Geri

   

 

 

 

İleri

 

24- Cennete Ancak Mü'minlerin Gireceğini, Sevmenin İmandan Olduğunu Ve Selamlaşmanın Sevgi Husulüne Sebeb Olduğunu Beyan Bâbı

203- Bize Ebû Bekir İbn Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Muâviye ile Vekî', A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllab (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Siz imân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (tam) imân etmiş olmazsınız. Ben size bir şey göstereyim mi; onu yaparsanız sevişirsiniz? Aranızda selâmı ifşa edin» buyurdular.

«Birbirinizi sevmedikçe de imân etmiş olmazsınız.» ifâdesinin nıa'na-sı: îmanınızın kemâl bulması ve halinizin düzelmesi ancak birbirinizi sevmekle olur demektir. Nevevî'ye göre «İmân etmedikçe cennete giremezsiniz.» cümlesinden maksad zahiri ma'nadır. Binâenaleyh cennete girmek için mü'min olmak şarttır. Velevki iman-ı kâmil olmasın. Yani cennete girmek mutlak imana bağlıdır. İman-ı kâmil sahibi olmak ise mü'minlerin birbirini sevmesine bağlıdır.

İbn Salâh diyor ki: «Bu hadisin ma'nası: sizin imanınız ancak birbirinizi sevmekle kemâl bulur. Eğer böyle iman etmedi iseniz cennetlikler doğrudan doğruya cennete girerken sizler giremezsiniz; demektir.» Yani, siz İman-ı Kâmil ile imân etmedikçe doğrudan doğruya cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman-ı kâmil sahibi olamazsınız.

Nevevî, İbn Salâh’ın sözünü ihtimal dahilinde görmektedir.

«Selâmı aranızda ifşa edin!»» ifşa etmek: dağıtmak ve yaymaktır. Bu cümle, tanıdık olsun olmasın bütün müslümânlara adetâ saçarcasına bol bol selâm vermeye teşviktir.

Selâm vermek birleşip kaynaşmanın ve sevgi celbinin en başta gelen sebeblerindendir. Müslümanların birbirleriyle tanışmaları ve kendilerini

Başka milletlerden ayıran şiarlarını meydana çıkarmaları onun ifşası sadesinde mümkün olur. Ayni zamanda selâm vermekde nefsi tevâzua alınırıma, müslümanların hürmetini ta'zim, birbirleriyle küsüşüp alâkayı kesmeyi ve ara bozmayı ortadan kaldırma gibi nice güzel ma'nalar vardır. İnsan verdiği selâmın Allah için olduğunu bilmeli ve onu yalnız eşine dostuna değil her müslümana vermelidir.

«......» cümlesi ekseri nüshalarda (nun)un ıskatiyle rivâyet edilmiştir. Fiil, nefi veya nehî olmadığı halde sonundan (nun)un düşmesi tahfif içindir. Bazı nüshalardan (nun) hazf edilmemiştir.

204- Bana Zübeyr b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Cerir, A'meş'den bu isnadla haber verdi. Ebû Hüreyre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Nefsim kabza-i kudretinde olan (Allah)a yemin ederim ki sizler imân etmedikçe cennete giremezsiniz.» buyurdular: diyerek (bundan Ön çeki) Ebû Muâviye ve Veki' hadisinin mislini rivâyet etmiş.