5 - YATAKTA VE UYKUDA İNEN ÂYETLER264 Yatakta inen âyetlere misal: Maide sûresinin ***** «..Allah seni insanlardan koruyacak..» (67.) âyeti ile Tevbe sûresinin ***** ***** «Ve savaştan geri kalan üç kişinin..» ile başlayan (118-120) üç âyetidir. Buhârî'nin rivâyetine göre bu âyetler, Resûlüllah Ummu Seleme'nin evinde iken gecenin son üçte birinde nâzil olmuştur. Ancak bu rivâyetle, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Âişe hakkında: «Bana Âişe dışında hiçbir zevcemin yatağında vahiy gelmemiştir,» sözünü uzlaştırmak güç görünmektedir. Kadı Celâluddin bu güçlüğü şöyle telife çalışır. Belki Hazret-i Âişe yanında iken gelen vahiy, Ummu Seleme'nin yanında iken gelen vahiyden öncedir. Bundan daha iyi cevap bulmakla bu güçlükten kurtulduğumu söyleyebilirim: Ebû Ya’lâ «M ü s n e d»inde Hazret-i Aişe'nin hadisini rivâyet eder. Bu hadisin metninde geçen «Zevceleri yanında iken kendisine vahy geldiği zaman zevceleri onu yanlız bırakırlardı. Benim yanımda iken vahy geldiğinde yanlarından ayrılmazdım,» ifadesi ile açıkça görüldüğü gibi, iki hadis arasındaki güçlük giderilmiştir. Uykuda iken inen Âyetler Buna misal Kevser süresidir. Müslim, Enes'in şöyle dediğini rivâyet eder: «Resûlüllah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) beraber olduğumuz sırada, bir ara uykuya dalmıştı. Sonra tebessüm ederek uyandı. Başını kaldırınca: Seni tebessüm ettiren nedir? diye sorduk. Cevaben: Az önce bana bir sûre nâzil oldu, diyerek besmele ile birlikte Kevser sûresini okudu.» 268 İmâm-ı Râfii «E m â l i»sinde şöyle den «Onlar bu sûrenin uyku hâlinde indiğini anlamış; Resûlüllah'a uyku hâlinde iken vahiy gelmezdi. Çünkü peygamberlerin rüyası bir vahiydir, demişlerdir.» Bu söz gerçekten doğrudur. Fakat en doğrusu, Kur'ân'ı Kerîm bütünüyle uyanık halde nâzil olmuştur, denmesidir. Aslında uyanık iken inen Kevser sûresi, ya uykuda iken hatırına gelmiş, ya da sûrede geçen Havz-i Kevser kendisine arz olunmuş, uyanınca yanındakilere okumuş, tefsir etmiştir. Râfii ayrıca şunu ilâve eder: Bazı rivâyetlerde vârid olduğuna göre bu sûre nâzil olduğunda, Resûlüllah vahyin tesirinden baygınlık haline girmişti. Çünkü vahiy gelince Resûlüllah bu gibi hallerle çok karşılaşırdı. Buna da vahiy nöbeti adı verilirdi. Şunu ifade edelim ki; Râfiî'nin bu sözü son derece makuldür. Zaten bu ifadeyi görmeden önce aynı şeyi ben de düşünmüştüm. İkinci te'vil birinciden daha doğrudur. Çünkü bana az önce indi sözü, sûrenin daha önceden indiğini değil; aksine vahiy esnasında Resûlüllah'ın daima karşılaştığı baygınlık halinde indiğini gösterir. Ulemanın ifadesine göre Peygamberimiz vahiy esnasında, dünya hayatının tabii halinden uzak tutulurdu. |