Geri

   

 

 

 

İleri

 

16- Yeryüzünde gezen hayvanlardan beş nev’i fasıklardır ki, bunlar Harem içinde öldürülürler"

3349 Bize Mâ'mer, ez-Zuhrî'den; o da Urve'den; o da Âişe (r.anha)'den: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Beşfâsık (hayvan nev'i) vardır ki, bunlar Harem içinde öldürülürler: Fare, akreb, çaylak, karga ve her yırtıcı yaralayıcı köpek" buyurmuştur.

3350 Bize Mâlik, Abdillah ibn Dinar'dan; o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yeryüzünde gezen hayvanlardan beş nev’i vardır ki, her kim bunları ihrâmlı olduğu hâlde öldürürse üzerine günâh olmaz: Akreb, fare, yaralayıcı köpek, karga ve çaylak".

3351 Atâ ibn Ebî Rebâh'tan; o da Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan tahdîs etti. O bu hadîsi Peygamber'e yükseltmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yiyecek içecek kaplarının üzerlerini örtünüz, su kırbalarının ağız iplerini bağlayınız, bütün kapıları arkalarından kapayınız, yatsı vakti sırasında çocuklarınızı dışarıda hareketten menedip eve toplayınız. Çünkü o zaman cinnlerin yayılması ve bir şeyi sür'atle alıp kapmaları vardır. Uyku sırasında kandilleri söndürünüz. Çünkü fâsıkçık yânı fare bazen yanan fitili çeker de ev halkını yakar".

İbn Cureyc ile Hubeyb, Atâ'dan rivayetlerinde: "Çünkü o zaman şeytânların bir yayılması ve çabuk alıp kapmaları vardır" şeklinde söylemişlerdir.

3352  Bize Yahya ibnu Âdem, İsrâîl ibn Yûnus'tan; o da Mansûr'dan; o da İbrahim'den; o da Alkame'den tahdîs etti ki, Abdullah ibn Mes'ûd şöyle demiştir: Biz Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Minâ'daki bir mağarada bulunuyorduk. O sırada 'Ve'l-mürselâti urfen" Sûresi indi. Bizler o sûreyi Rasûlüllah'ın ağzından almaya çalışıyorduk. Ansızın bir yılan kendi yuvasından çıkıverdi. Biz hemen onu öldürmeye davrandık. Fakat yılan bizim önümüze geçti ve yuvasına girdi. Bunun üzerine Rasûlüllah: "Siz nasıl yılanın şerrinden korundunuzsa, o da sizin şerrinizden korundu" buyurdu.

Ve yine Yahya ibn Âdem, İsrail'den; o da el-A'meş'ten; o da İbrahim'den; o da Alkame'den; o da Abdullah'tan olmak üzere yukarıdaki hadîsin benzerini rivayet etti. Bunda Abdullah ibn Mes'ûd: Biz de bu sûreyi Rasûlüllah'ın ağzından taze taze almaya çalışıyorduk, demiştir.

Bu hadîsi Mugîre ibn Mıksem'den rivayet etmekte İsrail'e, Ebû Avâne mutâbaat etmiştir: Hafs ibn Gıyâs, Ebû Avâne, Süleyman ibnu Karm, el-A'meş'ten; o da İbrahim'den; o da el-Esved'den; o da Abdullah ibn Mes'ûd'dan söylediler.

3353 Nâfi'den; o da İbn Omer (radıyallahü anh) 'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

"Bir kadın, dünyâda bir kediyi bağlayıp habsetmiş, onu yedirmemiş ve onu yerin haşerelerinden yemesi için de salıvermemiş olduğundan ötürü ateşe girmiştir".

Abdu’l-A'lâ dedi ki: Ve bize Ubeydullah, Saîd el-Makburî'den; o da Ebû Hureyre'den; o da Peygamber'den olmak üzere bunun benzerini tahdîs etti.

3354 Bana Mâlik, Ebu'z-Zinâd'dan; o da el-A'rac'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

"Peygamberlerden biri bir ağaç altına indi. Akabinde onu bir karınca ısırdı. Peygamber eşyalarının hazırlanmasını emretti. Eşyalar ağacın altından çıkarıldı. Sonra karınca evinin yakılmasını emretti ve ateşle yakıldı. Bunun üzerine Allah o peygambere: O ısıran tek karıncayı yaksaydın ya! Diye vahyetti".