Geri

   

 

 

 

İleri

 

74- Necrân Ehlinin Kıssası Bâbı

4423 Huzeyfe ibnu'l-Yemân şöyle demiştir: Necrân'ın iki sahibi olan Abdu'l-Mesîh el-Âkıb ile es-Seyyid el-Eyhem Rasûlüllah'a geldiler. Rasûlüllah ile la'netleşmek istiyorlardı.

Huzeyfe dedi ki: Âkıb ile Seyyid'den biri, arkadaşına:

— Sakın Muhammed'le la'netleşmeye girişme! Vallahi Muhammed eğer peygamberse ve bize la'net ederse, ne biz, ne de bizden sonra gelecek nesillerimiz felah bulmayız! dedi.

Bu fikir üzerine Necrânlılar'ın bu iki başkanı Rasûlüllah'a geldiler de:

— Biz (Hristiyan kalacağız). Senin bizden istediğin vergiyi sana vereceğiz. Sen bizim beraberimizde emniyetli bir kimseyi Necrân'a gönder. Beraberimizde göndereceğin kimse, muhakkak emîn bir kimse olsun, dediler.

Rasûlüllah da:

— "And olsun ki, ben sizin beraberinizde hakkıyle emniyetli olan bir kimse göndereceğim" buyurdu.

Rasûlüllah'ın bu sözünden dolayı (bu emîn kişi kim olacak diye) dikkat edip beklediler. Rasûlüllah:

— "Kalk yâ Ebâ Ubeydete'bne'l-Cerrâh!" buyurdu. Ebû Ubeyde ayağa kalkınca Rasûlüllah:

— "İşte bu zât, bu ümmetin eminidir" buyurdu.

4424 Şu'be şöyle demiştir: Ben Ebû Ishâk'tan işittim; o da Sılatu'bnu Zufer'den (rivayet etmiştir) ki, Huzeyfe (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Necrân ehli hey'eti Peygamber'e geldiler de:

— Bizim için emîn bir kimse gönder, dediler. Peygamber de:

— "Yemin olsun ben sizlere gerçekten emîn olan bir kimse göndereceğim" buyurdu.

Sahâbîler bu emmin hangisi olacağını ümîdle beklediler. Akabinde Peygamber, Ebu Ubeyde ibnu'l-Cerrâh'ı gönderdi.

4425 Bize Şu'be, Hâlid el-Hazzâ'dan; o da Ebû Kılâbe'den; o da Enes (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her ümmetin bir emini vardır. Bu ümmetin emini de Ebû Ubeyde ibnu'l-Cerrâh'tır" buyurmuştur.