24 - Ateşte Pişen Şeylerden Dolayı Abdest Lazım Gelmesinin Neshi Bâbı 817 - Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Malik, Zeyd b. Eslem'den, o da Ata b. Yesar'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir koyun küreği yemiş sonra namaz kılmış abdest almamış. 818 - Bize Züheyr b. Harb'da rivâyet etti, dedi ki: Bize Yahya b. Said, Hişam b. Urveden rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Vehb b. Keysân , Muhammed b. Amr b. Ata'dan o da İbn Abbâs'dan naklen haber verdi. H. Bana Zührî de Ali b. Abdillah b. Abbâs'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. H. Bana Muhammed b. Ali dahi babasından, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti ki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) etli bir kemik yahut et yemiş, sonra namaz kılmış fakat abdest almamış; suya da el değdir-memiş... 819 - Bize Muhammed b. Sabbâh rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbrahim b. Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Zühri, Ca'fer b. Amr b. Ümeyyete'd-Damrî'den o da, babasından naklen rivâyet etti. Babası Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bir (Koyun) kürek (in)’den kesip yerken görmüş, sonra namaz kılmış, fakat abdest almamış. 820 - Bana Ahmet b. İsâ rivâyet etti. (Dedi ki): Bana İbn Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Amr b. Haris, İbn Şihâb'dan, o da Cafer b. Amr b. Ümeyyete'd Damri den o da babasından naklen haber verdi. Babası Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bir koyun küreğinden kesip yerken gördüm, Müteakiben namaza davet edildi. Hemen kalkarak bıçağı attı ve namaz kıldı, fakat abdest almadı. İbn Şihâb: «Bunu bana Ali b. Abdillah b. Abbâs babasından, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bunu rivâyet etti» demiş. 821 - Amr Dedi ki, Bana Bükeyr b. Eşec dahi İbn Abbâs'ın azadlısı Küreyb'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Meymûne'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Meymûne'nin yanında kürek yemiş. Sonra namaz kılmış, fakat abdest almamış. 822 - Amr: Bana Ca'fer b. Rabîa, Yâkup b. Eşecc den, o da İbn Abbâs'ın azadlısı Küreyb'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Meymûne'den naklen bunu rivâyet etti» demiş. 823 - Amr Dedi ki: Bana Said b. Ebi Hilâl, Abdillah b. Ubeydillâh b. Ebi Râfi'den, o da Ebû Gâtâfan'dan, o da Ebû Râfi'dan naklen rivâyet etti. Ebû Râfi: «Şahadet ederim ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e koyunun ciğerini kızartırdım. Sonra namaz kılar, fakat abdest almazdı» demiş. 824 - Bize Küteybetü'bnü Said rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys, Ukayl'den o da Zührî'den, o da Ubeydullah b. Abdullah'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) süt içmiş sonra su isteyerek ağzını çalkalamış ve: «Bunun yağı vardır.» buyurmuş. 825 - Bana Ahmed b. İsa dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bana da Amr haber verdi. H. Bana Züheyr b. Harb'da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yâhyâ b. Saîd, Evzâ'i'den rivâyet etti. H. Bana Harmeletü'bnü Yâhyâ dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Yûnus rivâyet etti. Bunların hepsi İbn Şihab'dan Ukayl'in Zühri'den naklettiği isnadla bu hadisin mislini rivâyette bulunmuşlardır. 826 - Bana Ali b. Hucr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İsmail b. Cafer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Amr b. Halhale, Muhammed b. Amr b. Atâ'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) esvabını üzerine toplayarak namaza çıkmış. O esnada kendisine ekmekle etten müteşekkil bir hediye getirmişler. Resûl-ü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (ondan) üç lokma yiyerek cemaata namaz kıldırmış, hiçbir suya da el değdirmemiş. 827 - Bize bu hadisi Ebû Küreyb'de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Üsâme, Velid b. Kesır'den rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Amr b. Atâ rivâyet etti. Ben İbn Abbâs'la beraberdim...» diyerek hadîsi İbn Halhale hadisinin mânâsı île rivâyet etti.» Bu hadiste «İbn Abbâs Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunu yaptığına şahit olmuş» cümlesîde vardır. Birde «Namaz kıldı» demiş. Fakat «Cemaata kıldırdı» kaydını söylememiştir. Bu hadîsi Buhârî «Abdest» bahsinde muhtelif râvîlerden muhtelif lâfızlarla rivâyet ettiği gibi diğer (Kütüb-ü Sitte) sahipleri dahi rivâyet etmişlerdir. Hadîsin bir rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir koyunun kürek etinden yediği diğer, rivâyetinde kendisine koyunun içi yani böbrekleri ile ciğerlerinin kızartıldığı başka rivâyetinde süt içip ağzını çalkaladığı daha başka bir rivâyetinde kendisine hediye olarak getirilen et ve ekmekten üç lokma yediği fakat bütün rivâyetlerde bundan dolayı abdest tazelemeye lüzum görmiyerek namaz kıldığı bildirilmektedir. Buhârî'nin bu bâbda rivâyet ettiği bir hadiste. Ebû Bekr, Ömer ve Osman (radıyallahü Anhûm) Hazeratının da et yedikleri fakat abdest almadıkları bildiriliyor. Aynı hadisî birçok İmâmlar tahric etmiştir. Hattâ Tahavî onu on tarikden rivâyet eder. Tahavî Ashâb-ı Kiram'dan birçoklarının et vesaire yedikten sonra abdest almadıklarını da kaydeder. Buhârî'nin Ashab hadîsini rivâyet etmekten muradı ateşde pişen şeyleri yemekle abdest bozulmayacağına icma'i sükuti vâki olduğunu anlatmaktır. İcma'ı Sükûtî: Bir asırda yetişen müctehidlerin bir mesele hakkında bir kısmının hükmü beyân etmesi, diğerlerinin de o meseleyi duydukları halde birşey söylemeyip susmalarıdır. Görülüyorki; ateşte pişen herhangi bir yemeğin bâ husus etin abdesti bozduğuna ve bozmadığına dâir rivâyetler vardır. Bu sebeple ulemâ iki kısma ayrılmışlardır. Bir kısmına göre ateşte pişen herhangi bir şeyi yemek Abdesti bozar. Hasan-ı Basrî Zührî, Ebû Kılâbe, Ebû Miclez ve Halife Ömer b. Abdi Haziz hazerâtı buna kail olanlardandır. Ashâb-ı Kiram'dan Zeyd b. Sabit, Ebû Talha, Ebû Mûse'l -Eş'ari, Ebû Hüreyre Enes b. Malik, Ümmü'l-Mü'minin Âişe ve Ümmü Habîbe ile Ebû Eyyüb el-Ensarî (radıyallahü Anhûm) hazeratinın mezhebleri de budur. Delilleri Müslimin bu babta rivâyet ettiği hadislerle Nesâî (215 - 303), Taberanî (260-360) ve Tahâvî (238 - 321)'nin rivâyet ettikleri Zeydü'bnü Sabit (radıyallahü anh) hadisi; yine Tahâvî ile Tabâranî'nin rivâyet ettikleri Ebû Talha hadisi Tirmizî (209-279) ile İmâm Ahmed b. Hanbel'in (164-241) rivâyet ettikleri Ebû Hüreyre hadisi ve Tahavî'nin rivâyet ettiği Sehl b. Hanzale hadisidir. Mezkûr hadisler ateşte pişen şeylerin abdestin bozacağına delâlet ederler. Selef ve Halefin cumhûruna göre ateşte pişen herhangi bir yemeği yemekle Abdest bozulmaz. Nitekim Ashâb-ı Kiram'dan Ebû Bekri Sıddik, Ömer b. Hâttab, Osman b. Affân Ali b. Ebi Tâlib, Abdullah b. Mesud, Abdullah b. Abbâs, Abdullah b. Ömer, Ebud-Derdâ, Cabir b. Semura, Ubey b. Ka'b, Amir b. Rabia ve Ebü Ümâme (radıyallahü anhûm) hazerâtı ile diğer birçoklarının mezhebleri bu olduğu gibi Cumhûr-u tabiin ve Mezheb İmâmlarından Ebû Hanife, Malik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel de buna kaildirler. Aynı kavil hadis İmâmlarından İshâk b. Rahuye, Yâhyâ b. Yâhyâ, ve Ebû Sevr gibi zevattan da rivâyet olunmuştur. Bu zevatın delilleri de Bâbımızın neshe delâlet eden hadisleri ile İbn Abbâs'dan, Amr b. Ümeyye'den ve daha başkalarından rivâyet edilen birçok hadislerdir. Bu hadisler ateşte pişen birşeyi yemekle abdestin bozulacağını bildiren hadisleri neshetmişlerdir. Bâ husus Câbir (radıyallahü anh)'dan rivâyet edilen bir hadis bu bâbda söylenecek söz bırakmamıştır. Zira Hazret-i Câbir «Bu iki şıktan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in son olarak yaptığı ateşte pişen bir şeyden dolayı abdest almadı» demiştir. Bu hadis abdest îcab eden hadislerin nesh edildiğini sarahaten göstermektedir. Hadisi Tahavi, Ebû Dâvud, Nesai ve İbn Hibban rivâyet etmişlerdir. Gerçi nesh ancak tarihle bilinir. Müslim'in rivâyetlerinde tarih zikredilmemiştir. Lâkin «El-Muvâtta» da hâdisenin Huneyn gazasında, geçtiği tasrih edilmiştir. Bu gaza ateşte pişmiş yemeğin abdesti bozacağını bildiren hadislerin söylenmesinden çok sonradır, Câbir hadisi de son olarak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in pişmiş yemekten sonra abdest almadığını bildirir bu bâbda İbn Abbâs ile Ebû Hüreyre münazara yapmışlar, İbn Abbâs: «Ateşten pişen şeyden abdest lâzım gelirse kaynak su ile abdest almak da caiz olmamak icab eder» demiş. Ebû Hüreyre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bir hadis rivâyet olunurken ona misâl getirme» mukabelesinde bulunmuştur. İkinci bir delilleri de abdest icab ettiğini gösteren delillerden muradın Şer'î değil lügavî abdest alması ihtimalidir. Yani et ve süt gibi yağlı şeyler yiyenin elini ağzını yıkaması emrolunmuştur. Lügaten buna da abdest denilebilir. Son rivâyette «İbn Abbâs, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bunu yaptığına şahit olmuş» denilmesi Hazret-i İbn Abbâs‘ın ilk rivâyetinden doğacak bir şüpheyi gidermek içindir. Şüphe şudur; bundan önceki rivâyetin senedinde sıra İbn Abbâs (radıyallahu anhüma) gelince «İbn Abbâs'da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etmiş» denilmiştir. Bundan İbn Abbâs (radıyallahu anhüma)'nın hadiseyi gözüyle gördüğü yüzde yüz anlaşılmamakta görmüş olması ihtimali muhtemel olduğu gibi, görmeyip başkasından işitmiş olması ihtimali de çıkartabilmektedir. Başkasından işittiği takdirde ise; hadis mürsel olur. Gerçi; Cumhûrun kavline göre onunla yine istidlal edilebilirse de Ebû İshâk el-Esferai'nin kavline göre böyle bir hadisten hüccet olamaz. İşte İmâm Müslim bu ciheti nazar-ı dikkate alarak ikinci rivâyette İbn Abbâs hazretlerinin vak'ayı bizzat müşahade ettiğini bildiren rivâyeti göstermekle, bu bâbdaki şüpheyi gidermiş ve hadise hiçbir diyecek olmadığını anlatmak istemiştir. |