1- Ve Müslümanlardan Peygamber ile sohbet eden yahut O'nu gören kimse, O'nun sahâbîlerindendir, bâbı3692 Amr ibn Dînâr şöyle demiştir: Ben Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan işittim, şöyle diyordu: Bize Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, o zamanda insanlardan bir cemâat gaza eder. Onlara: — İçinizde Peygamber'le sohbet eden kimse var mıdır? Diye sorarlar. Onlar da: — Evet vardır! Diye cevâb verirler. Nihayet (ordu içindeki sahâbîye hürmeten zafer kapısı) onlara açılır. Sonra insanlar üzerine bir zaman daha gelir. İnsanlardan bir gurup daha gaza eder. Onlara da: — İçinizde Peygamber'in sahâbîleriyle görüşen kimse var mıdır? Diye sorulur. Onlar da: — Evet var! Diye cevâb verirler; onlara da fetih müyesser olur. Sonra insanlar üzerine bir zaman daha gelir, yine bir topluluk harb ederler. Onlara da: — İçinizde Peygamber'in sahâbîlerini gören ile görüşen tabiî kimse var mıdır? Diye sorulur. Bu defa onlar da: — Evet vardır! Derler; onlara da fetih müyesser olur". 3693 Ebû Cemre şöyle demiştir: Ben Zehdem ibn Mudarrib'den işittim, şöyle dedi: Ben İmrân ibn Husayn (radıyallahü anh)'dan işittim, şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ümmetimin hayırlısı, benim asrımdır. Sonra onlara yakın olan (tab'iî)lerdir. Sonra onlara yakın olanlardır" buyurdu. İmrân: Rasûlüllah, kendi asrından sonra (hayırlı olarak) iki asır mı, yoksa üç asır mı zikretti bilmiyorum, demiştir. Rasûlüllah devamla: "Sizden sonra bir kavim gelecektir ki, bunlar şehâdet etmeleri istenmeden şehâdet edecekler, bunlar hıyanet edecekler, kendilerine i'timâd edilmeyecek, yine bunlar adak adayacaklar, fakat adaklarını yerine getirmeyecekler. Artık bunlarda (aşırı yemek içmek hayâtın gayesi olduğundan) semizlenme meydana gelecektir" buyurmuştur. 3694 Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh)'dan: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "İnsanların hayırlısı benim asrımdır. Sonra onlara yakın olanlardır (yani tâbiîler'dir). Sonra onlara yakın olanlardır. Sonra bir kavim gelir ki, onlardan birinin şehâdeti (ihtiras ile) yeminine; yemîni de şehâdetinin önüne geçer". Hadîsin râvîlerinden İbrâhîm en-Nahaî: Bizler çocuk iken velîlerimiz bizi "Eşhedü billahi..." gibi şehâdet sözlerimizden ve "Allah ile ahdim olsun" şeklindeki ahd sözlerimizden dolayı döverlerdi, demişti. |