| 
                                                         
                                                        
                                                        22 - 
                                                        
                                                        UKÛBÂT (Cezâlar) 
                                                        
                                                        
                                                        4 - SİRKAT HADDİ: 
                                                        Sirkat, başkasının 
                                                        birşeyini gizlice almak 
                                                        demekdir. Başkasının az 
                                                        veyâ çok malını, haksız 
                                                        olarak ve rızâsı 
                                                        olmıyarak almak, ya’nî 
                                                        çalmak veyâ gasb etmek 
                                                        harâmdır. Mükellef olan, 
                                                        ya’nî akllı ve bâlig 
                                                        olan erkek, kadın, köle, 
                                                        efendi, müslimân veyâ 
                                                        zimmî, gören ve 
                                                        konuşabilen bir kimse, 
                                                        on dirhem hâlis gümüş 
                                                        parayı veyâ değerinde 
                                                        olan ve her dinde 
                                                        mütekavvim olan ve 
                                                        durmakla bozulmıyan bir 
                                                        malı, müslimân veyâ 
                                                        zimmî olan sâhibinin 
                                                        mülkünden, ya’nî 
                                                        başkalarının iznsiz 
                                                        olarak açmaları veyâ 
                                                        girmeleri câiz olmadığı 
                                                        yerden, Dâr-ül-islâmda, 
                                                        hepsini bir def’ada 
                                                        gizlice alırsa ve mal 
                                                        sâhibi de da’vâ ederse, 
                                                        sağ eli bilek 
                                                        mafsalından kesilir ve 
                                                        kan akmaması için hemen 
                                                        kaynar yağ içine 
                                                        sokulur. Çok sıcak ve 
                                                        çok soğuk havalarda ve 
                                                        ağır hasta olunca 
                                                        kesilmez, habs olunur. 
                                                        Hava veyâ hasta iyi 
                                                        olunca kesilir. İkinci 
                                                        def’a çalanın sol ayağı 
                                                        da oynak yerinden 
                                                        kesilir. Üçüncüsünde bir 
                                                        yeri dahâ kesilmeyip, 
                                                        tevbe edinciye kadar 
                                                        habs olunur. Buradaki 
                                                        dirhem, ondört kırat 
                                                        veyâ 3,36 gramdır ki, on 
                                                        adedinin ağırlığı, yedi 
                                                        miskâl ağırlığındadır. 
                                                        Buna göre, sirkat 
                                                        nisâbı, otuzüç gram ve 
                                                        altmış santigram gümüş 
                                                        paradır. 
                                                        
                                                        
                                                        [Gümüş kullanılmayıp 
                                                        başka cins para 
                                                        kullanılan yerlerde yedi 
                                                        gram gümüşün kıymeti, 
                                                        bir gram altın değeri 
                                                        kadardır. Ya’nî altın, 
                                                        aynı ağırlıkdaki 
                                                        gümüşden, her zemân, 
                                                        yedi def’a dahâ 
                                                        kıymetlidir. 33,6 gram 
                                                        gümüşün kıymeti, 4,8 
                                                        gram, ya’nî bir miskal 
                                                        altın olup, bir altın 
                                                        liranın üçde ikisi 
                                                        kıymetindedir. İmâm-ı 
                                                        Mâlike ve Ahmed bin 
                                                        Hanbel ve Şâfi’îye göre 
                                                        “rahmetullahi teâlâ 
                                                        aleyhim ecma’în” sirkat 
                                                        nisâbı üç dirhem, ya’nî 
                                                        yedi gram ve yirmialtı 
                                                        santigram gümüş veyâ 
                                                        rubu’ dînâr, ya’nî 
                                                        [0,87] gram altındır. 
                                                        Görülüyor ki, [0,87] 
                                                        gram altından aşağı 
                                                        değerdeki malı çalanın 
                                                        kolu hiçbir mezhebde 
                                                        kesilmez. Kesilirse, 
                                                        zulm yapılmış olur]. 
                                                        
                                                        
                                                        Et, sebze, meyve, süt, 
                                                        çalınca el kesilmez. 
                                                        Çünki, bunlar, zemânla 
                                                        bozulur. Müslimân veyâ 
                                                        zimmî, müslimânın 
                                                        şerâbını, içkisini 
                                                        çalarsa kesilmez. Zimmî 
                                                        zimmînin içkisini, 
                                                        hınzırını, leşini 
                                                        çalarsa kesilmez. 
                                                        
                                                        
                                                        Bir kişi, birkaç 
                                                        kimseden, bir def’ada 
                                                        nisâb mikdârı çalarsa 
                                                        kesilir. İki kişi, bir 
                                                        kimseden nisâb mikdârı 
                                                        çalarlarsa kesilmez. 
                                                        Çünki, bir hırsızın 
                                                        hissesine nisâbdan az 
                                                        düşmekdedir. Her birine 
                                                        nisâb mikdârı düşerse, 
                                                        elleri kesilir. 
                                                        Babasının veyâ kendisine 
                                                        bakması lâzım olanın 
                                                        evinden çalarsa 
                                                        kesilmez. 
                                                        
                                                        
                                                        Hırsızlık, çalanın bir 
                                                        kerre söylemesi veyâ iki 
                                                        âdil erkek şâhidin haber 
                                                        vermesi ile belli olur. 
                                                        Soruşdurma yapıncıya 
                                                        kadar, sanık habs 
                                                        olunur. Çünki, had 
                                                        sanıkları kefîl ile 
                                                        bırakılmaz. Şübheli, 
                                                        sâbıkalı olanı, 
                                                        söyletmek için döğmek 
                                                        câizdir. 
                                                        
                                                        
                                                        İkrâr etmesi veyâ şâhid 
                                                        ile hırsızlık 
                                                        anlaşıldıkdan sonra, mal 
                                                        sâhibi, bu kimse benim 
                                                        malımı çalmadı veyâ ona 
                                                        hediyye, emânet etmişdim 
                                                        veyâ şâhidler yalan 
                                                        söylüyor dese kesilmez. 
                                                        Hâkimin, böyle 
                                                        söylemesini teklîf 
                                                        etmesi sünnetdir. Mal 
                                                        sâhibi afv etdim derse, 
                                                        kesilir. Çünki, had, 
                                                        Allahü teâlânın 
                                                        hakkıdır. Kul, bunu afv 
                                                        edemez. Müslimânın 
                                                        çaldığına iki kâfir 
                                                        şâhid olursa kesilmez. 
                                                        El kesilirken iki 
                                                        şâhidin de hâzır 
                                                        bulunması şartdır. 
                                                        
                                                        
                                                        Kıymetli taşlar çalınca 
                                                        kesilir. Kıymetsiz olan, 
                                                        parasız ele geçebilen, 
                                                        odun, ot, balık, kuş, 
                                                        hattâ tavuk, av hayvânı, 
                                                        kireç, kömür, tuz, 
                                                        saksı, cam [çünki ikisi 
                                                        çabuk kırılır], ekmek, 
                                                        süt, her ta’âm, içkiler, 
                                                        çalgılar, salîb, oyun 
                                                        âletleri, kapı, câmi’den 
                                                        ayakkabı, Kur’ân-ı 
                                                        kerîm, çocuk, her çeşid 
                                                        kitâb ve köpek çalmakla, 
                                                        mezâr soymakla, sahrâda 
                                                        saklı malı çıkarmakla, 
                                                        türbeyi, umûmî yerleri, 
                                                        vakf ve Beyt-ül-mâlı 
                                                        soymakla, alacaklısından 
                                                        alacağını veyâ benzerini 
                                                        çalmakla had lâzım 
                                                        gelmez. Meselâ, alacağı 
                                                        altın yerine, gümüş 
                                                        çalması câiz olur. 
                                                        İmâm-ı Şâfi’îye göre 
                                                        “rahmetullahi teâlâ 
                                                        aleyh” parası yerine, 
                                                        borclusunun eline 
                                                        geçireceği, aynı 
                                                        kıymetdeki malını 
                                                        alabilir. Zarûret 
                                                        hâlinde Şâfi’î mezhebini 
                                                        taklîd etmek câiz olur. 
                                                        
                                                        
                                                        Zî-rahm-i mahrem 
                                                        olandan, başkasının 
                                                        malını dahî çalarsa 
                                                        kesilmez. Süt ile mahrem 
                                                        olandan çalarsa kesilir. 
                                                        Zî-râhm-i mahreminin 
                                                        malını, başkasının 
                                                        evinden çalarsa kesilir. 
                                                        
                                                        
                                                        Zevcesinden, zevcinden, 
                                                        zî-rahm-i mahrem kadın 
                                                        akrabâsının kocalarından 
                                                        ve zevcesinin zî-rahm-i 
                                                        mahrem erkek 
                                                        akrabâsından çalarsa 
                                                        kesilmez. Bu sonunculara
                                                        (Ashâr) denir. 
                                                        Ganîmet malından, 
                                                        müşterîye açık olan 
                                                        hamamlardan ve 
                                                        dükkânlardan çalarsa, 
                                                        müsâfir ev sâhibinden 
                                                        çalarsa, bir hırsız 
                                                        çaldığı şeyi evden 
                                                        çıkarmadan yakalanırsa 
                                                        kesilmez. 
                                                        
                                                        
                                                        Umûmî yerlerde, meselâ 
                                                        mescidde, trende, 
                                                        vapurda, otobüsde 
                                                        sâhibinin yanında olan 
                                                        şeyi çalana, sâhibi 
                                                        uykuda iken bile olsa, 
                                                        had yapılır. 
                                                        
                                                        
                                                        Elini sandığa, birisinin 
                                                        yakasına, cebine, koluna 
                                                        sokarak çalanın kesilir. 
                                                        Hırsız eve girip eşyâyı 
                                                        toplasa, başkası da 
                                                        girip, hırsızı elinde 
                                                        olanlar ile birlikde 
                                                        yüklenip dışarı çıkarsa, 
                                                        yalnız hırsızın eli 
                                                        kesilir. Bunun gibi, 
                                                        nemâz kılan birinin 
                                                        üstüne, necâset bulaşık 
                                                        hayvân konsa, nemâzı 
                                                        bozulmaz. Çünki, 
                                                        necâset, nemâz kılanın 
                                                        üzerinde değil, hayvânın 
                                                        üzerindedir. 
                                                        
                                                        
                                                        Sağ eli kesildikden 
                                                        sonra, çaldığı bu malın 
                                                        bedelini ödemez. Mal 
                                                        mevcûd ise, sâhibine 
                                                        verilir. Satmış ise, 
                                                        yine sâhibine geri 
                                                        verilir. Sâhibi parasını 
                                                        müşterîye öder. 
                                                        Hırsızın, malı 
                                                        kullanması harâmdır. 
                                                        Müşterî kullanmış ise 
                                                        sâhibi müşterîden 
                                                        kıymetini ister. Müşterî 
                                                        de, hırsızdan fiyâtını 
                                                        geri ister. 
                                                        
                                                        
                                                        Eve hırsız gelip malı 
                                                        götürse, mal nisâb 
                                                        mikdârından az ise de, 
                                                        hırsızla döğüşmek 
                                                        câizdir. Malı bırakırsa 
                                                        döğüşülmez. Hırsızı 
                                                        öldürürse, yalnız diyet 
                                                        verir.  |