Geri

   

 

 

 

İleri

 

14- Bâb: Hibeden Dönme Ve Şuf'ayı Düşürme Hususundaki Hîle Hakkındadır

İnsanların bâzısı: Eğer bir şahıs bin dirhem veya daha fazla bir hibe yapsa ve nihayet bu hibe, hibe verilen kimsenin yanında senelerce kalsa, ve hibe yapan hibe verilen kimse ile hibede tasarruf etmemesinde uyuşmak suretiyle bu hibede hîle yapsa, sonra hibe veren bu hibeden dönse, bunlardan hiçbirine zekât yoktur, dedi. Bunu söyleyen kişi, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a hibede muhalefet etmiştir (yani hibeden dönmeyi nehyeden hadîsin zahirine muhalefet etmiştir).

Bir de hibe verilenin yanında zekât yılı kalmasının ardından sabit olan zekâtı da düşürmüştür.

7061 İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Hibesinden geri dönen her kişi, (kusan) sonra da kusmuğuna dönen köpek gibidir. Bizim için böyle kötü sıfat olmaz" buyurdu.

7062 Bize Ma'mer ibn Râşid, ez-Zuhrî'den; o da Ebû Seleme'den tahdîs etti ki, Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şuf’ayı ancak taksim olunmamış her malda kılmıştır. Sınırlar konulup da yolların yönleri belli edildiği zaman şuf'a yoktur, demiştir.

İnsanların bâzısı: Şuf a komşuluk için meşru' olur, dedi.

Sonra bu zât, sağlamlaştırdığı bu düstûra (yani şuf’ayı ortaklık gibi komşuluk için isbâtına) kasdetti de, onu ibtâl eyledi, ve şöyle dedi: Bir şahıs, bir evi tamamen satın almak istese ve komşunun o evi şuf’a sebebiyle alacağından korksa da o evdeki yüz hisseden şayi' olan bir hisseyi satın alsa (ve böylece evin mâlikiyle bir ortaklığa dönüşür), sonra da geri kalanı satın alsa komşu için şuf’a, birinci hissede olur ve evin kalanında komşu için şuf’a olmaz. Ve evi satın alıp da komşusunun evi almasından korkan kişi için bu konuda hîle yapması hakkı vardır!.

7063- Bize Alî ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs etti ki, İbrâhîm ibn Meysere şöyle demiştir: Ben Amr ibnu'ş-Şerîd'den işittim, şöyle dedi: Misver ibnu Mahrame (radıyallahü anh) geldi de elini benim omuzum üzerine koydu. Ben de onunla beraber Sa'd ibn Ebî Vakkaas'a gittim. (Rasûlüllah'ın hizmetçisi) Ebû Râfi’ Misver'e:

— Sen şu Sa'd ibn Ebî Vakkaas'a, hanesinde olan evimi benden satın almasını emretmez misin? dedi.

Bunun üzerine Sa'd:

— Ben bedeli sana dörtbin dirhemden ziyâde veremem. Bu da ya kesik kesik yahut da ceste ceste olarak! dedi.

Ebû Râfi':

— Bana (bu ev için) beşyüz dînâr nakid verildi de, ben bu satışı men' ettim. Eğer ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den "Komşu komşuya en haklı şefî'dir" buyururken işitmemiş olaydım, ben bu evi sana satmazdım -yahut: Ben bu evi sana vermezdim-, dedi.

 (Alî ibnu'l-Medînî dedi ki:) Ben Sufyân ibnu Uyeyne'ye:

— Ma'mer bu hadîsi böyle (yani "Komşu komşuya en haklı şefî'dir" şeklinde) söylemedi, dedim

Sufyân:

— Lâkin İbrâhîm ibn Meysere bana böyle söyledi, dedi.

Ve insanların bâzısı şöyle dedi: Şuf’ayı satıp kesmek istediği zaman, bu kimseye şuf’ayı ibtâl için hîle yapmak hakkı vardır: Satıcı evi müşteriye hibe eder ve evin hududunu vasıflandırıp temyiz eder ve evi müşterîye devreder, müşterî de ona meselâ bin dirhem ivaz (yani bedel) verir, böylece şefî' için evde bir şuf’a olmaz!.

7064 Bize Sufyân es-Sevrî, İbrâhîm ibn Meysere'den; o da Amr ibnu'ş-Şerîd'den; o da Ebû Râfi'den şöyle tahdîs etti: Sa'd ibn Ebî Vakkaas, bir evi dörtyüz miskâle pazarlık etti de:

— Eğer ben RasûlulIah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan "Komşu komşuya en haklı şefî'dir" buyururken işitmiş olmasaydım, bu evi sana (bu fiâta) vermezdim, dedi.

Ve insanların bâzısı: Bir evin payını satın alsa da şuf'ayı ibtâl etmek istese (satın aldığını), üzerine yemîn düşmeyen küçük oğluna hibe eder, dedi.