113- Kişinin gazveden dönmek yahut geri kalmak (hususunda) devlet başkanından izin istemesi bâbıÇünkü Azîz ve Celîl olan Allah'ın şu kavli vardır: "Mü'minler ancak Allah'a ve Rasûlü'ne îmân edenler ve O'nun (Peygamber'in) maiyyetinde cem'iyyetli bir iş üzerinde bulundukları vakit O'ndan izin isteyip alıncaya kadar bırakıp gitmeyenlerdir. Hakikat, senden izin isteyenler; işte onlar Allah'a ve Rasûlü'ne îmân edenlerdir. O hâlde bâzı işleri için senden izin istedikleri zaman sen de onlardan dilediğin kimseye izin ver ve kendileri için Allah'tan mağfiret iste. Çünkü Allah çok mağfiret edici, çok merhamet eyleyicidir" (en-Nûr: 62). 3003 Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasülullah'ın beraberinde gazaya gittim. Câbir dedi ki: Yolda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arkamdan bana ulaştı. Ben bize âid olan bir su taşıma devesi üzerinde idim. Deve yorulmuştu, hemen hemen yürüyemiyordu. Rasûlüllah bana: — "Senin devenin nesi var?" dedi. Câbir dedi ki: Ben: — Yoruldu, dedim. Câbir dedi ki: Rasûlüllah arka tarafa geçti, deveyi azarladı ve ona duâ etti. Artık bundan sonra benim deve diğer develerin önünde olmakta devam etti; onların önünde yürüyordu. Rasûlüllah bana: — "Deveni nasıl görüyorsun?" diye sordu. Câbir dedi ki: Ben: — Deve hayırla beraberdir, ona Sen'in bereketin isabet etmiştir, dedim. Rasûlüllah: — "Onu bana satar mısın?" buyurdu. Câbir dedi ki: Ben, Rasûlüllah'tan utandım; Halbuki bizim ondan başka su taşıma devemiz yoktu. Câbir dedi ki: — Evet, satarım, dedim. Rasûlüllah: — "Öyleyse onu bana (şu fiâta) sat" buyurdu. Ben de o deveyi Rasûlüllah'a, Medine'ye varıncaya kadar sırt kemikleri (yani binme hakkı) bana âid olmak şartıyle sattım. Câbir dedi ki: — Yâ Rasûlallah, ben yeni evliyim, dedim ve kendisinden (önden gitmek hususunda) izin istedim. O da bana izin verdi. Bunun üzerine ben Medine'ye ulaşmak yolunda insanların önüne geçtim, nihayet Medine'ye geldim. Beni dayım karşıladı ve bana devemden sordu. Kendisine deve hakkında yaptığım işi haber verdim. O da (başka devemiz olmadığı yönünden) devenin satışı üzerine beni azarladı. Câbir dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ben kendisinden izin istediğim sırada bana: — "Kızla mı, yoksa dul ile mi evlendin?" diye sormuştu. Ben: — Dul kadınla evlendim, dedim. Rasûlüllah: — "Kendisiyle oynaşacağın ve o da seninle oynaşacak bir kızla evlenseydin ya" buyurdu. Ben: — Yâ Rasûlallah! Bâbam vefat etti -yahut şehîd edildi-. Benim küçük küçük kızkardeşlerim var. Onları edeblendirmeyecek, onların işlerini görmeyecek olan onlara akran bir kızla evlenmemi hoş görmedim. Bu sebeble onların işlerini görmesi ve onları edeblendirip yetiştirmesi için dul bir kadınla evlendim, dedim. Câbir dedi ki: Rasûlüllah Medine'ye geldiği zaman ben deveyi yanına götürdüm. O da bana hem devenin bedelini verdi, hem de deveyi bana geri verdi. Hadîsin râvîsi el-Mugîre: Bu şartla yapılan alışveriş bizim hükümlerimizde güzeldir; biz bunda bir be's görmüyoruz, demiştir. |