6 - YERDE VE GÖKTE İNEN ÂYETLER270 İbn-i Arabi'nin daha önceki sözünde görüldüğü gibi Kur’ân'ın bazı âyetleri ya gökte, ya yerde, ya ikisi arasında, ya da mağarada yer altında nâzilolmuştur. İbn-i Arabi şöyle der: Bize Ebû Bekri'l-Fihrî, ona et-Temimi ona da müfessir Hibetullah haber vermiştir. Hibetullah'ın rivâyetine göre altı âyet hariç Kur’ânın Tamamı Mekke ile Medine arasında nâzil olmuştur. Bu altı âyet ne yerde ne de gökte inmiştir. Bunlar Sâffât sûresinin ***** «Bizim içimizden herkesin belli bir makamı var...» ile başlayan (164-166) âyetleri, Zuhruf sûresinin ***** «Senden önceki gönderdiğimiz elçilerimizden sor...» (45.) âyeti ile Bakara sûresinin son iki âyetleridir. Bu iki âyet mirac gecesi nâzil olmuştur. İbn-i Arabi burada şu sözleri ilâve eder: Hibetullah belki, ne yerde ne de gökte sözünden, yerle gök arasındaki fezayı kastetmiş olabilir. Mağarada, yerin altında inen âyetler ise, Buhârî'nin İbn-i Mesûd'dan rivâyetine göre, Mürselât sûresidir. 272 Şunu ifade etmek isterim ki, Bakaranın son iki âyeti hariç, diğerleri hakkında herhangi bir delile rastlayamadım. Müslim'in İbn-i Mesûd'dan «İsrâ gecesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Sidretü'l-Münteha'ya varınca mealinde» rivâyet ettiği hadis, bu iki âyetin mağarada nâzil olduğuna delil olabilir. Bu hadisde Resûlüllah'a üç şey verildiği ifade edilir. Birincisi; beş vakit namaz, ikincisi, Bakara sûresinin son âyetleri, üçüncüsü, ümmetinden Allah'a şirk koşmayanların bağışlanacağıdır. …………………………. |