Geri

   

 

 

 

İleri

 

52- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: “Kur'ân'ı güzel okumakta maharetli olan, el-kirâmu'l-berere (el-Abese: 18) ile beraberdir" Ve "Kur'ân'ı seslerinizle zînetlendiriniz" Kavilleri Bâbı

7639 Bana İbnu Ebî Hazım, Yezîd ibn Abdillah'tan; o da Muhammed ibn İbrahim'den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şöyle buyururken işitmiştir: "Allahu Taâlâ hiç-birşeyi, bir peygamberin Kur'ân'ı açıktan, güzel sesiyle okumasını dinlediği kadar dinlemedi".

7640 İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Urve ibnu'z-Zubeyr, Saîd ibnu'l-Müseyyeb, Alkame ibn Vakkaas ve Ubeydullah ibnu Abdillah, iftira ehlinin Âişe aleyhine söylediklerini söyledikleri zamanki hadîsini haber verdiler. Bunlardan herbiri hadîsten bir parçayı bana tahdîs ettiler. Bu hadîsin sonunda Âişe (r.anha) şöyle demiştir:

— Ben Ya'kûb'un sözünü söyledikten sonra yatağımın üzerine yan yattım. Ben o zaman kendimin berî’ olduğumu ve Allah'ın da benim berî' olduğumu ortaya çıkaracağını bilmekte idim. Fakat ben Allah'a yemîn ederim ki, Allah'ın benim işim hakkında tilâvet edilecek bir vahy indireceğini zannetmiyordum. Ve elbette benim şanım, benim nefsim de bana âid bir mes'elede Allah'ın Kur'ân'la tilâvet olunacak bir kelâm söylemesinden çok hakîr idi. Ve Azîz ve Celîl Allah: “O uydurma haberi getirenler içinizden bir zümredir. Onu sizin için bir şerr sanmayın. Bi’'akis o, sizin için bir hayırdır... " (en-Nûr 11-21) on âyetin tamâmını indirdi.

7641-......Bize Mıs'ar, Adiyy ibn Sâbit'ten, zannederim o da el-Berâ (radıyallahü anh)’dan tahdîs etti ki, o: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den yatsı namâzı (nın bir rek'ati)nda "Ve’t-tîni ve'z-zeytûni" Sûresi'ni okurken işittim, ondan güzel sesli yahut ondan güzel kirâatli hiçbir kimseyi dinlemiş değilim, demiştir.

7642 İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de iken (İslâm'ın evvelinde) gizlenerek yaşardı. Namaz kıldırırken sesini yükseltirdi. Müşrikler Kur'ân işittikleri zaman hem Kur'ân'a, hem onu getirene söverlerdi. Bunun üzerine Azîz ve Celîl olan Allah, kendi Peygamber'ine: "Namazında pek bağırma, sesini o kadar tasma da. İkisi arası bir yol tut" (el-Isrâ: 110) buyurdu .

7643 Abdurrahmân ibn Ebî Sa'saa el-Ensârî el-Mâzinî, oğlu Abdullah'a şöyle haber vermiştir: Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) kendisine:

— “Seni görüyorum ki, sen koyun beslemeyi ve bâdiyede oturmayı seviyorsun. Davarların başında yahut bâdiyende iken namaz için ezan okuyacak olduğun vakit yüksek sesle nida et. Çünkü müezzin sesinin yetiştiği yere kadar ins, cinn, hattâ hiçbirşey yoktur ki, ezanı duymuş olsun da kıyâmet gününde müezzin için güzel şehâdette bulunmasın”, demiştir.

Ebû Saîd: Ben bu hadîsi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim, demiştir.

7644 Âişe (r. anha): Ben hayızlı iken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), başı benim kucağımda olduğu hâlde Kur'ân okur idi, demiştir.