Geri

   

 

 

 

İleri

 

111- Tebbet Sûresi

Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle

"Ebû Leheb’in iki eli kurusun, kendisi de kurudu" (Âyet: 1).

"Fir'avn'ın düzeni başka değil, ancak hüsranda idi" (el-Mümin: 37); buradaki "Tebâb", "Hüsrân”dır.

"Onlara biz zulmetmedik, fakat onlar kendi nefislerine zulmettiler. Binâenaleyh Allah'ı bırakıp taptıkları (yalancı) tanrılar, Rabb’lerinin (azâb) emri geldiği zaman, onlara hiçbir fâide vermedi, ziyanlarını artırmaktan başka birşey yapmadı" (Hûd: 101); buradaki "Tetbîb", "Tedmîr" (yani "Yok etmek, helak etmek") manasınadır

1. Bâb

5023 İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: "En yakın hısımlarını (ve onlardan ihlâsa erdirilen cemâatini) inzâr et" (eş-şuarâ: 214) âyeti inince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çıkıp Safâ'ya yükseldi ve:

— "Yâ sabâhâh! -Ey Kureyşt Buraya geliniz! Büyük bir iş karşısında bulunuyorsunuz!-" diye nida etmişti.

Kureyş:

— Bu kimdir? dediler de Peygamber'in yanına toplandılar.

Peygamber onlara:

— "Ne dersiniz? Ben size 'Şu dağın arkasından birtakım atlar çıkacak' diye haber versem, sizler beni doğrular mısınız?" buyurdu.

— Biz sende bir yalan tecrübe etmedik, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Öyleyse ben sizlere şiddetli bir azabın önünde bir uyarıcıyım " buyurdu.

Ebû Leheb:

— Yazık sana! Bizi buraya bunun için mi topladın! dedi, sonra kalktı.

Bunun üzerine "Tebbet yedâ EbîLehebin ve tebbe kad tebbe" sûresi indi. el-A'meş o gün bu âyeti bu şekilde okumuştur

2. Bâb

Yüce Allah'ın Şu Kavli:

“Ona ne malı, ne kazandığı faide vermedi” (Âyet:1- 2)

5024 el-A'meş, Artır ibnu Murre'den; o da Saîd ibnu Cubeyr'den; o da İbn Abbâs (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan şöyle tahdîs etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke içindeki Bathâ'ya, seyl yerine doğru çıktı ve oradaki tepeye (yani Safa Tepesi'ne) yükseldi. Akabinde:

— "Yâ sabâhâh! -Ey Kureyş! Buraya geliniz! Büyük bir iş karşısında bulunuyorsunuz!-" diye seslendi.

Bunun üzerine Kureyş, Peygamber'in yanına toplandılar. Peygamber:

— "Re'y edip düşündünüz mü? Eğer ben size, düşman sizi ya sabah baskınına yahut akşam baskınına uğratacaktır diye söylesem, beni doğrular, tasdik eder misiniz?" diye sordu.

Kureyş:

— Evet, (doğrular, tasdîk ederiz), dediler. Peygamber:

— "Öyle ise ben sizi şiddetli bir azabın önünde bir korkutucu, bir uyarıcıyım" dedi.

Bu söz üzerine Ebû Leheb:

— Bizi bunun için mi topladın? Yazık sana! dedi. Akabinde Azîz ve Celîl Allah: "Ebû Leheb’in iki eli kurusun.,." sûresini sonuna kadar indirdi

3. Bâb

Yüce Allah'ın Şu Kavli: "O alevli bir ateşe girecek" (Âyet: 3).

5025 el-A'meş tahdîs edip şöyle demiştir: Bana Amr ibnu Murre, Saîd ibn Cubeyr'den; o da İbn Abbâs radıyallahü anhüma'tan tahdîs etti ki, Ebû Leheb:

— Yûh sana! Bizleri bunun için mi topladın? demiş, bunun üzerine "Ebû Leheb yin iki eli kurudu... " sûresi inmiştir

4. Bâb

"Karısı da, odun hammâlı olarak". (Âyet 4)

Mucâhid: "Odun hammâlı olarak", "Koğucu, ötekine berikine söz götüren fesâdcı kadın" ma'nâsınadır, demiştir.

"Boynunda bükülmüş bir ip de olduğu hâlde" (Âyet: 4-5).

"Mesed", Mukl ağacının lifinden bükülmüş ipe denilir. O da (âhirette) ateşte takılacak olan zincirdir