42- Ölümün (Aklı Giderici) Şiddetleri Bâbı6589 Âişe (r.anha) şöyle derdi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ölüm hastalığı müddetince ön yanında deriden yahut ağaçtan, içi su dolu bir kap dururdu -terdîdli söyleyen râvî Omer ibn Saîd'dir-. Rasûlüllah ellerini suyun içine sokmaya ve ıslak elleriyle yüzünü meshetmeye başlar ve "Lâ ilahe ille’llâh! Ölümün birçok şiddetleri, sadmeleri vardır" diyordu. Sonra elini kaldırdı da tâ ruhu alınıncaya kadar: "Yâ Allah, beni en yüksek refik camiasında kıl!" diye duâ etmeye başladı. Ve bu duâ ile Peygamber'in mübarek eli düştü. (Allah O'na salât ve selâm eylesin!). 6590 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Çöl Arablarından kaba ve câhil birtakım adamlar vardı. Bunlar Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelirler ve: — Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sorarlardı. Rasûlüllah da bunların en küçük yaşlısına bakar da: — "Şu genç yaşarsa, buna ihtiyarlık erişmeden sizin başınıza kıyâmetiniz kopar (hepiniz ölürsünüz)" buyururdu. Hişâm ibn Urve: Peygamber "Kıyâmetiniz kopar" sözüyle, onların ölümlerini kasdediyordu, demiştir. 6591 Ebû Katâde Rıb'î el-Ensârî (radıyallahü anh) şöyle tahdîs ederdi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yânından bir cenaze geçirilmişti. Bunun üzerine Rasûlüllah: — "Kendisi rahatlayan veya kendisinden kurtulunmuş olandır" buyurdu. Sahâbîler: — Yâ Rasûlallah! Rahatlayan veya kendisinden rahatlanan nedir? diye sordular. Rasûlüllah: — "Mü'min olan kul, dünyânın yorgunluklarından ve ezalarından Azîz ve Celîl olan Allah'ın rahmetine gidip istirahat eder. Fâcir olan kula gelince ondan da diğer kullar, şehirler, ağaçlar ve hayvanlar kurtulup istirahat ederler" buyurdu. 6592 Muhammed ibn Amr ibn Halhala şöyle demiştir: Bana Ma'bed ibn Ka'b, Ebû Katâde'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): " (Ölmekle) istirahat eden ve kendisinden istirahat edilendir. Mü'min dünyâ yorgunluğundan istirahat eder" buyurmuştur. 6593 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ölüyü üç şey ta'kîb edip kabre kadar gider de ikisi tekrar geri döner, biri orada onunla beraber kalır: Ölüyü ailesi, malı ve ameli ta'kîb eder. Neticede ailesi ve malı geriye döner de, kendisiyle beraber sâdece ameli kalır ". 6594 Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Sizden biriniz vefat ettiği zaman, sabah akşam ona oturacağı yer arz olunup gösterilir. Ateşten olan ve cennetten olan oturağı gösterilir de ona tâ diriltileceği vakte kadar: İşte burası senin durağındır! denilir". 6595 Âişe (r. anha): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sizler ölülere sövmeyiniz. Çünkü onlar önden göndermiş oldukları amellerin karşılıklarına ulaşmışlardır" buyurdu, demiştir. |