Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Yeni Pencere

Geri

 

SAYFA :

461

 

039 - ZÜMER SÛRESİ

 

CÜZ :

24

 

İleri

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

32

Allah’a karşı yalan uydurandan ve kendisine hak geldikten sonra onu yalanlayandan daha zalim kimdir? Kâfirler için cehennemde yer mi yok?

Allah'ın çocuğu olduğunu veya haram kılmadığı bir şeyi haram kıldığını iddia etme gibi iftiralarla Allah’a karşı yalan uydurandan ve kendisine hak olan Kur'an geldikten sonra onu yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Allah’ı inkâr eden ve Muhammed'in peygamberliğini reddeden kâfirlere cehennemde yer mi yok? Cehennem onların hepsini içine alacak büyüklüktedir.

33

Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler, işte onlar takva sahiplerinin ta kendileridir.

Âyette zikredilen "Doğruyu getiren"in kim olduğu, getirdiği doğrunun ne olduğu ve getirdiği bu doğruyu tasdik edenin kim olduğu hakkında çeşitli izahlar verilmiştir.

Abdullah b. Abbas'tan nakledilen bir görüşe göre, "Doğruyu getiren" Resûlüllah, getirdiği doğru, "Lailahe İllallah"tır. Getirdiği doğruyu tasdik eden de yine kendisidir.

Hazret-i Ali'den nakledilen diğer bir görüşe göre ise "Doğruyu getiren" Resûlüllah, doğruyu tasdik eden ise Hazret-i Ebubekir'dir.

Katade'den nakledilen bir görüşe göre ise "Doğruyu getiren" Resûlüllah, doğru da "Kur'an-ı Kerimdir" Doğruyu tasdik eden ise mü’minlerdir.

Süddî'ye göre ise "Doğruyu getiren" Cebrâil "Doğru" Kur'an, doğruyu tasdik eden Resûlüllahtır.

Mücahid'e göre ise "Doğruyu getiren" mü’minlerdir. Onlar kıyamet gününde Kur’an’ı getirip: "Ey rabbimiz senin bize verdiğin kitap işte budur." diyeceklerdir. Buna göre doğruyu getirecek olanlar, mü’minler, getirdikleri doğru Kur'an, o doğruyu tasdik edecek olanlar da yeni mü’minler olacaktır.

Taberi'ye göre ise "Doğruyu getiren"den maksat, Allah’ı birlemeye, onun peygamberini tasdik etmeye ve peygamberinin getirdiği ile amel etmeye davet eden herkestir. Bu ifadenin içine, Resûlüllah, onun sahabileri ve bu vazifeleri yapan mü’minler dahildir. Doğru'dan maksat ise Kur'an-ı Kerim ve "Lailahe İllAllah’tır." "Doğruyu tasdik edenler"den maksat ise, Kur’an’ı tasdik eden herkestir.

Allahü teâlâ, doğruyu getirenlerin ve getirilen doğruyu tasdik edenlerin takva sahibi olduklarını zikretmektedir. Burada zikredilen "Takva sahipleri "nden maksat, Allah’a ortak koşmaktan kaçınan, onun emirlerini yerine getiren ve onun yasaklarından uzak durandır.

34

Onlar için rableri katında diledikleri herşey vardır. İşte iyilikte bulunanların mükafaatı budur.

Doğruyu getiren ve getirilen doğruyu tasdik edenler için, kıyamet gününde rablerinin huzurunda arzuladıkları ve gözlerinin hoş gördüğü herşey vardır. İşte dünyada iken Allah’a itaat edip yasaklarından kaçınarak iyilikte bulunanların mükafaatı budur.

35

Çünkü Allah onların işledikleri günahların en kötüsünü bile bağışlayacak, onları, yaptıkları amellerin en güzeliyle mükafatlandıracaktır.

Allahü teâlâ bu âyet-i kerime ile, mü’min olduğu halde günah işleyenlerin cennette verilen nimetlerden mahrum bırakılmayacaklarına işaret buyurmaktadır. Tâ ki günahkarlar ümitsizliğe kapılmasın, Allah’tan günahlarının affını dileyip nimetlerine mazhar olmaya çalışsınlar.

36

Bak. Âyet 37.

37

Allah, kuluna kâfi değil midir? Ey Rasûlüm, kâfirler seni, Allah’tan başka şeylerle korkutmak istiyorlar. Allah kimi saptırırsa artık onu hidâyete erdirecek hiçbir kimse yoktur. Kimi de hidâyete erdırırse artık onu saptıracak hiç kimse yoktur. Allah, herşeye galip olan ve layık olanın cezasını veren değil midir?

Allah, kulu Muhammed'e kâfi değil midir? Ey Rasûlüm, bu müşrikler seni, Allah'ın dışındaki putlarla korkutuyorlar. Onları yermen halinde putların seni çarpacağım iddia ediyorlar. Allah kimi hak yoldan saptırırsa artık onu doğru yola getirecek kimse yoktur. Kimi de iman etmeye muvaffak kılarsa onu saptıracak kimse yoktur. Ey Rasûlüm, Allah, yaratıklarından kendisim inkâr edenlere karşı galip ve intikam sahibi değil midir?

Katade diyor ki: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Halid b. Velid'i, müşriklerin "Uzza" putunu diktikleri Sukam vadisine gönderdi. Putun hizmetçisi Halid'i gorunce: "Ey Halid, ben seni, Uzza'ya karşı gelmekten sakındırırım. Zira bunun öyle bir hışmı vardır ki hiçbir şey onun karşısında duramaz." dedi. Halid onu dinlemeyerek ilerledi ve elinde bulunan balta ile putun burnunu dağıttı. İşte müşrikler, Resûlüllahi vemüslümanları, tapmış oldukları putlardan bu şekilde korkutuyorlardı. Âyet-i kerime bu hususu beyan etmektedir.

38

Ey Rasûlüm, yemin olsun ki eğer sen onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette "Allah yarattı." derler. Sen onlara şöyle de: "Söyleyin bakalım, eğer Allah bana herhangi bir zarar vermek istese, sizin, Alladı bırakıp da taptıklarınız onun bu zararını giderebilir mı? Yahut bana bir rahmet dilese onun bu rahmetini durdurabilirler mi?" De ki: "Bana Allah yeter. Güvenenler sadece ona güvenirler."

Ey Rasûlüm, yemin olsun ki sen, putları Allah’a denk tutan bu müşriklere: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan onlar, "Allah yarattı." diyeceklerdir. Onlar böyle söyleyince sen onlara de ki: "Söyleyin bakayım, şâyet Allah bana herhangi bir zarar vermeyi dileyecek olsa, sizin, Allah’tan başka taptığınız bu putlar Allah'ın o zararını giderebilirler mi? Veya bana bir nimet ve bolluk verecek olsa onlar bu nimetin bana gelmesine engel olabilirler mi? Elbette onlar "Hayır" demek zorunda kalacaklardır. İşte o zaman de ki: "Allah bana yeter ondan başkasına benim ihtiyacım yoktur. Ben sadece ona kulluk eder ve sıkıntılarımda sadece ona başvururum. Zira zarar ve menfaat onun elindedir. Güvenenler ona güvenirler.

Abdullah b. Abbas diyor ki:

"Bir gün Resûlüllah’ın terkisine binmiştim. O bana şöyle buyurdu: "Ey cenç ben sana bazı şeyler söyleyeceğim. Sen Allah'ın emrini koru, O da seni korur. Sen Allah'ın emrini koru, onu yanında bulursun. Birşey istediğinde Allah’tan iste, yardım dilediğinde Allah’tan yardım dile. Şunu iyi bil ki, şâyet bütün insanlar sana bir menfaat sağlamak için bir araya gelmiş olsalar, Allah'ın, senin için takdir ettiğinin dışında hiçbir fayda sağlayamazlar. Şâyet insanlar sana herhangi bir zarar vermek için bir araya gelmiş olsalar, Allah'ın senin için takdir ettiğinin dışında sana herhangi bir zarar veremezler. Artık kalemler kaldırılmış sahifeler kurumuştur. Tirmizî, K.el-Kıyame, bab: 59, Hadis no: 2516 Ahmed b. Hanbel, Müsned, el, S.293.

39

Bak. Âyet 40.

40

De ki: "Ey kavmim, siz bulunduğunuz durumda devam edin ben de kendi yoluma devam edeceğim. Rezil ve rüsvay edici azap kime gelecek, devamlı azap kime inecek yakında bileceksiniz.

Ey Rasûlüm, kavminin, Allah’ı bırakıp da putlara tapan müşriklerine de ki: "Sizler yapmakta olduğunuz amellerinize bulunduğunuz yerde devam edin. Ben de bulunduğum benden önceki peygamberlerin yolunda amel etmeye devam edeceğim. Yakında hor ve hakir kılan azabın kime geleceğini ve ardı arkası kesilmeyen cehennem azabının kimi yakalayacağını bileceksiniz.

Görüldüğü gibi bu âyetlerde Allah’ı bırakıp da putlara tapan müşrikler, cehennem azabına uğratılmakla tehdit edilmektedirler.

 

 

 

 

Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Aynı Pencere

Geri

 

(T :  M : 922  H : 310)

 

TABERİ TEFSÎR-İ - (TÜRKÇE)

 

-

 

İleri

Sayfayı Büyüterek Aynı Pencerede Aç