Geri

   

 

 

 

İleri

 

21- Hastanın Ağzının Bir Tarafından Deva Konulması Bâbı

5771 Sufyân es-Sevrî tahdîs edip şöyle dedi: Bana Mûsâ ibn Ebî Âişe, Ubeydullah ibn Abdillah'tan; o da İbn Abbâs ile Âişe (r.anha)'den tahdîs etti ki, Ebû Bekr (radıyallahü anh), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ölmüş hâldeyken (yüzünü açıp üzerine kapanarak) Peygamber'i öpmüştür.

5772- Ubeydullah dedi ki: Âişe şöyle dedi: Biz hastalığı içinde yarı baygın iken Peygamber'e ağzının bir tarafından içeriye bir ilâç vermiştik. O da bize: "Bana ilâç vermeyiniz!" diye işaret etmeye başlamamıştı. Biz, Peygamber'in bunu istememesi, hastanın ilâçtan hoşlanmamasından ibarettir dedik (ve ilâç vermeğe devam ettik). Fakat Peygamber ayılınca:

— "Ben sizi bana ilâç vermekten men' etmedim mi?" buyurdu.

Biz:

— Bu nehyi, hastanın ilâcı sevmemesidir diye düşündük, dedik. Bunun üzerine Peygamber:

— "Şimdi Abbâs hâriç, bu evde bulunan herkes gözümün önünde bu ilâçtan muhakkak içecektir, içmeden kalkmıyacaktır. Çünkü Abbâs beni ilaçlamanızda sizinle hazır bulunmadı" buyurdu.

5773- Bize Alî ibn Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibn Uyeyne, ez-Zuhrî'den tahdîs etti. Bana Ubeydullah ibn Abdillah haber verdi ki, Ümmü Kays bintu Mıhsan (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben küçük bir oğlumla Rasûlüllah'ın huzuruna girdim. Ben bu oğlumu bademcik hastalığından dolayı tedâvîye tâbi' tutmuştum. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

— "Niçin boğaz hastalığına böyle bir tedavi uygulamak suretiyle çocuklarınızın boğazını elle sıkıştırıp acıtıyorsunuz? Şu el-Ûdu'l-Hindî’yi kullanmağa devam ediniz. Çünkü bu Hind bitkisinde yedi türlü şifâ vardır, Zâtu'l-cenb hastalığının ilâcı da ondandır, O (uzre denilen boğaz) hastalığı için buruna çekilir. Zâtu'l-cenb hastalığı için de (su ile) hastaya ağızdan verilip içirilir."

es-Sufyân dedi ki: Ben ez-Zuhrî'den işittim, şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize iki devayı (yani içirilecek ve buruna çekilecek olan ikisini) beyân etti de, o yediden kalan beş tanesini beyân etmedi. Hadîsin râvîsi Alî ibn Abdillah el-Medînî dedi ki: Ben Sufyân'a:

— Ma'mer ibn Râşid: "Ben çocuğu boğazından elimle sıkıp ameliyat yaptım" şeklinde söylüyor, dedim.

Suf yân:

— "A'laktu aleyhi" ta'bîrini ezberlemedi, o ancak "A'laktu anhu" şeklinde söylemiştir. Ben bunu ez-Zuhrî'nin ağzından alıp ezberledim, dedi ve Sufyân, kendi damağına elini sokarak, çocuğun, parmakla ağzının içinin sıkılıp oğulmasını vasfetti. Bununla da ancak çocuğun ağzının tavanının, yani damağının parmağiyle yukarı kaldırılmasını gösterip anlatmak istiyordu (oraya bir şey yapıştırıp sürülmesini değil).

Ve:

— ''A'lıkû anhu şey'en = Ondan birşeyi (bir belâyı) izâle ediniz" demedi, dedi.