Geri

   

 

 

 

İleri

 

15- "Müslümânın Hayırlı Malı Koyundur; Müslüman Kişi, Koyunu Dağ Başlarına Götürür"

3336 Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Koyunun, kişinin hayırlı malı olması (devri) yaklaşır: Müslüman, dinine sâhib olmak üzere fitnelerden kaçarak koyun sürüsünü dağların başına ve yağmur mevkilerine (yani vadilerin engin yerlerine) götürür".

3337  Bize Mâlik, Ebu'z-Zinâd'dan; o da el-A'rac'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Küfrün başı doğu tarafındadır. Kendini beğenmek ve kibirlenmek de at ve deve sahipleri ile hayvan sürülerine bağırıp çağıran bedevilerdedir. Sekînet, yani vakaar ve tevazu' ise koyun sâhiblerindedir".

3338 Bana Kays ibn Ebî Hazım, Ukbe ibn Amr Ebû Mes'ûd'dan tahdîs etti; o şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) eliyle Yemen tarafına işaret etti de şöyle buyurdu: "İmân Yemenli'dir, işte şurada. İyi biliniz ki, katı ve kaba yürekliler de develerin kuyrukları dibinde, onlara haykıran bedeviler içinde bulunur ki, bunlar şeytânın iki boynuzunun doğar olduğu doğu taraftaki Rabîa ve Mudarr halkıdır".

3339 el-A'rac'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Horozların öttüğünü işittiğinizde (dileklerinizi) Allah fadlından isteyiniz! Çünkü horozlar melek görmüşlerdir. Eşeğin anırmasını işittiğinizde de şeytândan Allah'a sığınınız (yâni Eûzu billahi mine'ş-şeytâni'r-racîm deyiniz). Çünkü eşek şeytân görmüştür (de öyle anırmıştır)".

3340 Bize İbn Cureyc haber verip şöyle dedi: Bana Atâ ibn Ebî Rebâh haber verdi. O, Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan şöyle dediğini işitmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Gecenin bir kısmı hâsıl olduğu yahut akşama girdiğiniz zaman çocuklarınızı (dışarı çıkmaktan) men' ediniz! Çünkü şeytânlar o zaman dağılırlar (faaliyete geçerler). Geceden bir saat geçince de (dışarıdaki) çocuklarınızı evlerinize koyunuz ve Allah'ın ismini zikrediniz de bütün kapıları kapatınız. Çünkü şeytân kapanmış hiçbir kapıyı açamaz".

İbn Cureyc şöyle dedi: Ve bana Amr ibn Dînâr haber verdi ki, kendisi Câbir ibn Abdillah'tan işittiği hadîsi Atâ'nın bana haber verdiği tarzda rivayet ediyordu. Lâkin o, "Allah'ın ismini zikrediniz" cümlesini söylememiştir.

3341 Muhammed ibn Sîrîn'den: o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "İsrâîl oğulları'ndan bir kavim (beşer târihinden silinip) yok oldu. O kavmin ne (kötülük) işlediği bilinmez. Ben zannetmem ki o ümmet fareden başka birşeye mesh ve tahvil edilmiş olsun. Çünkü fare, kendisi için bir yere deve sütü konulduğunda onu içmez de, koyun sütü konulduğunda onu içer".

Ebû Hureyre dedi ki: Ben bu hadîsi Ka'bu’l-Ahbâr'a tahdîs ettim. O da bana:

— Sen Peygamber'den bunu söylerken işittin mi? diye sordu. Ben de:

— Evet, işittim, dedim. Sonra Ka'b tekrar tekrar bana:

— Sen Peygamber'den bunu söylerken işittin mi? diye sordu. Ben de: Nihayet (onu reddederek):

— Ben sana Tevrat mı okuyorum (ben sana ancak Peygamber'den işittiğimi tahdîs ediyorum), diye karşıladım.

3342 Urve, Âişe (r.anha)'den, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şu hadîsini tahdîs ediyordu: Âişe: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), keler cinsinden olan alaca keler için "Fâsıkcıktır (yani zarar vericidir)" buyurdu, fakat ben Peygamber'in bunun öldürülmesini emrettiğini işitmedim, demiştir, dedi.

Râvîlerden biri (İbn Şihâb yahut Urve yahut Âişe): Sa'd ibnu Ebî Vakkaas; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu öldürmeyi emretti demiştir, dedi.

3343 Bize Abdulhamîd ibnu Cubeyr ibn Şeybe, Saîd ibnu'l-Müseyyeb'den tahdîs etti ki, ona da Ümmü Şerîk.Guzeyye (radıyallahü anh), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kendisine kelerleri öldürmesini emrettiğini haber vermiştir.

3344 Bize Ebû Usâme, Hişâm'dan; o da Bâbası Urve'den tahdîs etti ki, Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Arkasında iki beyaz çizgisi olan yılanı öldürünüz. Çünkü o cins yılan gözün nurunu giderir ve gebe kadına (çocuğunu düşürtüp) musibet getirir" buyurmuştur.

3345 Bana Bâbam Urve tahdîs etti ki, Âişe (r. anha): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kuyruksuz engerek yılanının öldürülmesini emretti ve: "Çünkü o göze musibet getirir (yani kör eder) ve gebeliği giderir" buyurdu, demiştir,

3346 Abdullah ibn Omer yılanları öldürür idi. Sonra bâzılarını öldürmekten nehyetti ve şöyle dedi: Bir gün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine âid bir duvarı yıktı da duvarın içinde bir yılan derisi buldu ve: "Bakın yılan nerededir?" buyurdu. Sahâbîler yılanı gördüler. Peygamber: "Onu öldürün!" buyurdu. (İbn Omer dedi ki:) İşte ben, Peygamber'in bu umûmî emrinden dolayı yılanları öldürüyordum.

3347- Ebû Lubâbe'ye kavuştum; o bana Peygamber'in " (İnce yahut hafif, küçük yahut beyaz) yılanları öldürmeyin. Fakat (kuyruksuz) iki çizgili her engerek yılanını öldürün. Çünkü yılanın bu cinsi (bakması ile annedeki) çocuğu düşürür ve gözü giderip kör eyler. Onun için bu cinsi öldürün" buyurduğunu haber verdi.

3348 Bize Cerîr ibnu Hazım, Nâfi'den tahdîs etti ki, İbn Omer umumiyetle yılanları öldürürdü. Sonra Ebû Lubâbe ona, Peygamber'in ev yılanlarını öldürmeyi nehyettiğini tahdîs etti. O da bunları öldürmekten kendini tutmuştur.