13- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın Hısımlarının Menkabeleri Ve Peygamberin Kızı Fâtıma Aleyhi's-Selâmın Menkabesi BâbıVe Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Fâtıma cennet ehli kadınlarının seyyidesidir” buyurmuştur 3758 ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Urvetu'bnu'z-Zubeyr, Âişe (r.anha)'den şöyle tahdîs etti: (Rasûlüllah'ın vefatı üzerine) Fâtıma, Ebû Bekr'e haber gönderdi de Allah'ın kendi Rasülü'ne fey' (yani harbsiz ganimet) olarak bahşettiği ve Peygamber'in de mü'minlere sadaka yaptığı Medine yakınındaki Benû Nadîr, Fedek hurmalıkları ile Hayber hurmalıklarının beşte birinin kalanından isabet eden Peygamber'in mirasını istiyordu. 3759- Ebû Bekr: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Biz Peygamber cemâati vâris olunmayız. Bizim bıraktığımız mal, sadakadır (mülkiyet Beytu'l-Mâl'e âiddir)" buyurdu. Şimdi Muhammed ailesi ancak bu maldan, yani mülkiyeti Allah'ın olan bu vakıf maldan yerler. Onların yenilecek mikdâr üzerine artırma yapma hakları yoktur. Vallahi ben, Peygamber'in bu sadakaları (vakıf malları) üzerine kendi zamanında yürürlükte olan uygulamadan hiçbir şeyi değiştirmem. Rasûlüllah'ın bu mallar üzerindeki muamelesi gibi muamele ederim, dedi. (Fâtıma'nın vefatından sonra) Alî de bunun böyle olduğuna şehâdet ettikten sonra: — Yâ Ebâ Bekr! Esasen biz senin fazîletini tanıyıp bilmişizdir, dedi de kendisinin Rasûlüllah'a olan yakınlığını ve kendilerine âid bulunan haklarını zikretti. Bunun üzerine Ebû Bekr de konuştu ve: — Nefsim elinde olan Allah'a yemîn ederim ki, bana Rasûlüllah'ın hısımlarına hizmet etmek, kendi hısımlarıma yardım etmekliğimden daha sevimlidir, dedi. 3760 Vâkıd şöyle demiştir: Ben babamdan (yani Muhammed ibn Zeyd ibn Abdillah ibn Omer'den) işittim; o İbn Omer'den tahdîs ediyordu ki, Ebû Bekr (radıyallahü anh): " (Ey insanlar), siz Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'e hürmetinizi, O'nun ev halkı hususunda da gözetip muhafaza ediniz" demiştir. 3761 İbnu Ebî Muleyke'den: O da el-Mısver ibn Mahrame (radıyallahü anh)'den: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Fâtıma benden bir parçadır. Her kim onu öfkelendirirse, şübhesiz beni öfkelendirmiş olur" buyurmuştur 3762 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat sebebi olan hastalığı sırasında kızı Fâtıma'yı yanına çağırdı ve ona gizli birşey söyledi. Fâtıma ağladı. Sonra bir daha çağırıp Fâtıma'ya yine gizli birşey söyledi. Bu defa da Fâtıma güldü. 3763- Âişe dedi ki: Sonra ben Fâtıma'ya bu ağlamanın ve gülmenin sebebini sordum. Fâtıma: — Peygamber bana gizlice vefat sebebi olan bu hastalığı sonunda ruhunun alınacağını haber verdi. Bunun üzerine ben ağladım. Sonra bana, yine gizlice, benim O'nun ev halkından kendisine ilk ulaşan kimse olacağımı ve kendisinin ardından gideceğimi haber verdi. Buna da güldüm, dedi. |