18- Bir kimse bir şey hibe yahut va'd edip de hibe yahut va'd edilen şey hibe edilen kişiye veyahut va'd edilen kişiye ulaşmadan ya hibe edici yahut hibe edilen kişi, ya va'd eden yahut kendisine va'd edilen kişilerden birisi ölürse, bu hibenin veya va'din hükmüAbîde ibn Amr: "Eğer hediye eden kimse ölür ve hediye edilen şey, hediye eden kimseden ayrılarak hediye edilen kimseye ulaşıp teslîm alındıktan sonra o da ölürse, o hediye, hediye edilen kişinin mirasçılarına âittir. Eğer hediye, hediye eden kimseden ayrılmamış olursa, hediye eden kimsenin mirasçılarına âiddir" demiştir. el-Hasen el-Basrî de: "Bir şey hediye edilip de bir elçi vasıtasıyla gönderilirken elçi onu teslîm aldığı zaman, taraflardan herhangisi hediye yerine ulaşmadan vefat ederse etsin, o hediye, hediye edilen kişinin mirasçılarına âiddir" demiştir . 2637 Bize Muhammed ibnu'l-Munkedir tahdîs edip: Ben Câbir (radıyallahü anh)'den, onun şöyle dediğini işittim, dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hayâtta iken bana: — "Câbir! Bahreyn'in sadaka malı gelmiş olsaydı -eliyle işaret ederek- sana şöyle şöyle üç avuç verirdim" dedi. Fakat Peygamber ölünceye kadar Bahreyn'den mal gelmedi. Peygamber'in ölümü üzerine (O'nun yerine getirilen) Ebû Bekr, bir nidâcıya emretti de: — Her kim ki Peygamber'in kendisine bir va'di veyahut bir borcu varsa bize gelsin! diye ilân ettirdi. Bunun üzerine ben Ebû Bekr'e gittim ve: — Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana bu suretle va'd etmişti, dedim, Ebû Bekr bana üç avuç dolusu nakit verdi. |