27 - Ölü Hayvan Derilerinin Dibagatla Temizlenmesi Bâbı 832 - Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebî Şeyhe, Amru'n-Nâkıd ve İbn Ebû Ömer Toptan İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler, Yahya dedi ki, Bize Süfyan b. Uyeyne Zührî'den, o da Ubeydullah b. Abdillah'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen haber verdi. İbn Abbâs şöyle dedi: Meymûne'nin azadlı bir cariyesine bir koyun tasadduk edilmiş. Koyun ölmüş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de onun yanından geçerek: «Bunun derisini alsanız da tabaklayıp ondan faydalansanız ya!» buyurmuş oradakiler. — «O Ölüdür, dediler» bunun üzerine Resul-u Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem): «Onun ancak yenmesi haramdır.» buyurmuşlar. Ebû Bekr ile İbn Ebî Ömer kendi rivâyetlerinde Meymûne (radıyallahü anha) dan dediler. 833 - Bana Ebut' Tâhir ile Harmele'de rivâyet ettiler, dediler ki: Bize İbn Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihab'dan, o da Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'den, o da İbn Abbâs'dan naklen haber verdi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ölü bir koyun buldu. Bu koyun Meymunenin azadlı bir cariyesine sadaka malından verilmişti. Bunun üzerine: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — «Bunun derisinden istifade etseniz ya!» buyurdu. (Oradakiler) — «O ölüdür» dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — «Onun ancak yenmesi haramdır.» buyurdular. 834 - Bize Hasan el-Hulvânî ile Abd b. Humeyd hep birden Ya'kup b. İbrahim b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. Dedi ki, Bana babam Sâlih'den, o da İbn Şihab'dan bu isnadla Yunusun rivâyeti gibi rivâyette bulundu. 835 - Bize İbn Ebî Ömer ile Abdullah b. Muhammed ez Zührî de rivâyet ettiler. Lâfız İbn Ebî Ömer'indir. Dediler ki Bize Süfyân, Amr'dan, o da Atâ'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) atılmış bir koyun ölüsünün yanına uğradı. Bu koyun Meymunenin azadlı bir cariyesine sadaka malından verilmişti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bunun derisini alarak tabaklasalar da ondan istifade etseler ya!» buyurdular. 836 - Bize Ahmet b. Osman en - Nevfeli rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Âsim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Cüreyc rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Amr b. Dinar haber verdi. (Dedi ki): Bana hayli zaman önce Ata haber verdi. Dedi ki Bana İbn Abbâs haber verdi. onada Meymûne haber vermiş ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zevcelerinden birinin bir koyunu varmış; koyun ölmüş de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Onun derisini alsanız da ondan istifade etsenizdi ya!» buyurmuşlar. 837 - Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrahim b. Süleyman, Abdülmelik b. Ebî Süleymandan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti ki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Meymûne'nin âzâdlı bir cariyesine âid (ölü) bir koyunun yanından geçmiş de.» «Bunun derisinden istifade efsenizdi ya!» buyurmuşlar. 838 - Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süleyman b. Bilâl, Zeyd b. Eslem'den naklen haber verdi. Ona da Abdurrahman b. Va'le haber vermiş ki Abdullah b. Abbâs şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Deri tabaklandığı vakit temiz olur.» buyururken işittim. 839 - Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Amru' - Nâkıd da rivâyet ettiler. Dediler ki Bize İbn Uyeyne rivâyet etti. H. Bize Kuteybetü'bnü Saîd'de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdülaziz yani İbn Muhammed rivâyet etti. H. Bize Ebû Küreyb ile İshâk b. İbrahim dahi hep birden Veki’den, o da Süfyan'dan naklen rivâyet ettiler. Bunların hepsi Zeyd b. Eslem'den, o da Abdurrahman b. Va'le'den, o da İbn Abbâs'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bunun yani Yahya b. Yahya hadîsinin mislini rivâyet ettiler. 840 – Bu hadisi bana İshak b. Mansûr ve Ebû Bekr b. İshâk rivâyet ettiler Ebû Bekr «Haddesenâ» İbn Mansûr ise; «Ahberanâ» tabirini kullandılar İbn Mansur dedi ki. Bize Amr b. Rabî haber verdi dedi ki, bize Yahya b. Eyyüb, Yezid b. Ebî Habib'den naklen haber verdi. Ona da Ebû'l Hayır rivâyet etmiş Dedi ki. İbn Va'lete's Sebe'î- nin üzerinde bir kürk gördüm, de ona dokundum. İbn Va'le: «Ona neden dokunuyorsun? Ben Abdullah b. Abbâsa sordum. Dedim ki biz Mağribde bulunuyoruz yanımızda Berberîlerle, Mecusiler de var. Bazan onların kestikleri bir koç bize getiriliyor, ama biz onların kestiklerini yemiyoruz. Bize içine hayvan yağı koydukları tulumları da getiriyorlar?» İbn Abbâs şu cevabı verdi.» — Biz bu meseleyi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sorduk. «Deriyi tabaklayan şey, onun temizleyiçişidir.» buyurdular. 841 - Bana İshak b. Mansûr ile Ebû Bekr b. İshâk da Amr b. Rabî'dan rivâyet ettiler. (Dediler ki) ; Bize Yahya b. Eyyüb, Ca'fer b. Rabîa'dan, o da Ebû'l Hayr'dan naklen haber verdi. Ebû'l Hayr Dedi ki, Bana İbn Va'lete's - Sebei rivâyet etti dedi ki: Ben Abdullah b. Abbâs'a sordum. Ve: — Biz Mağrib'de bulunuyoruz. (Ba'zan) bize Mecusîler içlerinde su ve hayvan yağları bulunan tulumlar getiriyorlar dedim. İbn Abbâs sadece «iç» diye cevap verdi bunun üzerine ben: — «Bu senin düşündüğün bir reymidir?» dedim. İbn Abbâs Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i — «Deriyi tabaklayan şey, onun temizley içişidir.» buyururken işittim dedi. Bu Hadîsi Buhârî Kitabu'z - Zekât «Kitabu’l - Buyu ve «Kitabuz Zebâih» da Ebû Dâvûd «Kitaâbu'l - Libas'da», Nesâî «Kitâbu'z - Zebâih» da tahric etmişlerdir.. Hadis-i Şerif burada olduğu gibi birçok tarîklerden muhtelif lâfızlarla rivâyet edilmiştir. Bunların bazılarında ölen koyunun Ümmü’l Müminin Sevde Binti Zem'a (radıyallahü anha)'ya diğer bazılarında Ümmü Seleme (radıyallahü anha)'ya, bir takımlarında da Zeynep (radıyallahü anha)'ya âit olduğu bildiriliyor. Hâdisenin ayrı ayrı geçmiş olması muhtemeldir. Bütün bu rivâyetler eceli ile ölen bir hayvan derisinin tabaklanmakla temizleneceğini bildirmektedir. Gerçi ölü hayvanın hiçbir yerinden istifade edilemiyeceğini bildiren hadisler de vardır. Fakat o hadisler zayıftır. Bunların bazıları «Tabaklanmadan istifade edilemez» şeklinde te'vil dahi edilmişlerdir. Tabaklanmakla derinin temizleneceğini bildiren hadisler ise sahihtirler. Binâenaleyh nesih iddiasına da lüzum kalmadan onlarla amel olunur. Bâbımız hadîsleri ile gerek Ashâb-ı Kiramdan gerekse tabiin hazerâtından pek çok zevat istidlal etmiş ve ölü hayvan derisinin tabaklanmakla temizleneceğine kail olmuşlardır. Ezcümle İbn Mes'ud (radıyallahü anh) ile Saîd b. El-Müseyyeb, Atâ b. Ebû Rabâh, Hasan-ı Basrî, Sa'bî İbrahim Nehâî, Salim İbn Cübeyr Katade Dahhak, Yahye'l Ensarî Leys, Evzâi, Süfyan'i Sevri ve Abdullah b. Mübarek hazerâtı buna kail oldukları gibi Hanefîler'le Şafiîler'in mezhebleri de budur. Bu Hadîsler «Ölü hayvan derisi tabaklansa bile ondan istifade caiz değildir.» diyenlerle «Ölü hayvan derisinden tabaklanmadan dahi istifade edilebilir.» diyenlerin kavillerini reddetmektedir. İbn Şihâb-ı Zühri ile Leys b. Sa'd , Meşhur olan kavilerine göre ölü hayvan derisinden tabaklanmadan dahi istifade edilir demişlerdir. Maamafih aynı zevattan bunun hilafı da rivâyet olunmuştur. Ma’mer b. Raşid'in rivâyetine göre Zührî derinin tabaklanmasına lüzum görmez ondan ne surette olursa olsun istifade edilebileceğini söylermiş. Ebî Abdillah Mervezî «Buna Zührî'den önce hiçbir kimsenin kail olduğunu bilmiyorum, Zühri ise hadisin zahirine bakarak hüküm veriyordu. Çünkü Hadiste «Onun yalnız yenmesi haramdır, buyurulmuştur.» diyor. Tahavi (238-321) Leys «Tabaklanmamış ölü hayvan derilerinin satılmasında beis yoktur. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlardan istifade etmeğe izin vermiştir. Satmak ta bir istifadedir.» dediğini rivâyet eder. «Tabaklanmamış ölü hayvanın derisinin satılabileceğine fukahâdan Leys'den başka hiçbiri kail olmamıştır.» demektedir. İmâmı Malik’den dahi İbn Şihâb'ın mezhebine benzeyen bir kavil rivâyet olunmuştur. Hazret-i Mâlik; «Bir kimse ölmüş bir hayvan derisi satın alırda onu tabaklar ve ayakkabı yapmak için parçalarsa kurumadan onu satamaz.» demiştir ki bu söz onun mezhebine göre tabaklanmamış ölü hayvan derisinin satılabileceğini gösterir. «El-Tavdîh» nâm eserde ölü hayvan derisinin tabaklanması ve temizlenmesi hususunda yedi kavil zikrediliyor. Şöyle ki: 1- Tabaklanmakla köpek ve domuz derisinden mâda bütün derilerin içi ve dışı temiz olur. Artık bu deriler yaş ve kuru bütün yiyecekler hususunda kullanılabilir. Ölen hayvanın eti yensin yenmesin derisi kullanılabilir. Ashâb-ı Kiramdan Ali b. Ebî Talib ile Abdullah b. Mes'ud (radıyallahü anhûma)'nın ve İmâm Şafiî'nin mezhebleri budur. 2- Ölü hayvanın hiç bir yeri temizlenemez. Bu kavil selefi sâlihin'den bir cemâatin mezhebidir. Hazret-i Ömer ile Oğlu Abdullah ve Âişe (radıyallahü anhûm) hazeratının mezhebleri bu olduğu söylenir. İmâm Ahmed b. Hanbel'in Meşhur kavli bu olduğu gibi bir rivâyette İmâm Malik'in mezhebi de budur. 3- Tabaklanmakla yalnız eti yenen hayvanların derileri temiz olur. Evzâi, İbn Mübarek ve Ebû Sevr'in mezhebleri budur. 4- Domuzdan mâda bütün hayvanların derileri tabaklanmakla temiz olur. İmâm A'zam Ebû Hanife'nin mezhebleri budur. 5- Tabaklanmakla bütün hayvanların derileri temiz olursa da bu temizlik derilerin içlerine değil dışlarına aittir , İçleri temizlenmez. Deriler yalnız kuru yiyeceklerde kullanılabilir. Sıvı yiyeceklerde kullanılamaz. Derilerin tüylü taraflarında yani dışlarında namaz kilınabilir. Fakat içlerinde kılınamaz. Mâlikîyye İmâmlarının rivâyetlerine göre İmâm Mâlik'in meşhur olan mezhebi budur. 6- Köpek ve Domuz da dahil olduğu halde bütün hayvan derilerinin içi ve dışı tabaklanmakla temiz olur. Dâvud-u Zahirî (202 -270) ile diğer zahiriye ulemasının mezhebleri budur. Bu kavil Hanefîlerden İmâm Ebû Yusuf (113 - 182) dan da rivâyet olunur. 7- Ölü hayvan derilerinden tabaklanmadan dahi istifade edilebilir. Onları kuru ve yaş bütün yiyecekler hususunda kullanmak caizdir. Zührî ile Şafiîlerden bazılarından söz olarak rivâyet edilen kavil budur. Nevevî bu kavle şafiilerden hiçbir kimsenin iltifat etmediğini söylüyor. Lügat ulaması «îhâb» kelimesinin mânâsında ihtilâf etmişlerdir. Bazılarına göre ihâb: Mutlak surette deri demektir. Diğer bazıları ise tabaklanmayan, deriye ihab denildiğini tabaklandıktan sonra ona «Edîm» ıtlak edildiğini söylemişlerdir. Derinin ne ile tabaklanacağına gelince: Hanefîlere göre derinin bozulup kokmasını önleyen her şeyle hatta güneşte kurutmak, topraklamak ile dahi deri tabaklanmış olur. Hayvanı Şer'i usule göre kesmek dahi ayni işi görür. Bu surette kesilen hayvanın eti de temiz olur. Yalnız hayvan, eti yenmiyenlerden ise eti temiz olmakla beraber yenmez. Fakat hayvanı ehil olmayan birisi meselâ bir Mecusî keserse o hayvanın derisi kesmekle temizlenmez. Ayrıca tabaklanmak îcâb eder. . Yine Hanefîlere göre ölü hayvanın hayat girmeyen cüzleri temizdir. Binaenaleyh kemikleri, tüyleri, gagaları, sinirleri, tırnakları, temizdir. İnsanın kemik ve killanda bu hükme dahildir. Şafiîlere göre hayvanın derisi çürüyüp bozulmayı menedecek nar kabuğu karaz vesaire ile tabaklanırsa da güneşte kurutmak, topraklamak, kül veya tuz serpmekle esah olan kavle göre deri temizlenemez. Necis ilâçlarla temizlenip temizlenemiyeceği hususunda iki kavil vardır. Bu kavillerin esah olanına göre temizlenir. Yalnız tabaklandıktan sonra deriyi yıkamak ister. Temiz bir şeyle tabaklandıktan sonra dahi yıkamak icab edib etmeyeceği hususunda yine iki kavil vardır. Şafiîlere göre deriyi mutlaka bir Fail-i muhtarın tabaklaması şart değildir. Deriyi rüzgâr tabakhaneye uçursa temiz sayılır. Tabaklanan deri şafiîlerce bilittifak temiz olursa da satılıp satılamıyacağı hususunda İmâm-ı Şafiî (radıyallahü anha)’den iki kavil rivâyet olunur. Bunların esah olanına göre o deriyi satmak caizdir. Ölü hayvanın üzerinde bulunan tüyleri muhtar olan kavle göre temiz değildir. Çünkü dibağatın onlara bir tesiri yoktur. Şafîîyye ulemâsı ölü hayvan derisinin tabaklanmadan önce yaş şeylerde kullanılamıyacağına fakat kuru şeylerde kullanılabileceğine kail olmuş fakat bunun mekruh olduğunu söylemişlerdir. |