32 - MED ve KASR1258 Bu konuda kurrâdan Bazıları, müstakil eser kaleme almıştır. Said b. Mansûr'un «e s - S u n e n»inde rivâyet ettiği şu nakil, med hususunda bir esastır. Bize, Şihab b. Hıraş, ona Mesûd b. Yezidi'l-Kindi rivâyet ederek şöyle demiştin İbn-i Mes'ûd, birine Kur’ân kıraati öğretirken ***** «..Sadakalar (zekatlar), Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere..» (Tevbe, 60.) âyetini med yapmadan okumuştu. İbn-i Mes'ûd ona; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyeti bana böyle öğretmemişti, deyince o kimse: Ya Ebâ AbdirRahmân, öyleyse nasıl okutmuştu? diye sordu. İbn-i Mesûd ***** âyetindeki kelimeleri med yaparak okumuştu, cevabını' verdi. Bu hadis, med hususunda hüccet ve nassdır. Senedindeki râviler sikadır. Taberânî aynı hadisi «Sunen-i Kebi r»inde zikretmiştir. Med: Medd-i tabii üzerine, med harflerinden birini fazlaca uzatmaktır. Med, harfi meddin dışında yapılamaz. Kasr: Uzatmanın terki, meddi tabiinin kendi haline bırakılmasıdır. Harfi med, üçtür; Elif, makabli (kendinden önceki harf) mazmum ve sakin vav, makabli meksur ve sakin ye'dir. Sebebi med, lafzi ve manevî olmak üzere ikiye ayrılır. Lâfzı olan, ya hemze, ya da sükundur. Hemze, hem harfi medden önce, hem de sonra gelir. Harfi medden sonra gelene misal: ***** ve ***** kelimeleridir. Harfi medden önce gelen hemze, aynı kelimede olursa, meddi muttasıl olur. Buna misal: ***** ve ***** kelimeleridir. Harfi med kelimenin sonunda, hemze de diğer kelimenin başında olursa, medd-i munfasıl olur. Buna misal: ***** ve ***** kelimeleridir. Med, hemzeden ötürü yapılır. Çünkü harfi med gizlidir. Hemzenin telaffuzunda zorluk vardır. Bu yüzden, telaffuzda kolaylık sağlamak için med harfi uzatılır. Sükun, ya lazım olur, bu da her iki halde değişmez. ***** kelimeleri buna misaldir. Veya ânzi olur. Bu da, vakf ve benzeri durumlarda ortaya çıkar. Vakf halinde;***** İdgam halinde ise; ***** kelimeleri buna misaldir. Med, iki sakini birleştirmek için sükundan dolayı da yapılır. Bu durumda med, hareke yerine geçer. Kurra, her ne kadar uzatma miktarında ihtilaf etmişlerse de, meddi muttasıl ile sükuni lâzım olan med de, ittifak etmişlerdir. Munfasıl ve sükuni arız ile yapılan meddin uzatılması ve kısaltılması hususunda ihtilaf etmişlerdir. Meddi muttasılın, her hangi bir aşırılığa gitmeden usulüne uygun bir miktar uzatılmasında, çoğunluk ittifak etmişlerdir. Diğer bir kısım kurra, meddi munfasılda oluduğu gibi meddi muttasılın da değişik durumları olduğunu ileri sürmüşlerdir. Hamza ve Verş, meddi muttasılı uzun, Âsim daha az, İbn-i Âmir, Kisâî ve Halef daha az, Ebû Amr ve diğerleri daha az uzatmışlardır. Bazı kurra da yaln iz iki mertebe kabul etmişlerdir. Uzatanlar, zikredilen kurrâdır. Orta yolu tutanlar da diğerleridir. Sükunu lâzıma, hareke karşılığında olması bakımından, meddu'l-adl adı da verilir. İfrata kaçmaksızm usûlüne uygun bir miktar uzatılmasında çoğunluk ittifak etmiştir. Bazıları da farklı uzatmaların yapılacağı kanaatındadır. Meddi munfasıla aynı zamanda, iki kelimeyi birbirinden ayırması sebebiyle meddu'l-bast, iki kelimenin bir kelime sayılması, bir harfin diğer harf, yani, bir kelimenin diğeri ile meddedilmesi bakımından da, meddu'l-i'tibâr adı verilmiştir. Meddi caiz, uzatılması ve kısaltılmasında ihtilaf vaki olduğundan, bu adı almıştır. Meddi caizin uzatılma miktarında zabtı mümkün olmayan bir ihtilafa götürecek değişik ibareler mevcuttur. 1274 Netice olarak, meddin yedi mertebesi vardır: a- Kasr: Meddi arızın hazf i, bir ziyade yapmaksızın harfi meddin kendi hali üzere bırakılmasıdır. Bu özellikle, Ebû Cafer, İbn-i Kesir, Ebû Amr ve cumhura göre, meddi munfasılda geçerlidir. b- Kasrın biraz üstünde, iki elif miktarı uzatılmasıdır. Ebû Amr'a göre bu miktar, bir buçuk eliftir, bazı kurra da buna katılır, «e t - T a y s i r» sahibi Ebû Amri'd-Dani'ye göre, meddi muttasıl ve munfasılda, hüküm aynıdır. c- Bir önceki medden, az fazlasıdır. Bu med, bütün kurra nezdinde mutavassıt meddir, üç elif miktarı takdir edilmiştir. İki buçuk elif, makabli birbuçuk elif olmak kaydiyle iki elif miktarı uzatıldığı da söylenir. ed-Dani'ye göre bu med şekli, İbn-i Amir ile Kisâî'ye aittir. d- Bir öncekinden biraz daha uzundur, dört elif miktarı okunduğu da söylenir. ed-Dani'ye göre, her iki halde de bu kırâat, Âsım'ındır. e- Bir öncekinden biraz daha uzundur, beş elif miktarı takdir olunur. Dört buçuk ve dört elif miktarı okunuşu ise, ihtilaflıdır. ed-Dânî'ye göre, Hamza ve Verş böyle okumuştur. f- Bir öncekinden biraz daha uzundur. Huzelî bu medde, beş elif miktarı takdir etmiştir, ancak beşinci elifi, dört elif miktarı kadar saymıştır. Huzelî Hamza'nın bu görüşte olduğunu zikreder. g- Sonuncu med şekli ise ifrattır. Huzelî bunu, altı elif miktarı takdir etmiş, bunu, Verş'in okuduğunu söylemiştir. İbnu'l-Cezerî ise, elif miktarlarının takdirindeki bu ihtilaf, lafzidir. Çünkü ed-dünya kelimesindeki, med mertebesi, kasrdır. Bunun üzerine en ufak bir ziyade yapılırsa, iki elif miktarı olur. Keza, meddin son haddine varıncaya kadar durum böyledir. Sükuni arızda bütün kurra; med, tavassut ve kasr olmak üzere üç vecihten birini caiz görmüştür. Bu vecihler, muhayyerdir. Meddin manevi sebebi, nefiy halinde mübalağada bulunmaktır. Bu, kurra nazarında lafzi sebepten daha zayıf olsa bile, Araplara göre, maksud olan kuvvetli bir sebeptir.. ***** ve ***** misallerinde olduğu gibi tazim için yapılan med, bu kabildendir. Meddi munfasılda, bu mânada kasr yapanlar buna, meddu'l-mubalağa denilmesi; Allahtan başka herkesten ilahlığı nefyetmede mübalağa kastedilmesidir, derler. Bu, Araplarca kabul edilmiş, yaygın bir metottur. Çünkü bu «med»; dua, yardım dileme ve bir şeyi nefyetmede, mübalağayı göstermek için yapılır Araplar, bu sebeplerle ilgisi olmayan dîğer ifadelerde de med yaparlar, der. İbnu'l-Cezerî de: Hamza'dan nakledildiğine göre nefiy için yapılan meddulmübalağa tebrie için kullanılan ***** dır. Bunun misali; ***** ve ***** de görülür. Hamza bu meselede, sebebin zayıflığından dolayı işba' derecesine ulaşmayan vasatı takdir etmiş, İbnu'l-Kassa'da, bunu kabul etmiştir, der. Lafzî ve manevî sebepler bazan bir araya gelebilir. ***** misallerinde olduğu gibi. Hamza'ya göre, hemzeden dolayı aslına, uyarak, meddi işba' yapılır. Zayıf terkedilir, kuvvetliye göre amel edilerek, medd-i manevi ilga edilir. 1. Med ve Kasrın Caiz Olduğu Yerler1277 Sebebi med değişirse, aslı dikkate alarak med, lâfzı dikkate alarak kasr, caiz olur. Sebep[ ister hemze, isken sükun, ister ikisi, ister ibdal veya hazf hali olsun, med ve kasr yapılabilir. Bunun dışındakilerde eseri değiştiğinden, med yapılması evlâdır. Kâlûn ve Bezzi'nin kıraatına göre: ***** (Bakara, 31.) âyeti, buna misaldir. Şâyet bu eser kaybolursa kasr yapılması, Ebû Amr'ın kıraatına göre evlâdır. Kuvvetli ve zayıf iki sebebi med bir araya gelince, icmâen zayıf olan atılır, kuvvetli olanla amel edilir. Bunda, şu neviler ortaya çıkar: Biri, sebebi meddin lafzî ve manevî içtimai, diğeri de ***** ve ***** misalleridir. Şayet Verş'in kıraatıyla okunursa, bunlarda ne kasr, ne de tavassut yapılır. İki sebepten en kuvvetlisi ile amel edilerek işba'a gidilir. Bu, kendisinden sonra gelen hemze sebebiyle yapılan meddir. Şayet; ***** ve ***** üzerinde durulursa, hemzenin harfi med üzerinde takaddüm etmesi, kendisinden sonra gelen hemzenin kalkması sebebiyle, üç vecih caiz olur. 2- Meddin Çeşitleri1279 Ebû Bekr Almed b. Hüseyin b. Mihrân en-Nisaburî şöyle der: Kur’ânda mevcut medler, on çeşittir. Bunlar: a- Meddu'l-Hacz; ***** «'O ihtar (Kuran, başka kimse kalmadı da) aramızdan ona mı indirildi.» ve ***** misallerindeki medlerdir. Bu misallerde, iki hemze arasına, hafifletmek için haciz konmuştur. Çünkü Araplar, iki hemzenin bir araya gelmesini ağır kabul eder, icmâen tam elif takdir ederler. Böylece, hacz meydana gelir. b- Meddu'l-Adl; Kendisinden önce, med ve lin harfleri bulunan her şeddeli harfte yapılan meddir. ***** kelimesi buna misaldir. Çünkü şedde, hareke yerine geçer. Sakin iki haciz de, hareke rolünü oynar. c- Meddu't-Temkin: ***** ve ***** kelimelerindeki meddir. Bu misallerdeki medler, kendilerinden sonra hemze gelen medlerdir. Bu med, hemzenin tahkiki ve mahrecine uygun telaffuzun sağlanması için getirilmiştir. d-Meddu'l-Bast: Meddu'l-Bast'a aynı zamanda, meddul'l-fasl adı da verilir. ***** ibaresi, buna misaldir. Buradaki med iki kelime arasını yayar, iki muttasıl kelime arasını ayırır. e- Meddu'r-Revm, ***** misalindeki meddir. Araplar ***** kelimesindeki hemzeyi revm edip, ne açıkça telaffuz eder, ne de terkederler. Fakat yumuşatarak okurlar, hemzenin varlığına işaret ederler. Bu kırâat, ***** kelimesindeki hemzeyi okuyanların kıraatidir. Yapılan meddin miktan'bir buçuk elif miktardır. f- Meddu'l-Fark: ***** kelimesindeki meddir. İstifham ile haber arasını ayırmıştır. Yapılan med, icmâen tam bir elif miktarıdır. Şayet, med elifi arasında şeddeli harf bulunursa, hemzeyi okuyabilmek için, başka bir elif ilâve edilir. g- Meddu'l-Binye: ***** ve ***** misallerindeki meddir. Çünkü isim, kendisiyle maksur elifi ayırmak için med üzere mebni kılınmıştır. h- Meddu'l-Mubalağa: ***** misalindeki meddir. ı- Meddu'l-Bedel: ***** ve ***** misallerindeki hemzeden bedel yapılan meddir. Miktarı icmâen, tam bir eliftir. i- Meddu'l-Asl: ***** ve *****, gibi memdûd fiillerdeki meddir. Bu med ile Meddu'l-Binye arasındaki fark şudur: Meddu'l-Binye, kendisiyle maksûr arasını ayırmak için, med üzerine bina edilen isimlerdir. Meddu'l-Asl ise, bir mâna meydana getirmek maksadiyle, fiillerin kökünde yapılan meddir. |