Geri

   

 

 

 

İleri

 

2- Yüce Allah'ın Şu Kavli Bâbı:

 (Kim bir canı, bir can mukaabilinde veya yeryüzünde bir fesâd çıkarmaktan dolayı olmayarak öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur.) Kim de onu kurtarırsa, bütün insanları diriltmiş gibi olur".

 (el-Mâide: 32).

ibn Abbâs, son fıkranın tefsiri hakkında: Kısas nev'inden bir hakk müstesna, öldürülmesi haram kılınan bir kimseyi öldürülmekten kurtaran, sanki bütün insanları kurtarmış gibi olur, demiştir.

6951 Bize Sufyân ibn Uyeyne, el-A'meş'ten; o da Abdullah ibn Murre'den; o da Mesrûk'tan; o da Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh)'dan tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Haksızca öldürülen her nefsin öldürülme günâhından muhakkak bir pay ilk Âdem oğlu üzerine de olur'' buyurmuştur.

6952  Bize Şu'be tahdîs etti: Bana Vâkıd ibn Abdillah haber verip, babası Muhammed ibn Zeyd'den söyledi, o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den işitmiştir ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) -Veda Haccı'nda Akabe cemresi yanında insanların toplanması sırasında-:

— "Benden sonra bir birlerinizin boyunlarını vuran kâfirlere dönmeyiniz!" buyurmuştur.

6953 Cerîr ibn Abdillah (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccı'nda bana "İnsanları sustur!" diye emretti de, yaptığı hutbede: "Benden sonra kâfirlerin âdetine dönüp birbirlerinizin boyunlarını vurmayınız!" buyurdu.

Bu hadîsi Ebû Bekre ile İbn Abbâs da Peygamber'den rivayet ettiler.

6954 Bize Şu'be, Firâs'tan; o daeş-Şa'bî'den; o da Abdullah ibn Amr (radıyallahü anh)'dan tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Büyük günâhlar Allah 'a ortak tanımak, ana-babaya isyan etmek -yahut: Gamûs yemini yapmak-" buyurdu. Râvî Şu'be böyle şekkli söyledi.

Muâz ibn Muâz el-Anberî şöyle dedi: Bize Şu'be tahdîs edip şöyle dedi: "Büyük günâhlar, Allah 'a ortak tanımak, gamûs yemini etmek, ana-babaya âsî olmak -yahut: İnsan öldürmektir-" buyurdu.

6955  Bize Ubeydullah ibn Ebî Bekr tahdîs etti ki, kendisi Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten işitmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Büyük günâhlar..." buyurdu.

Ve yine bize Amr (ibn Merzûk) tahdîs etti: Bize Şu'be, İbnu Ebî Bekr'den; o da Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Büyük günâhların en büyüğü Allah'a şirk koşmak, nefis öldürmek, ana-babaya ezâ etmek ve yalan söz söylemek -yahut: Yalan şâhidliği yapmaktır-" buyurdu.

6956  Bize Ebû Zabyân tahdîs edip şöyle dedi: Ben Usâme ibn Zeyd ibn Hârise (radıyallahü anh)'den işittim, o tahdîs ederek şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi Cuheyne kabilesinden el-Huraka boyu üzerine cihâda göndermişti. Bizler sabah vakti o kavme baskın yaptık ve onları bozguna uğrattık. Ben, Ensâr'dan bir adamla beraber onlardan bir kimseye kavuştuk. Biz onu kuşatıp yakalayınca "Lâ ilahe ille'llâh "dedi. Bu tevhîd sözü üzerine Ensârî arkadaşım ondan kendini çekti. Fakat ben mızrağımı ona sapladım ve onu öldürdüm. Medine'ye geldiğimizde bu hâdise Peygamber'e ulaştı da bana:

— "Yâ Usâme! Sen o adamı 'Lâ ilahe ille'llâhu' demesinin ardından niçin öldürdün?" buyurdu.

Ben:

— Yâ Rasûlallah! O bu sözü ancak ölümden sığınıcı olarak söylemiştir, dedim.

Rasûlüllah:

— "Sen onu ‘Lâ ilahe ille’llâh' demesinin ardından niçin öldürdün?" buyurdu ve bu soruyu bana karşı devamlı tekrar ediyordu.

Nihayet ben:

— Keski bu günden önce müslümân olmayaydım! diye temennî ettim.

6957  Bize Yezîd ibn Ebî Habîb el-Mısrî, Ebû'l-Hayr'dan; o da es-Sunabihî'den tahdîs etti ki, Ubâde ibnu's-Sâmit (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Akabe gecesinde Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile bey'at etmiş olan nakîblerden birisiyim. Biz o gece Rasûlüllah'a şu şartlar üzerine bey'at ettik: Allah'a hiçbirşeyi ortak kılmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, Allah'ın haram kıldığı canı öldürmemek, iftira etmemek, âsî olmamak, bunlara sâdık kaldığımız takdirde cennetle müjdelenmek, bu günâhlardan birini işlersek bunun hükmünün Allah'a âid olduğu (üzerine).

6958  Bize Cuveyriye, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her kim biz müslümânlara silâh çekip kıtal ederse artık o kimse biz müslümânlardan değildir" buyurmuştur.

Bu hadîsi Ebû Mûsâ el-Eş'arî de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivayet etmiştir.

6959 Bize Eyyûb ve Yûnus, el-Hasenu'l-Basrî'den tahdîs ettiler ki, el-Ahnef ibnu Kays şöyle demiştir: Ben (Alî ile Muâviye arasındaki Sıffîn harbi sırasında) şu adama (Alî ibn Ebî Tâlib'e) yardım etmek için gidiyordum. Bana Ebû Bekre kavuştu da:

— Nereye gitmek istiyorsun? diye sordu. Ben:

— Şu adama yardım edeceğim! dedim. O bana şöyle dedi:

— Haydi geri dön! Çünkü ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim: "İki müslümân kılıçlarıyle karşılaştıkları zaman ölen de, öldüren de ateştedir" Duyuruyordu. Ben: Yâ Rasûlallah, öldüren böyledir amma ölene ne oluyor? diye sordum. Rasûlüllah: "Ölen de arkadaşını öldürmeye hırslı idi" buyurdu.