Geri

   

 

 

 

İleri

 

20 - Komşuya Eziyyetin Haram Kılındığını Beyan Bâbı

181- Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybetü'bnu Said ve Ali b. Hucr toptan İsmail b. Ca'fer'den rivâyet ettiler. İbn Eyyûb dedi ki: Bize İsmail rivâyet etti.

Dedi ki: Bana el-Alâ’ babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi ki, Rcsulüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Komşusu şerrinden emin olmayan kimse cennete giremez» buyurmuşlar.

Zahirine bakılırsa bu hadis cennete girmesin diye beddua değil, giremeyeceğini ihbardır. Müslim sarihi El-Übbi de buna kaildir.

Bevâik: Bâikanm cem'idir. Bâika: Şer, belâ, gâile, mühlik olan şey ve ansızın başa gelen sıkıntı ma'nalanna gelir. Bir kimsenin şerrinden korkulması o kimse için ma'siyyettir. Hâl böyle olunca, Allah'ın son derece makam-ı ihtirama yükselttiği ve ikram olunmasını istediği, aksi takdirde cennete koymayacağını beyanla tehdidde bulunduğu komşuya fenalık yapmanın ne demek olacağını bir düşünmelidir.

İmâm Nevevî'ye göre «Cennete giremez.» ifâdesi iki şekilde izah olunur.

1- Bu sözün ma'nası: Komşuya eziyet eden kimsenin cezası doğrudan doğruya cennete girememektir. Yani cennetin kapılan açılarak ehl-i necat olanlar girmeğe başladıkları zaman o geriye bırakılır. Artık onun işi Allah’a kalmıştır. Ya cezasına kadar cehennemde azâb ettikden sonra yahud affederek ceza vermeden cennetine koyar.

2 - Cennete girememek, komşuya eziyyet etmenin haram olduğunu bildiği halde onu helâl sayanlara hamledilir.

Böylesi kâfir olduğundan cennete asla giremeyecektir. Ancak bu ikinci surete el-Ubbî şöyle i'tiraz ediyor: «Bu takdirde komşuyu zikretmenin" bir faydası kalmaz. Çünkü hüküm her âsî, münafık ve kâfire amm ve şamil olur. Evlâ olan bu hadîsi, tevbe etmeden ölüp de hakkındaki tehdid infaz edilen ve cehennemden şefaatla çıkan kimseye hamletmektir.»

Burada şöyle bir suâl hatıra gelebilir: Bir kimse komşusuna eziyyet etmek ister de sonra bundan vazgeçerse yine muâhaze olunur mu? bu hal: «Kulum kötülük yapmays gönülden geçirir de yapmazsa o kötülüğü yazmayın...» hadis-i kudsisine muarız" değil midir? Bu suâle el-Übbî şöyle cevap veriyor:

«Yazılmayan kasıd hârîcde taallûk ettiği şey vücud bulmayandır; şarap içmek isteyip de içmemek gibi. Buradaki kasdın dışarıda taallûk ettiği şey ise vücud bulmuştur; çünkü komşusu, kasdını icra edeceğini zannederek eziyyet görmüştür. Yolcuları korkutup da kendilerine bir zarar getirmeyen yol kesici gibi. Yahut şöyle denilir; o halde bu şahsdan sâdır olan sırf bir kasıd değil, azimdir. Azim ise sahih kavle göre rnuâhazeyi icâb eder.