Geri

   

 

 

 

İleri

 

93- ed-Duhâ Sûresi

Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle

Mucâhid:

"And olsun kuşluk vaktine, sükûna vardığı dem geceye" (Âyet: 1-2); buradaki "Secâ", "İstevâ" (yani "Dümdüz oldu") ma'nâsınadır, dedi.

Mucâhid'den başkası da: "Secâ", "Karanlık bastı", bir de "Sükûna kavuştu" ma'nâsınadır;

"Seni, bir fakir olduğunu bilip de zengin yapmadı mı?" (Âyet: 8); buradaki "Âilen", "Kendisine muhtaç olanlar sahibi" (yani "Kendisine muhtâc olanlar çok oldu ve fakir oldu") ma'nâsınadır, demiştir.

1. Bâb

 “Rabb'in seni terketmedi ve darılmadı" (Âyet: 3).

5001  Bize el-Esved ibn Kays tahdîs edip şöyle dedi: Ben Cundub ibn Sufyân (radıyallahü anh)'den işittim, şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rahatsızlandı da iki yahut üç gece kalkmadı. Bir kadın geldi ve:

— Yâ Muhammed! Ben umarım ki, şeytânın seni bırakıp terketmiş olsun! Görüyorum ki, iki yahut üç geceden beri sana yaklaşmadı, dedi.

Bunun üzerine Azîz ve Celîl Allah: "And olsun kuşluk vaktine, sükûna vardığı dem geceye ki, Rabb’in seni terketmedi ve darılmadı'' sûresini indirdi.

2. Bâb

Yüce Allah'ın Şu Kavli: "Rabb'in seni terketmedi ve darılmadı".

Buradaki "Mâ veddeake" fiili şeddeli de, şeddesiz de okunur; ikisi de bir ma'nâyadır: "Rabb'in seni terketmedi" demektir.

İbn Abbâs da: "Mâ veddeake", "Seni terketmedi"; "Mâ kala", "Seni buğz etmedi" ma'nâsınadır, demiştir.

5002 Buradaki senedde el-Esved ibn Kay s şöyle demiştir: Ben Cundub el Becelî'den işittim (şöyle diyordu): Bir kadın:

— Yâ Rasûlallah! Sahibinin (yânı Cibrîl'in) muhakkak sana gelmekte yavaşlayıp geciktiğini zannediyorum, dedi.

Bunun üzerine "Rabb’in seni terketmedi ve darılmadı" sûresi indi.