28- Öğüt Verme Ve Öğretme Sırasında Hoşlanmadığı Bir Şey Gördüğü Zaman Öfkelenmek Bâbı90 Ebû Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir kimse geldi ve: - Yâ Rasûlallah! Fulânca bize (namaz kıldırırken) o kadar uzatıyor ki, adetâ namazı terkedecek gibi oluyorum, dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hiçbir mev'ıza da o günkü kadar gadablı görmedim. Bu şikâyet üzerine Rasûlüllah: "Ey insanlar! Sizler nefret ettiricilersiniz. Her kim insanlara namaz kıldırırsa namazı hafifletsin. Çünkü cemâatin içinde hasta olanı, zayıf olanı ve iş güç sahibi olanı vardır" buyurdu. 91 Zeyd ibn Hâlid el-Cuhenî (radıyallahü anh-72,78)'den (o şöyle demiştir): Bir kimse Peygamber'den lukatayı (yani yitik malı) sordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): - Bağını yahut kabını, kılıfını belle, sonra onu ötekine berikine bir sene bildir, tanıt. Ondan sonra onu kullan. Ondan sonra da sahibi çıkarsa yine ona ver, buyurdu. O zât: - Yitik deve de (böyle mi)? diye sordu. Rasûlüllah o kadar öfkelendi ki, yanakları yahut yüzü kızardı ve: - Ondan sana ne? Su tulumunu, ayakkabısını beraberinde taşır. (Muhtaç oldukça) su başına gelir, ağaçlardan otlar. Onu sahibi buluncuya kadar kendi hâline bırak, buyurdu. O zât: - Yâ yitik davara ne buyurursun? dedi. - O yâ senindir, yâ kardeşinindir, yâ kurdundur , buyurdu. 92 Ebû Musa (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir gün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den hoşlanmadığı bâzı şeyler soruldu. Bu gibi suâller çoğaltılınca öfkelendi. Ondan sonra insanlara hitaben: - Bana istediğinizi sorun! buyurdu. Birisi kalkıp: - Benim babam kimdir? dedi. - Baban Huzâfe'dir, buyurdu. Bir diğeri kalkıp: - Yâ Rasûlallah! Benim babam kimdir? dedi. - Şeybe'nin azadlısı Salim'dir, buyurdu. Ömer ibn Hattâb Peygamber'in yüzündeki öfkeyi görünce: - Yâ Rasûlallah! Biz azîz ve celîl olan Allah'a tevbe ediyoruz, dedi. |