Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Yeni Pencere

Geri

 

SAYFA :

499

 

045 - CÂSİYE SÛRESİ

 

CÜZ :

25

 

İleri

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

14

Ey Rasûlüm, iman edenlere söyle. Allah'ın ceza günlerinin geleceğini ummayanları bağışlasınlar ki, Allah her kavmi kazandığı ile cezalandırsın.

Ey Rasûlüm, Allah’a inanan ve sana tabi olan mü’minlere de ki: "Kendilerine, Allah'ın cezalandırma günlerinden korkmayan kâfirler herhangi bir zarar verdiklerinde ve bir kötülük yaptıklarında onlara aldırış etmesinler ki Allah âhirette, her kavme, yaptığının karşılığını vermiş olsun. Onların eziyetlerine tahammül eden mü’minleri mükafaatlandırsm. Eziyet eden kâfirleri ise layık oldukları azaba uğratsın.

Bu âyet-i kerime, İslamın ilk dönemlerinde nazil olmuş ve müslümanların zayıf oldukları zamanlarda müşriklere karşılık vermemelerini emretmiştir. Daha sonra İslam güçlenince, mü’minlerin onlara karşı cihad etmeleri ve onlarla savaşmaları emredilmiş böylece bu Âyetin hükmü neshedilmiştir.

Abdullah b. Abbas bu âyeti izah ederken şöyle demiştir: "Müşrikler, Resûlüllah’a eziyet ettiklerinde onların eziyetlerine aldırış etmiyordu. Müşrikler onu alaya alıyor ve onu yalanlıyorlardı. Bunun üzerine Allahü teâlâ: "Ey mü’minler, müşrikler sizinle nasıl topluca savaşıyorlarsa siz de onlarla topluca savaşın. Tevbe Sûresi, âyet: 36

emrini gönderdi ve böylece bu âyet neshedilen âyetlerden oldu.

Katade ise bu âyetin, adı geçen Tevbe suresinin otuz altıncı âyetiyle ve Enfal suresinin: "Eğer savaşta onları yakalarsan arkalarındakileri dağıtacak bir şekilde cezalandır. Belki ibret alırlar. Enfal Sûresi, âyet: 57âyetiyle neshedildiğini söylemiş, Dehhak bu âyetin, Tevbe suresinde, müşriklerle savaşmayı emreden âyetle neshedildiğini, Ebû Salih ise yine bu âyetin, Hacc suresinin: "Kendileriyle savaşılan mü’minlere, zulmedildikleri için cihad etme izni verildi. Şüphesiz ki Allah, onlara yardım etmeye elbette kadirdir. Hacc Sûresi, âyet: 39 âyetiyle neshedildiğini söylemiştir. İbn-i Zeyd de bu âyetin, cihadın farz olduğunu belirten âyetlerle neshedildiğini söylemiştir. Enfal Sûresi, âyet: 57

15

Kim salih amel işlerse, (Onun mükafaatı) kendinedir. Kim de kötü amel işlerse, (Onun zararı) yine kendinedir. Sonra rabbinize döndürüleceksiniz.

Allah'ın kullarından kim, onun emirlerine itaat edip yasaklarından kaçınarak salih amel işleyecek olursa bunun faydası kendisine aittir. Zira Allah'ın hiçbir amele ihtiyacı yoktur. Kim de Allah'ın emirlerine karşı gelerek ve yasaklanın işleyerek kötü bir amel yapacak olursa o kimse kendi aleyhine hareket etmiş olur. Zira o kişi bu haliyle kendisini Allah'ın gazabına ve azabına sürüklemiş olur. Sonra ey insanlar, hepinizin döneceği yer rabbinizdir. O, sizlerden iyilik yapana iyiliğinin, kötülük yapana da kötülüğünün karşılığını verecektir.

16

Şüphesiz biz İsrailoğullarına kitap, hikmet ve peygamberlik vermiştik. Onları güzel nimetlerle rizıklandırmiştık. Ve onları âlemlerden üstün kılmıştık.

Ey Rasûlüm, şüphesiz ki biz, İsrailoğullarına da önce Tevratı sonra da İncil'i vermiştik. Onlara, kitabı anlama ve sünnetleri idrak etme bilgisini vermiştik. Ve onlardan peygamberler yapmıştık. Onları, kudret helvası ve bıldırcın eti gibi azıklarla rıziklandırmıştık. Ve onları, zamanlarının insanlarından üstün kılmıştık.

17

Din hususunda onlara apaçık deliller vermiştik. Onlar ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki çekememezlik ve düşmanlık yüzünden ihtilafa düşmüşlerdi. Şüphesiz senin rabbin, kıyamet günü, onların ihtilafa düştükleri hususlarda, aralarında hüküm verecektir.

Biz, İsrailoğullarına, içinde herşeyin açıklaması bulunan Tevrat'ı indirerek, emrimiz hususunda apaçık deliller vermiştik. Onlar, ancak kendilerine ölüm geldikten sonra aralarında ihtilafa düşmüşlerdir. Bu ihtilafın sebebi ise, liderlik kavgası ve birbirlerine karşı haksız davranmalarıdır. Ey Rasûlüm, şüphesiz ki rabbin, kıyamet gününde İsrailoğullarının aralarında ihtilafa düştükleri konular hakkında kesin kararını yerecek ve böylece haklılar haksız okullarından ayırdedilmiş olacaktır.

Bu âyet-i kerime, Muhammed ümmetini, İsrailoğullarının düştüğü kötü akıbetlere, düşmemeleri için uyarmaktadır.

18

Sonra Ey Rasûlüm, biz seni de din hususunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy. Hakkı bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.

Ey Rasûlüm, İsrailoğullarına şeriat verdikten sonra seni de emirlerimiz hususunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen bu şeriata uy. Hakkı batıldan ayırdedemeyen cahillerin davetine uyma. Aksi halde helak olursun.

Âyette zikredilen "Şeriaf'tan maksat, Abdullah b. Abbas'a göre "Hidâyet ve apaçık bir yol"dur. Katade'ye göre "Emirler, yasaklar, farz ve cezalar"dır. İbn-i Zeyd'e göre ise "din"dir.

19

Onlar, Allah’tan gelen hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Şüphesiz zalimler, birbirlerinin dostudurlar. Müttakilerin dostu ise Allah’tır.

Ey Rasûlüm, rablerini tanımayan ve seni heva ve heveslerine uymaya çağıran bu cahiller, rabbinin şeriatını bırakıp onlara uyduğun takdirde, rabbinin, seni cezalandırmasına karşı seni müdafaa edemezler. Zalimler, Allah’a iman etme ve ona itaatte bulunmaya karşı birbirlerinin yardımcıları ve dostlarıdır. Allah ise emirlerini tutup yasaklarından kaçınan takva sahiplerinin dostudur. O halde sen, Allah’tan kork. O zalimlere karşı senin için kâfidir. Sayılan çok da olsa onlar sana bir şey yapamayacaklardır.

20

Bu Kur'an, insanlar için kalb güzleridir. Kesin olarak inanan bir topluluk için de bir hidâyet rehberi ve bir rahmet kaynağıdır.

Ey Rasûlüm, sana indirdiğimiz bu kitap, insanların kalb gözlerim açan bir nurdur. İnsanlar, onun vasıtasıyla hakkı batıldan ayırdederter ve doğru yolu tanımış olurlar. Bu kitap, kendisinin hak bir kitap olduğunu kesin bir şekilde idrak eden bir topluluk için bir rehber ve bir rahmettir. Zira, Kur'andan ancak onlar faydalanırlar. O Kur'an, kendisini yalanlayan kâfirlerin ise kötülüğünü artırır. O, onlar için bir üzüntü kaynağıdır.

21

Yoksa kötülükleri işleyenler, hayatlarında ve ölümlerinde, iman edip salih ameller işleyenlerle kendilerini bir tutacağımızı mı sanırlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!

Bu âyet-i kerime, çeşitli kıraatlar sebebiyle farklı şekillerde izah edilmiştir. Bunlardan biri mealde verildiği gibidir. Buna göre âyetin izahı şöyledir: "Dünyada iken Allah'ın peygamberlerini yalanlayarak, Allah’tan başka şeylere taparak ve onun emirlerine karşı gelerek kötü amel işleyenleri hiçbir zaman, iman edip salih amel işleyenlerle bir tutamayız. Onların hayatları da ölümleri de birbirlerinden farklıdır. Çünkü salih amel işleyenler Allah’a itaat ederek yaşamışlar, âhirette nimetlere erişecekleri müjdesiyle ölmüşlerdir. Kötü amel işleyenler ise hayatta iken Allah’a karşı gelmişler ve cehennemde yanacakları ihtarıyla ölmüşlerdir. Elbette ki bunlar hayatlarında ve ölümlerinde farklıdırlar.

Diğer bir izah tarzına göre, âyetin manası şöyledir: "Kötü amel işleyenler, dünya hayatında, iman edip salih amel işleyenlerle eşit oldukları gibi öldükten sonra da onlarla eşit olacaklarını mı sanıyorlar? Dünya hayatındayken sıhhat ve rızık bakımından farksız olsalar da âhirette, mü’minler cennete sevkedilecekler kâfirler ise cehenneme sürüleceklerdir. Böylece birbirlerinden tamamen ayrılacaklardır. Dünya hayatlarıyla ölümlerden sonraki yaşantıları bir olmayacaktır.

Başka bir izah tarzına göre ise âyetin manası şöyledir: "Kötü amel işleyenler, kendilerini, iman edip salih amel işleyenlerle bir tutacağımızı mı sanırlar? Mü’minler, hayatta iken de öldüklerinde de mü’mindirler. Kâfirler ise, hayatta iken de öldükten sonra da kâfirdirler. Bunlar asla eşit olamazlar. Bunların, iman edenlerle eşit olacaklarına dair vermiş oldukları hüküm ise ne kötü bir hükümdür!

22

Allah, gökleri ve yeri yerli yerince hem de herkes yaptığının karşılığım görsün diye yarattı. Onlar zulma uğratılmaz.

Allah, gökleri ve yeri, yaratıklarına zulmetmek için değil, hak ve adaleti icra etmek için yarattı. Bu itibarla herkes yaptığının karşılığını görecek ve hiçbir kimseye zulmedilmeyecektir. İyilik yapan mükafatlandırılacak kötülük yapan ise cezalandırılacaktır.

 

 

 

 

Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Aynı Pencere

Geri

 

(T :  M : 922  H : 310)

 

TABERİ TEFSÎR-İ - (TÜRKÇE)

 

-

 

İleri

Sayfayı Büyüterek Aynı Pencerede Aç