| 
 
61 -  
RESÛLULLAHIN (Sallallahü 
aleyhi ve sellem) TA’ZİYE MEKTÛBU 
Bu mektûb, Allahü 
teâlânın Peygamberi, Muhammed “aleyhisselâm” tarafından, Mu’âz bin Cebele 
“radıyallahü teâlâ anh” yazdırılmışdır: 
Allahü 
teâlâ sana selâmet versin! 
Ona hamd ederim. Herkese 
iyilik ve zarar, yalnız Ondan gelir. O dilemedikce, kimse kimseye iyilik ve 
kötülük yapamaz. 
Allahü 
teâlâ, sana çok sevâb versin. Sabr etmeni nasîb eylesin! Onun ni’metlerine şükr 
etmenizi ihsân eylesin! 
Muhakkak bilmeliyiz ki, 
kendi varlığımız, mallarımız, servetimiz, kadınlarımız ve çocuklarımız, Allahü 
teâlânın, sayısız ni’metlerinden, tatlı ve fâideli ihsânlarındandır. Bu 
ni’metleri, bizde sonsuz kalmak için değil, emânet olarak kullanmak, sonra geri 
almak için vermişdir. Bunlardan, belli bir zemânda fâideleniriz. Vakti gelince, 
hepsini geri alacakdır. 
Allahü 
teâlâ, ni’metlerini bize vererek sevindirdiği zemân, şükr etmemizi, vakti gelip 
geri alarak üzüldüğümüz zemân da, sabr etmemizi emr eyledi. Senin bu oğlun, 
Allahü teâlânın tatlı, fâideli ni’metlerinden idi. Geri almak için sana emânet 
bırakmış idi. Seni, oğlun ile fâidelendirdi. Herkesi imrendirecek şeklde 
sevindirdi, neş’elendirdi. Şimdi, geri alırken de, sana çok sevâb, iyilik 
verecek, acıyarak, doğru yolda ilerlemeni, yükselmeni ihsân edecekdir. Bu 
merhamete, ihsâna kavuşabilmek için sabr etmeli. Onun yapdığını hoş görmelisin! 
Kızar, bağırır, çağırırsan, sevâba, merhamete kavuşamazsın ve sonunda pişmân 
olursun. İyi bil ki, ağlamak, sızlamak, derdi belâyı geri çevirmez. Üzüntüyü 
dağıtmaz! Kaderde olanlar başa gelecekdir. Sabr etmek, olmuş bitmiş şeye 
kızmamak lâzımdır. 
Allahü 
teâlâ, hepinize selâmet versin! Âmîn. 
  
Kabristândan geçer 
idim, 
dedim burda, kimler 
yatır. 
  
Etrâfına şanlar saçan, 
kimbilir 
ne erler yatır. 
  
Kimi yiğit, kimi koca, 
kimi vekîl, kimi paşa. 
  
Kimi doçent, kimi 
hoca, 
zengin nice beğler 
yatır. 
  
Sırma gibiydi saçları, 
hergün 
yıkanır başları. 
  
Renkli, parlak 
kumaşları, 
devşiren gelinler 
yatır. 
  
Liseyi, tıbbiyeyi hep, 
okumuş, yıllar 
uğraşmış. 
  
Çok hastaya, şifâ 
veren, 
professör 
hekimler yatır. 
  
Allah, Resûlullah 
için, 
îmânı korumak için. 
  
Kahbe 
düşmana saldıran, 
arslan 
Mehmedcikler yatır. 
                                                |