Geri

   

 

 

 

İleri

 

80- Kalkan ve (harbde) arkadaşının kalkanıyle sütrelenip korunan kimse bâbı

2939 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ebû Talha, Peygamber'in beraberinde bir tek kalkanla sütrelenip korunmaya çalışırdı. Ebû Talha güzel atıcı idi. O attığı zaman Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yukarıya yükselir de onun okunun düştüğü yere bakardı.

2940 Sehl ibn Sa'd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (Uhud günü) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in miğferi başı üzerinde kırıldığı, yüzü kanlara bulandığı ve azı dişleri ile ön dişleri arasındaki dişleri kırıldığı zaman Alî kalkan içinde arka arkaya su getiriyor, Fâtıma da kanı yıkıyor idi. Nihâyet Fâtima kanın sudan daha çok artmakta olduğunu görünce bir hasır parçasına yöneldi de onu yaktı ve külünü Peygamberin yarası üzerine yapıştırdı, akabinde kan kesildi.

2941 Omer ibnu'l-Hattâb (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Benû'n-Nadîr malları, Allah'ın kendi Rasûlü'ne fey olarak tahsis ettiği şeylerdendir. Bunlar müslümânların at sürerek, deveye binerek (harb ile) elde ettikleri ganimetlerden değildir. Bu sebeble Benû'n-Nadîr malları husûsî olarak Rasûlüllah'a âid olmuş idi. Rasûlüllah ailesi halkının bir senelik nafakasını bundan harcar idi. Sonra bundan geri kalanı da Allah yolunda gaza hazırlığı olarak silâha ve atlara harcar idi.

Bize Müsedded tahdîs edip şöyle dedi: Bize Yahya ibn Saîd, Sufyân'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bana Sa'd ibnu İbrâhîm, Abdullah ibn Şeddâd'dan; o da Alî ibn Ebî Tâlib (radıyallahü anh)'den tahdîs etti.

2942 Bana Abdullah ibnu Şeddâd tahdîs edip şöyle dedi:

Ben Alî (radıyallahü anh)'den işittim, şöyle diyordu: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in babasını, anasını, Sa'd ibn Ebî Vakkaas'tan başka bir kişiye feda ederek hitâb ettiğini görmedim. (Fakat Uhud günü Sa'd'e:)

— "Ey Sa'd, Bâbam anam sana feda olsun! Düşmana ok at!” derken işittim.