'ı da ondan oruç payını almadan kamilen oruçsuz geçirmedi.» dedi. 2774- Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Kehmez, Abudullah b. Şakîk'den naklen rivâyet eyledi. Abdullah Şöyle dedi: Âişe: (radıyallahü anha)'ya: — «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün bir ay oruç tutar miydi?» diye sordum. Âişe: — «Onun vefatına kadar Ramazandan başka bütün bir ay oruç tuttuğunu, bütün bir ayı da oruçsuz geçirdiğini bilmiyorum.» dedi. 2775- Bana Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrâm rivâyet etti. (Dedi ki):Bize Hanıma d, Eyyûb ile Hişam'dan, onlar da Muhammed'den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen rivâyet ettiler. Hammâd: Zannederim Eyyûb bu hadîsi Abdullah b. Şakîk'den işitmiş, dedi. Abdullah şunları söylemiş. Âişe (radıyallahü anha)'ya Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in orucunu sordum da: — «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o kadar çok oruç tutardı ki biz artık hep oruç tutacak hep oruç tutacak, derdik. Bazen de orucu Öyle bırakırdı ki artık hiç tutmayacak hiç tutmayacak, derdik. Medine'ye geleli Ramazandan başka ben onun bütün bir ay oruç tuttuğunu görmedim.» dedi. 2776- Bize Kuteybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd, Eyyûb'dan o da Abdullah b. Şakîk'den naklen rivâyet etti. Abdullah: «Ben, Âişe (radıyallahü anha)’ye sordum...» diyerek yukarki hadisin mislini rivâyet etmiş, yalnız isnâdda Hişam ile Muhammedi zikretmemiştir. ; 2777- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Mâlike, Ömer b. Ubeydullah'ın azatlısı Ebû'n-Nadr'dan dinlediğim, onun da Ebû Se-lemete'bni Abdır rahman'dan, onun da Ümmü'l-Mü'minin Âişe (radıyallahü anha)’dan naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Âişe şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o derece oruç tutardı ki biz: Bu artık orucu bırakmaz, derdik. (Bazen de) orucu öyle terkederdi ki: Artık bu oruç tutmaz, derdik. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Rama-zan'dan başka hiç bir ay'ı kamilen oruçla geçirdiğini görmedim. Şaban ayı kadar hiç bir ayda çok oruç tuttuğunu da görmedim.» 2778- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd hep birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Ebû Bekir (Dedi ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, İbn Ebî Lebîd'den o da Ebû Seleme'den naklen rivâyet etti: Ebû Seleme şöyle dedi: Âişe (radıyallahü anha)'ya Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in orucunu sordum da şunları söyledi: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) o kadar çok oruç tutardı ki biz: Artık hep oruç tutacak derdik. (Bazen) orucu o kadar bırakırdı ki: Artık hiç tutmayacak, derdik. Ben onun hiç bir ayda şaban ayındakinden daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Şaban ayını bütün tutardı. Onda orucu pek az bırakırdı.» Bu hadîsi Buhârî, Ebû Dâvud ve Nesâî «Kitabu's-Sam» da, Tirmizî «Şemail»de tahriç etmişlerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bazen peşi peşine bir çok günler oruç tutup, bazen de birçok günler oruç tutmaması nafile ibâdetler malûm vakitlere bağlı olmadığı içindir. Onlar ne zaman irâde ve iıegât bulunursa o zaman yapılırlar. Bu hadîsten anlaşılıyor ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ramazandan maada hiç bir ay'ı tam olarak oruçla geçirmemiştir. Gerçi Ebû Dâvud'un Hazret-i Ümmü Seleme'den rivâyet ettiği bir hadiste: «Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bir nın zarfında hiç bir ay'ı tam olarak oruçla geçirmezdi. Yalnız Şaban müstesna. Onu Ramazana eklerdi.» denilmiştir. Tirmizî dahi bu mânada bir hadîs rivâyet etmiştir. Mezkûr hadîsler Bâbımız hadîsine muarız gibi görünürlerse de Tirmizî'nin rivâyetine göre İbn Mübarek: «Arap dilinde bir kimse bir ayın ekserisini oruçla geçirirse, o ayı oruçla geçirdi, demek caizdir. Filân bütün gece namaz kıldı, derler halbuki o adamın o gece yemek yemesi ve bâzı işleriyle meşgul olması ihtimâl dahilindedir.» demiştir. Tirmizî diyor ki:«İbn Mübarek, iki hadîsin mânaca bir olduklarım söylüyordu.» Bazıları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir sene Şaban ayını kamilen oruçla geçirdiğini, bir sene de Şabanın bazı günlerinde oruç tuttuğunu söylemişlerdir. «Bazen Şabanın evvelinde, bazen sonunda bazen de hem evvelinde hem sonunda oruç tutardı.» diyenler de vardır. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Şaban ayında çok oruç tutmasının sebebi: O ayda ibâdetler Allah'a arzolunduğu içindir-. Nitekim Nesâî'nitı Hazret-i Üsâme'den rivâyet ettiği bir hadîsde şöyle buyurmaktadır. «Ya Resûlallah, Senin hiç bir ayda şabandaki kadar oruç tuttuğunu görmüyorum, dedim, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Bu ay amellerin Rabbü'l-Alemin hazretlerine arzolunduğu aydır. Binaenaleyh ben amellerimin, oruçlu olduğum halde arzedilmesini isterim,» Buna benzer bir hadîs Hazret-i Âişe'den de rivâyet olunmuştur. Tirmizî'nin Hazret-i Enes'den rivâyet ettiği bir hâdisde şöyle denilmektedir: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Ramazandan sonra hangi ayda oruç tutmak efdaldır? diye soruldu, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Ramazanı ta'zim için Şaban ayında, cevâbını verdi.» İbnı Battal'ın rivâyetine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her ay üç gün oruç tutarmış. Bazı aylarda meşguliyeti sebebiyle bu orucu tutamadığı olur, bu suretle biriken üçer günü Şaban ayında birden tutarmış. Bazıları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Dâvud (aleyhisselâm) orucu tuttuğunu, o oruçtan kalan günlerini Şaban ayında tamamladığını söylemişlerdir. Mıhibb-i Taberî bu babda ulemâdan altı kavil rivâyet etmiştir: 1) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her ay üç gün oruç tutardı, tutamadıklarını Şaban ayında tamamlardı. 2) Şabanda çok oruç tutması, ramazanı ta'zim içindi. 3) Şabanda çok oruç tutması ameller Allah'a o ayda arzolunduğu idindir. 4) Şaban ayında halk gafil bulunduğu için onlara örnek olmak üzere çok oruç tutardı. 5) Sene içinde öleceklerin isimleri Şaban ayında neshedildiği için o ayda çok oruç tutardı. Nitekim bir hadisde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Yâ Âişe, Bu ay, ölüm meleğinin ruhlarını kabzedeceği kimselerin isimlerini yazdığı aydır. Ben ismimin oruçlu olduğum halde kaydedilmesini isterim.» buyurmuştur. 6) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevceleri kazaya kalan oruçlarını şaban ayında tutarlardı. Bu sebeple Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de oruç tutardı. Resul-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin Ramazandan başka hiç bir ay'ı tam olarak oruçla geçirmemesi, farz olduğu zannedilmesin diyedir. Vakıa Müslim'in rivâyet ettiği bir hadîsde: «Ramazandan sonra en faziletli oruç ayı şeprullah Muharremdir.» buyurulmugtur. Meşkûr hadîs Bâbımız hadîsine muarız gibi görünürse de hakikatta muarıza yoktur. İhtimâl Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) muharre-löîn faziletini son ömründe anlamış ve onda oruç tutmaya imkân bulamamıştır. Hasılı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Şaban ayında fazla oruç tuttuğunu gösteren rivâyetler çoktur. Bunların bir kısmı bütün Şaban ayını oruçla ayını oruçla geçirdiğini, bir takımı da şabanın yansına kadar oruç tuttuğunu ifade etmektedirler. Ulemâ Şabanın yarısına kadar oruç tuttuğunu bildiren hadislerin men. sûh olduklarını söylemişlerdir. Te'vil edenler de olmuştur. 2779- Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muâz b. Hişâm haber verdi (Dedi ki): Bana babam, Yahya b. Ebi Kesir'den rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Seleme, Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi . «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) senenin hiç bir ayında şaban uyındakinden daha fazla oruç tutmaz, ve: — Amellerden gücünüzün yetebileceğini yapın. Çünkü siz bıkma-dıkça Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz, buyurur bir de şunu söyledi: — Allah ındinde amelin en makbulü sahibinin az da olsa davam üzere işlediği ameldir.» Bu hadîsi Buhârî ile Nesai «Kitâbu's-Savm» da tahric etmişlerdir, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: «Amellerden gücünüzün yetebileceğini yapın.» emri, bütün ibâdetlerde vücûda zarar vermemek şartıyla devam edebileceğiniz mikdârı iltizâm edin, pek ziyâde derine dalmayın, mânâsına gelir. cümlesinin asıl mânası «Allah aslâ bıkmaz.» demekse de bıkmak, sevinmek gibi şeyler kula mahsûs sıfatlar olduğundan Teâla Hazretleri hakkında bunların hakikatini murâd etmek muhal yani imkânsızdır. Binâenaleyh hadisin te'vili vâcib olur. Ulemânın muhakkıklan bu cümleye «Size bıkkınlık muamelesi yapıp da sizden sevap ve rahmetini esirgemez.» mânâsını vermişlerdir. Bâzılarına göre cümlenin mânâsı «Siz bıktığınız vakit o bıkmaz.» demektir, Heravî: «Bu cümlenin mânâsı: Siz bıksanız da bıkmasanız da Allah ebediyen bıkmaz, demektir.» mütâlâasında bulunmuştur. Buradaki amelin izdivaç mânâsına geldiğini söyliyenler de vardır. Bu taktirde: «Siz istemekten bıkmadıkça Allahü teâlâ sizden fazl-u keremini esirgemez.» denilmiş gibi olur. Kirmâlli'ye göre Allah'a bıkkınlık itlâkı ceza vermemesinden kinayedir. 2780- Bize Ebû'r-Rabi' El-Zehrâni rivâyet etti.. (Dedi ki): Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet eyledi. İbn Abbâs şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ramazandan başka hiç bir zaman bütün bir ay oruç tutmazdı. Oruç tuttuğu zaman öyle tutardı ki insan: — Hayır vallahi, bu artık orucu bırakmaz, der, tutmadığı zaman da insan: — Hayır vallahi, bu artık oruç tutmaz, diyecek kadar orucu terkederdi.» 2781- Bize Muhammed b. Beşşâr ile Ebû Bekir b. Nâfi', Gunder'den, o da şu'be'den, o da Ebû Bişr'den naklen bu isnâtla rivâyette bulundular. (Bu hadîste) İbn Abbâs: «Medine'ye geleli peşi peşine bir ay (oruç tutmadı)» demiş. 2782- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Nümeyr rivâyet etti. Bize İbn Nümeyr de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Osman b. Hâkim El-Ensâri rivâyet etti. (Dedi ki): Saîd b. Cübeyr'e Receb orucunu sordum «Biz o zaman Receb ayında bulunuyorduk, şu cevâbı verdi: «Ben, İbn Abbâs (radıyallahü anhûma)'yi şunları söylerken işittim: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bazen) biz: Bu artık orucu bırakmaz, deyinceye kadar oruç tutar, bazen de: bu artık oruç tu tınaz, deyinceye kadar orucu terkederdi.» 2783- Bana bu hadîsi Aliyyyü'bnü Hucr dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Aliyyü'bnü Müshır rivâyet etti. H. Bana İbrahim b. Mûsa da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İsa b. Yûnus haber verdi. Bu râvilerin her ikisi Osman b. Hâkim'den bu isnâdda bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. 2784- Bana Züheyr b. Harb ile İbn Ebî Halef rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ravh b. Ubâde rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd, Sâbit'ten o da Enes (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet eyledi. H. 2785- Bana bu hadisi Ebû Bekir b. Nâfi' dahi rivâyet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki): Bize Beliz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammad rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Sabit, Enes (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet eyledi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bazen bu artık devamlı oruç tutacak, denilecek kadar oruç tutar, bazen de: Artık hiç oruç tutmaz, hiç oruç tutmaz, denilecek kadar orucu terkedermiş. İbn Abbâs hadîsini Buhârî «Kitabu's-Savm»da, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «Şemail» de tahrîc etmişlerdir. Nevevî diyor ki: «Hadîsin zahirinden anlaşıldığına göre Saîd b. Cübeyr'in bu sözünden muradı: Receb ayında oruç tutmak yasak edilmediği gibi mendub da olmadığına istidlaldir. Ona göre Receb ayı Şâir aylar hükmündedir. O ya da oruç tutmak ne yasak edilmiş ne de mendûb kılınmıştır. Yalnız orucun aslı mendûb bir ibâdettir. Ama Ebû Dâvud'un «Sünen» inde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in haram aylarda oruç tutmaya teşvik buyurduğu rivâyet olunmuştur. Receb de o aylardan biridir.» |