6- Hilalin büyük ve küçüklüğüne itibar olmadığını, Allahü teâlâ'nın onu görülmek için imdâd ettiğini hava bulutlu olursa orucun otuz gün üzerinden tamamlanacağını beyân Bâbı 2581- Bize Ebû Bekir b. Ebi Şey be rivâyet etti. (Dedi ki): Bire Muhammed b. Fudayl, Husayn'dan, o da Amr b. Mürra'dan, o da Ebû'l-Bahteri'den naklen rivâyet etti. Ebûl-Bahteri Şöyle dedi: Omra yapmak için yola çıktık. «Batn-ı nahle» denilen yere indiğimiz vakit hilâli görmeye çalıştık. Bunun üzerine cemâatdan Bazıları: — «Bu ay üç günlüktür.»; diğer Bazıları da: — «İki günlüktür.» dediler. Derken İbn Abbâs'a tesaadüf ettik. . (Kendisine): — «Biz hilâli gördük. Cemâatdan Bazıları onun üç: ünlük olduğunu, diğer Bazıları iki günlük olduğunu söylediler.» dedik, bni Abbâs: — «Onu hangi akşam gördünüz?» diye sordu; — «Filân ve filân akşam.» dedik. Bunun, üzerine İbn Abbâs ; — «Şüphesiz ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Allah, onu görülmek için ımdâd etmiştir; buyurdular. O, sizin gördüğünüz geceye aittir.» cevâbını verdi. 2582- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Gunder, Şu'be'den naklen rivâyet etti. H. Bize İbn’l-Müsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bize Şu'be, Amr b. Mürra'dan naklen haber verdi. Amr söyle demiş: Ben, Ebû’l-Buhterî'yi şunu söylerken işittim: Biz (Zât-ı ırk) denilen yerde iken Ramazan hilâlini gördük de İbn Abbâs (radıyallahü anh)'ya sormak için bir adam gönderdik. İbn Abbâs (radıyallahü anh) şunları söylemiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Şüphesiz ki Allah ay'ı görülmek İçin İmdâd etmiştir. Eğer hava buluttu olursa sayıyı tamanlayıverin.» buyurdular. Hadîs-i şerif bütün nüshalarda bu şekilde yani birinci rivâyette «medde»; ikinci rivâyette «Emedde» sîgalarıyla rivâyet edilmiştir. Kâdi İyâz'in beyânına göre ulemâdan Bazıları medde fiilini imtidât yani uzatmak; -Kmedde» fiilini de İmdat vermek mânâsına tefsir etmişlerdir. Kâdı iyâz: «Bence doğrusu rivâyetin ssâhiri manâsıyla kalmasıdır. Zahirî mânâsı: Allah onun müddetini görülsün diye uzatmıştır; demektir. Zaten her iki fiilin de bu mânâya geldikleri söylenir...» diyor. cemaattan bazılarının «ay üç günlük» bazılarının da «iki günlüktür» demeleri, onun büyük gördükleri içindir. İbn Abbâs (radıyallahü anh) ise ayın büyüklüğü küçüklüğü nazar-ı itibâra alınamayacağını, ayın bir gecelik olduğunu bildirmiştir. Zira büyük veya küçük göstermek Allahü teâlâ'ya kalmış bir fiildir. Dilerse hiç de göstermez; bu takdirde oruç günleri otuz üzerinden tamamlanır. Mâzirî diyor ki: «Hilâl güneşin zevalinden sonra görülürse gelecek akşama; zevalden Önce görülürse evvelki akşama âiddir.'Bazıları bunun da gelecek akşama âid olduğunu söylemişlerdir. Zâhirîler'e göre oruçda geçen akşama, bayramda ise ihtiyâtan gelecek akşama âiddir. «Ayı görürseniz oruç tutun!» hadîsinin zahirine bakılırsa ay görüldümü oruç tutmak îcâb eder... O halde görülen ay gelecek geceye haml olunur... Fakat Übbî, Mâziri'nin bu son sözüne itiraz etmiş ve: «Bu bâbda Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sahih bir hadîs vârid olmamıştır. Yalnız Ömer (radıyallahü anh)’in: «Ayı zevalden önce görürseniz iftar edin; zevalden sonra görürseniz iftar etmeyin!» dediği rivâyet olunur. Böyle bir kavl Hazret-i Alî'den de nakledilmiştir. Görülen ayın gelecek geceye âid olduğunu bildiren kavl meşhurdur...» demiştir. Ayın zevalden önce görülmesi meselesi Hanefiyye İmâmlar, arasında da ihtilaflıdır. Hilâl, ayın otuzuncu günü zevalden önce görülürse İmâm Ebû Yusuf’a göre evvelki geceye âiddir. Binaenaleyh Ramazan başı ise o gün oruç tutmak; Ramazan sonu ise iftar etmek lâzımdır. İmâm A'zam'la İmâm Muhammed'e göre ise görülen hilâl mutlak surette gelecek akşama âiddir. Bazıları bu meseledeki hilafın yalnız İmâm Ebû Yûsuf'la imâm Muhammed arasında olduğunu söylemişlerdir. İmâm A'zam'dan bir rivâyete göre hilâli güneşin yolu üzerinde görünür yani güneş hilâli ta'kîb ederse, o hilâl evvelki geceye, hilâl güneşin peşinden gidiyorsa gelecek geceye âiddir. Fetva İmâm A'zam’la İmâm Muhammed'in kavline göredir. |