Geri

   

 

 

 

İleri

 

23- Elle tutulup teslim alınmış, teslim alınmamış ve taksim edilmiş, taksim edilmemiş olan hibe bâbı

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve sahâbîleri Hevâzin kabilesine onlardan aldıkları ganimetleri hibe etmişlerdi; Halbuki o ganimet henüz taksim edilmemişti.

2642- Buhârî dedi ki: Sabit şöyle dedi: Bize Mıs'ar, Muhârib'den; o da Câbir (radıyallahü anh)'den tahdîs etti (o şöyle demiştir): Ben mescidde Peygamberce geldim. O benden satın aldığı devenin bedelini Bilâl vasıtasıyla bana ödedi ve bana fazla da verdi.

2643 Bize Şu'be, Muhârib'den tahdîs etti. O şöyle demiştir:

Ben Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'den işittim, şöyle diyordu: Ben bir seferde Peygamber'e bir deve sattım. Medine'ye geldiğimizde bana: "Mescide gel, iki rek'at namaz kıl" buyurdu. (Ben namazı kıldıktan sonra) Bilâl bana alacağımı tarttı. Şu'be ibnu'l-Haccâc: Ben onun: Bilâl bana terâzîyi ağır basarak tartıverdi dediğini sanıyorum, demiştir. (Câbir dedi ki): Harre vak'ası günü (hicri 63) Şâm askerleri onu benden alıncaya kadar, Peygamber'in o fazlasından bir mikdâr şey benden hiç ayrılmamıştır.

2644 Sehl ibn Sa'd (radıyallahü anh)'den (şöyle demiştir): Rasûlüllah'a içecek bir şey getirildi. Sağ tarafında bir genç, sol tarafında da yaşlılar bulunuyordu. Rasûlüllah o gence:

— "Kabda kalanı bu yaşlılara vermem için bana izin verir misin?" diye sordu. Genç hemen:

— Hayır vallahi, ben Sen'den olan nasibimi hiçbir kimseye ihsan etmem, dedi.

Bu cevâb üzerine Rasûlüllah o kabı gencin elinin içine hızlıca koyuverdi.

2645 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah'ın üzerinde bedevi bir kimsenin (üç yaşında) bir deve alacağı vardı. (Bedevî bu alacağını Rasûlüllah'tan sert ve kaba bir şekilde isteyince) sahâbîleri onu hırpalamaya azmettiler. Fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

"Bedeviyi serbest bırakınız. Çünkü her hakk sahibinin söz söyleme hakkı vardır" buyurdu ve: "Onun için, onun devesi yaşında bir deve satın alın da onu kendisine verin" emrini verdi.

Sahâbîler:

— Biz aradık, bunun devesinden daha yaşlı ve kıymetli deveden başka deve bulamadık, dediler. Rasûlüllah:

— "O daha kıymetli deveyi satın alın ve bu kıymetli deveyi o şahsa verin. Çünkü sizin borç ödemeyi en güzel yapanınız, en hayırlınızdandır" buyurdu.