17- Namazda Duâ Bâbı6399 Bize İmâm el-Leys ibn Sa'd haber verip şöyle dedi: Bana Yezîd ibn Ebî Habîb, Ebû'l-Hayr'dan; o da Abdullah ibn Amr (radıyallahü anh)'dan tahdîs etti ki, Ebû Bekr es-Sıddîk (radıyallahü anh), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: — (Yâ Rasûlallah!) Bana bir duâ öğret de ben onu namazımda okuyayım! dedi. Rasûlüllah da ona: — ''Kul: Allâhumme, innî zalemtu nefsi zulmen kesîran ve lâ yağfiruz-zunûbe illâ ente. Fağfir lî mağfiraten min indike ve'rhamnî. İnneke ente'l-ğafûru'r-rahîmu (= Yâ Allah! Şübhesiz ben kendime çok zulmettim. Günâhları mağfiret edecek de ancak Sen'sin. Öyle ise kendi Rahîmiyyet makaamından gelen bir mağfiret ile bana mağfiret ve bana merhamet eyle! Şübhesiz çok mağfiret edici, çok merhamet eyleyici Sen'sin! de)." buyurdu. 6400- Amr ibnu’l-Hâris, Yezîd'den; o da Ebû'l-Hayr'dan söyledi ki; o da Abdullah ibn Amr'dan: Ebû Bekr, Peygamber'e şöyle dedi derken işitmiştir. 6401 Bize Hişâm ibn Urve, babası Urve'den; o da Âişe (r.anha)'den tahdîs etti ki "Namazında pek bağırma, sesini o kadar kısma da; ikisinin arası bir yol tut!" (el-İsrâ: 110) âyeti, duâ hakkında indirilmiştir. 6402 Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler namaz içinde "es-Selâmu ala'llâhi, es-selâmu alâ fulânin" derdik. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün bize şöyle buyurdu: — "Şübhesiz Selâm, Allah'ın kendisidir. Herbiriniz namaz içinde oturduğu zaman: et-Tahıyyâtu lillâhi ve's-salavâtu ve’t-tayyıbâtu. Es-Selâma aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve Rahmetu’llâhi ve berekâtuhû. es-Selâmu aleynâ ve alâ ibâdi'llâhi's-sâlihin' desin. O bunu söylediği zaman, gökte olan ve yerde olan her sâlih kula isabet etmiş olur. Sonra da 'Eşhedu en lâ ilahe ille'llah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûluhu' (desin). Bundan sonra da dilediği senayı seçer !". |