Geri

   

 

 

İleri

 

7 Kur'ân Tefsiri ve Tefsir Bilenlerin Faziletine Dair Rivayetler

İlim adamlarımız (Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun) derler ki: Ashab-ı Ki­ram ve tabiinden tefsirin faziletine dair gelen rivayetlere gelince, bunlardan bir kısmı şöyledir:

Ali b. Ebi Talib (radıyallahü anh), Cabir b. Abdullah'tan sözetti ve onu bilginlikle ni­teledi. Birisi ona şöyle dedi: Canım sana feda! Sen, sen olduğun halde Cabir'in alim olduğunu mu söylüyorsun? Hazret-i Ali şöyle dedi: O yüce Allah'ın:

"Sa­na Kur'ân'ı farz kılan Allah, elbette seni bir dönüş yerine geri çevirecektir." (el-Kasas, 28/85) âyetinin tefsirini bilen bir kimse idi.

Mücâhid der ki: Allah'ın en sevdiği kişi indirdiğini en iyi bilen kişidir.

el-Hasen der ki: Allah'a yemin ederim, Allah indirdiği her bir âyetin ne hak­kında indirilmiş olduğunu ve onunla neyi kastettiğinin bilinmesini ister.

eş-Şa'bî der ki: Mesruk, bir âyetin tefsirini öğrenmek için, Basra'ya kadar yolculuk yaptı. Ona: Bu âyetin tefsirini bilen kişi Şam'a gitti denilince, yol hazırlığını yaptı ve Şam'a gitmek üzere yola koyuldu ve sonunda o âyetin tef­sirini öğrendi.

İkrime de, yüce Allah'ın: "Kim Allah'a ve Rasûlüne hicret maksismiyle evinden çıkarsa...." (en-Nisâ, 4/100) âyeti ile ilgili olarak şunları söyle­mektedir: Evinden Allah'a ve Rasûlüne hicret etmek kasdıyla çıkan bu ada­mın kim olduğunu öğrenmek için ondört sene araştırıp durdum ve nihayet kim olduğunu tesbit ettim.

İbn Abdil-Berr der ki: Bu kişi Damra b. Hubeyb'dir. Kimliğine dair açık­lama ileride gelecektir.

İbn Abbas da der ki: Ben Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a karşı biri birine yardımcı olan iki kadının kim olduğuna dair Ömer'e soru sormak istediğim halde iki yıl süre ile sadece onun heybetinden korktuğum için soramadım. Nihayet ona kim olduklarını sorunca: Bunlar Hafsa ve Âişe'dir demişti.

İyas b. Muaviye de der ki: Tefsirini bilmeksizin Kur'ân-ı Kerim'i okuyan­ların misali, geceleyin hükümdarlarından bir mektup alan ve kandilleri bu­lunmayan bir takım kimselere benzer. Bundan dolayı korkuya kapıldıkları hal­de mektupta ne olduğunu da bilemeden öyle kalırlar. Tefsiri bilenler ise, iş­te böyle bir kandil bulup mektupta neler olduğunu okuyabilen kimseye ben­zerler.