37- e's-Sâffât SûresiRahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle Mucâhid şöyle dedi: "Uzak bir yerden gaybe atıp tutuyorlardı" (Sebe:52), buradaki "Uzak bir yerden", "Her yerden" ma'nâsınadır. "Ki onlar Mele’i A 'lâ'ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovularak atılırlar. Onlar için (âhirette) ardı arası kesilmez bir azâb vardır" (Âyet: 8-9), buradaki "Yukzefûne", "Atılıyorlar"; "Vâsıbun", "Dâim" (yani "Devâmlı") ma'nâsınadır. "Hakikat biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık" (Âyet: 11); buradaki "Lâzibun", "Lâzımun", yani "Cıvık yapışkan" ma'nâsınadır. "Onlardan kimi kimine yönelip mes'ûl tutmaya kalkışırlar. Hakikat siz bize sağdan gelirdiniz, derler" (Âyet: 27-28); buradaki "Sağdan" sözüyle, hakkı kasdediyor. Bunu kâfirler, şeytâna hitaben söylerler. "Orada bir humar da yok, onlar bundan sarhoş da olmazlar" (Ayet; 47), buradaki "Ğavlun", "Karın ağrısı"; "Yunzefûn", "Akılları gitmez" ma'nâsınadır. "İçlerinden bir sözcü: Hakikat benim bir arkadaşım vardı, der" (Âyet: 51), buradaki "Karin", "Arkadaş" ma'nâsınadır. "Çünkü onlar atalarını sapkın kimseler bulmuşlardı da, kendileri de onların izleri üzerinde koşturuluyorlardı" (Ayet; 69-70), buradaki "Yuhreûne (Koşturuluyorlar)", "Hervele hey'eti gibi" (yani "Hervele yapanlar gibi sür'atle koşturuluyorlar") demektir. "Derken (kavmi) koşarak onun önüne çıktılar" (Âyet: 94); buradaki "Yeziffûn", "en-Neselâne fi’l-meşyi" (yani "Koşmanın aşağısında kısa adımlarla sür'atli yürüyüş") ma'nâsınadır. "Bir de O'nunla cinnler arasında bir hısımlık uydurdular. And olsun ki, bizzat cinnler dahî onların muhakkak (cehenneme) ihzâren getirileceklerini pek iyi bilmişlerdir. Allah onların isnâd edegeldiklerinden yücedir, münezzehdir" (Âyet: 158-159). Kureyş kâfirleri: "Melekler Allah'ın kızlarıdırlar, meleklerin anaları da cinnlerin hâsslarının kızlarıdır" dediler. Yüce Allah da: "And olsun ki, bizzat cinnler dahî onların muhakkak ihzâren getirileceklerini pek iyi bilmişlerdir", yani "Bu sözü söyleyen sizler hesaba çekilmek için orada hazır edileceksiniz". Ve İbn Abbâs şöyle dedi: "Biziz o saff saff dizilenler mutlak biz" (Âyet: 165), buradaki "Saff saff dizilenler", meleklerdir. "O zulmedenleri, onlara eş olanları, Allah'ı bırakıp tapmakta ısrar ettikleri şeyleri hep bir araya toplayın da cehennem yoluna götürün. Onları habsedin. Çünkü onlar mes'ûldürler" (Âyet; 22-23); buradaki "Sırâtı’l- Cahîm", "Cehennemin ortası; çılgın ateşin ortası" (Âyet: 55) demektir. "Sonra üzerine de onlar için çok sıcak bir su ile karıştırılmış içki vardır" (Âyet: 67), buradaki "Le-şevben", "Yiyecekleri karıştırılır; yiyecek ve içecekleri çok sıcak su ile karıştırılır" demektir. "Medhûran" (el-A’râf) "Matrûdan (Tardedilip kovulmuş)" ma'nâsınadır (Âyet: 9’ da) "Tardetmek" ma'nâsına olan "Duhûran" geçmişti). "Yanlarında da bakışlarını yalnız zevçlerine döndürmüş iri gözlü kadınlar vardır ki, bunlar örtülüp saklanmış yumurtalar gibidirler" (Âyet: 48-49); buradaki "Beydun meknûnun (Saklanmış beyaz yumurta)", "Saklanmış inci" ma'nâsınadır. "Biz ona sonra gelenler içinde (iyi bir nâm) bıraktık" (Âyet: 78, 129), yani "O dâima hayırla anılacaktır". "Bir âyet -bir mu'cize- gördükleri vakit, onu eğlenceye tutarlar" (Âyet:14), buradaki "Yesteshırûne" "Yesharûn (Eğlenirler)" ma'nâsınadır. "O en güzel yaratanı; sizin de, evvelki atalarınızın da Rabb'i olan Allah'ı bırakıp da Ba’l’e mi tapıyorsunuz?" (Âyet: 125-126); buradaki "Bal" (Büyük bir putun ismi olup Yemen dilinde) "Rabb" ma'nâsınadır. 1. BâbYüce Allah'ın Şu Kavli: "Yûnus da hiç şübhesiz gönderilen peygamberlerdendi'' (Âyet: 139). 4852 Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Hiçbir kimseye Yûnus ibn Mettâ'dan daha hayırlı olması lâyık değildir" buyurdu. 4853 Muhammed ibnu Fuleyh tahdîs edip şöyle demiştir: Bana Bâbam Fuleyh ibn Süleyman, Âmir ibnu Lueyy oğulları'ndan olan Hilâl ibnu Alî'den; o da Atâ ibn Yesâr'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her kim ben Yunus ibn Mettâ'dan hayırlıyım derse, muhakkak yalan söyledi" buyurmuştur |