32- Yüce Allah'ın: “Nezdinde Kendisine İzin Verdiği Kimselerden Başkasının Şefaati Fayda Etmez. Nihayet Kalblerinden Korku Giderildiği Zaman 'Rabb'iniz Ne Buyurdu?' Derler. Hakkı (Söyledi) Derler. O Çok Yüce, Çok Büyüktür” (Sebe: 23) Kavli BâbıBurada "Rabb'iniz ne yarattı?" demedi de "Rabb'iniz ne buyurdu?" dedi. Ve zikri ulu Allah şöyle buyurdu: "O'nun izni olmadıkça nezdinde şefaat edecek kim?" (el-Bakara: 255). Mesrûk, İbn Mes'ûd'dan şöyle söyledi: Allah vahy ile kelâm ettiği zaman gökler ahâlîsi birşey işitirler. Meleklerin kalblerinden korku giderildiği ve ses sakin olduğunda, onlar bu sesin Rabb'leri tarafından olan hakk olduğunu tanırlar. Ve birbirlerine: "Rabb'iniz ne buyurdu?" diye nida ederler. Onlar da: "Hakkı buyurdu" derler. Ve Câbir ibn Abdillah'tan zikrolunuyor ki, Abdullah ibn Uneys el-Ensârî şöyle demişti. Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim, şöyle buyuruyordu: "Allah kıyâmet gününde kulları toplar da onlara uzak olanın yakın olan kimsenin işitmesi gibi işiteceği bir ses ile nida eder: Melik ancak benim! Deyyân (yani karşılık verici) ancak benim! buyurur”. 7571- Bize Alî ibn Abdillah tahdîs etti. Bize Sufyân ibn Uyeyne, Amr ibn Dinar'dan; o da İkrime'den tahdîs etti ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) bu hadîsi Peygamber'e ulaştırır: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allahu Taâlâ semâdaki meleklere bir emrin infaz olunmasını hükmettiği zaman düz bir taş üstünde hareket ettirilen zincir sesi gibi heybetli olan bu ilâhî hükme, melekler tamâmiyle boyun eğerek (korku ile) kanatlarını birbirine vururlar. Gönüllerinden bu korku gidince melekler, Cebrail ve Mîkâîl gibi Mukarreb Meleklerde: — Rabb'iniz ne söyledi? diye sorarlar. Mukarreb Melekler de: — Allah ancak hakkı buyurdu. Allah yücedir. Allah büyüktür! derler". 7572- Alî ibn Medînî ve Sufyân ibn Uyeyne’den başkası "Fâ"nın fethasıyle "Safavânin" diye söylemişlerdir. Ali ibnu'l-Medînî şöyle dedi: Ve bize Sufyân tahdîs etti. Bize Amr, Îkrime'den; o da Ebû Hureyre'den bu hadîsi tahdîs etti. Sufyân şöyle dedi: Amr şöyle dedi: Ben İkrime'den işittim: Bize Ebû Hureyre tahdîs etti. Alî ibn Medînî şöyle dedi: Ben Sufyân'a söyledim. O: — Ben İkrime'den işittim, dedi; o da: Ben Ebû Hureyre'den işittim dedi, dedim. O da: — Evet (hadîs böyle de geldi), dedi. Alî dedi ki: Ben Sufyân'a: ' — Bir insan Amr'dan; o da İkrime'den; o da Ebû Hureyre'den rivayet etti ki, o bunu Peygamber'e yükseltiyordu. Peygamber "Fuzzia" şeklinde okumuştur, dedim. Sufyân: — Amr da böyle okudu. O bunu îkrime'den böyle mi işitti, yâ-hud kendisi nefsinden böyle mi okudu, bilmiyorum? dedi. Sufyân: — Bu, bizim kirâatimizdir, dedi. 7573 Ibn Şihâb'dan (şöyle demiştir): Bana Ebû Seleme ibn Abdirrahmân haber verdi ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle der idi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah Kur'ân’ı tegannî etmekte olan bir peygamberi dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlemedi". Ebû Hureyre'nin bir arkadaşı: "Tegannî" ile "Kur'ân'ı aşikâre okumakta olan" demeyi kasdeder, dedi. 7574 Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Azîz, Celîl Allah kıyâmet günü: — Yâ Âdem! diye nida eder. Âdem de: — Lebbeyke ve sa’deyke (= Yâ Rabb, emrine tekrar tekrar icabet ve emrini yerine getirmeye dâima hazırım) diyecek. Allah, Âdem'e bir ses ile: — Allah sana zürriyetinden cehenneme gidecek bir topluluğu çıkarmanı emrediyor! diye nida edecek". 7575 Âişe (r. anha): Ben, Peygambef (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kadınlarından hiçbirisi hakkında Hadîce'ye karşı kıskançlığım derecesinde kıskanç değildim. Yemîn olsun, Rabb'i Peygamber'e, Hadîce’ye cennette bir ev ile müjde vermesini emretmiştir, dedi. |