Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Yeni Pencere

Geri

 

SAYFA :

366

 

026 - ŞU'ARÂ' SÛRESİ

 

CÜZ :

19

 

İleri

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

26 -ŞUARÂ' SÛRESİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle

1

Tâ, Sîn, Mîm. Bu harflerden muradın ne olduğunu en iyi Allahü teâlâ bilir.

2

Bunlar bu âyetler açıklayıcı Hakkı, batıldan ayırıp ortaya koyan kitabın, Kur’ân’ın âyetleridir.

Âyet-i kerîme’de geçen : “Ayâtü “ile ” el-Kitâbi “ arasındaki izafet, “min“ mânâsındadır.

3

Onlar Mekkeliler îman etmeyecekler diye sen Ey Resûlüm Muhammed, adetâ kendine kıyacaksın üzüntünden kendini katledeceksin. Buradaki “ Lealle ” lâfzi “ işfak “ (acımak) içindir. Yani, “ Bu üzüntüyü hafifletmek suretiyle kendine acı. “

4

Biz dilersek, onların üzerine gökten âyet indiririz de, ona boyunları eğile kalır ve o zaman hemen îman ederler.

Âyet-i kerîme’de geçen “ zallet” lâfzı, muzari mânâsında olup cümle, “ Tezallü tedûmü “ Takdirindedir. Ayrıca “ A'nak” kelimesi, haddi zatında sahiplerinin sıfatı olan“ hûd'u “ (teslim olmak) ile sıfatlanınca, onun sıfatı da akıl sahiplerine mahsus olan siga ile cemilendi.

5

Kendilerine Rahmân'dan yeni bir zikir: Kur’ân (âyeti) gelmeye dursun. İlle ondan yüz çevirirler.

Âyet-i kerîme’de geçen “ muhdesin” lâfzı, sıfat-ı kâşifedir.

6

Evet Kur’ân’ı yalanladılar. Ama onlara yakında o alay ettikleri şeyin haberleri, sonuçlan gelecektir.

7

Onlar yeryüzüne bakmadılar mı? Nazar etmediler mi? Biz orada her iyi çiftten, güzel çeşitten nice bitkiler yetiştirmişiz.

Âyet-i kerîme’de geçen “ kem” lâfzı, haberiyye olup” kesiren“ mânâsındadır.

8

Şüphesiz bunda bir âyet: Allahü teâlâ'nın kudretinin kemalini gösteren alâmet vardır. Ama Allah'ın ezelî ilmindeonların çoğu îman edecek değildirler.

Sibeveyh, âyet-i kerîme’de geçen “ kane ” lâfzının zâide olduğunu söylemiştir.

9

Muhakkak senin Rabbin yegâne güçlü kâfirlerden intikam alan izzet sâhibi ve mü'minlere çok mehametlidir.

10

Ey Resûlüm Muhammed! Kavmine bahset;Hani, Mûsa ateşi ve ağacı gördüğü gece, Rabbin Mûsa'ya “O zâlimler topluluğuna peygamber olarak gidiver.

Âyet-i kerîme’de geçen ”en“ masdariye olup“Bi-en> “ Takdirindedir.

11

Kendisiyle birlikte Fir’avun'un kavmine..... Onlar ki, Allah'a küfretmekle kendi kendilerine, köleler gibi çalıştırmakla da İsrâîl oğullarına zulmetmişlerdir. Allah'tan O'na itâat etmek suretiyle hâlâ korkup, O'nu tevhidde bulunmayacaklar mı? diye nida etmişti.

Âyet-i kerîme’de geçen ”ela” lâfzındaki hemze, isfifham-ı inkâri mânâsındadır.

12

Mûsa şöyle dedi: “ ey Rabbim! Doğrusu korkarım, beni tekzip ederler.

13

Benim de onların beni tekzip etmelerinden göğsüm daralır. Dilim ondaki pelteklik sebebiyle risaleti eda ederken açılmaz. Onun için kardeşim Harun’a da benimle birlikte peygamberlik ver!

14

Hem onların kendilerinden bir Kıpti'yi öldürdüğüm için bana isnat ettikleri bir suçları var. Ondan dolayı korkarım, bu suç sebebiyle beni öldürürler. “

15

Allahü teâlâ buyurdu ki: “ hayır! Yani seni öldüremezler,ikiniz de, sen ve kardeşin -şu hâlde burada muhatab, gaibe tağlib edilmiştir- hemen mu'cizelerimizle gidin! Muhakkak biz, sizinle beraberiz. Sizin söyleyeceklerinizi de, size söylenecekleri de işitiyoruz. “ Burada Hazret-i Mûsa ile Hazret-i Harun (aleyhisselâm) cemâat yerine konularak hitaba mazhar olmuşlardır.

16

HaydiFir’avun'a gidin de, deyin ki: “Biz her birimiz âlemlerin Rabbinin sana gönderdiği resûlüyüz!

17

İsrâîl oğullarını bizimle beraber Şam'a göndereceksin“

Âyet-i kerîme’de geçen ”en” lâfzıüzerinden“ Ba “ harf-i cerri hazfedilmiş olup“Bi-en”Takdirindedir

18

Hazret-i Mûsa ile Hazret-i Harun, Fir’avun'a varıp aldıkları bu emr-i ilâhiyi ona ilettiler. “ fir’avun Hazret-i Mûsa'ya: “Biz seni yeni doğmuş, sütten kesildikten sonra yeni doğmuş sayılabilecek kadar küçük bir çocuk iken aramızda, evlerimizde büyütmedik mi? Sen ömründen hayli seneler, otuz sene bizim aramızda kalmadın mı? (Bu zaman zarfında) Mûsa (aleyhisselâm),Fir’avun'un giydiklerinden giyer, onun bineklerine biner ve onun oğlu diye anılırdı.

19

O yaptığın işi de yaptın -Kastedilen iş, Kıpti'yi öldürmesidir- o hâlde sen nankörlerdensin, seni yetiştirmek ve zor işlerde çalıştırmamak suretiyle sana olan nimetimi inkâr edenlerdensin“dedi.

 

 

 

 

Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Aynı Pencere

Geri

 

(T :  M : 1505  H : 911)

 

CELÂLEYN TEFSÎRİ - (TÜRKÇE)

 

ŞÂFİÎ

 

İleri

Sayfayı Büyüterek Aynı Pencerede Aç