18 -
ÜÇÜNCÜ CİLD - 116.MEKTÛB
(İmâm-ı Rabbânî Ahmedî Fârûkî Serhendî)
Bu mektûb, hâce
Ebülmekârim için
yazılmışdır. Allahü
teâlânın kullarına
hizmet etmeği övmekdedir:
Allahü teâlâ, aşırı
hareketlerden korusun!
Ortalama, adâlet üzere
doğru yolda bulunmak
nasîb etsin! Allahü
teâlânın, bir kuluna,
fâideli, güzel işler
yapmağı, çok kimsenin
ihtiyâclarını
sağlamasını nasîb
etmesi, çok kimsenin ona
sığınması, bu kul için
pek büyük bir ni’metdir!
Allahü teâlâ, kullarına
ıyâlim demiş, çok
merhametli olduğu için,
herkesin rızkını,
nafakasını kendi üzerine
almışdır. Allahü teâlâ,
bu ıyâlinden birkaçının
rızkları, nafakaları
için ve bunların
yetişmeleri, râhat
yaşamaları için bir
kulunu görevlendirirse,
bu kuluna büyük ihsân
etmiş olur. Bu büyük
ni’mete kavuşup da,
bunun için şükr etmesini
bilen kimse, çok
tâli’li, pek
bahtiyârdır. Bunun
kıymetini bilip, şükr
etmek, kendi sâhibinin,
Rabbinin ıyâline hizmet
etmeği se’âdet ve şeref
bilmek ve Rabbinin
kullarını, kölelerini
yetişdirmekle öğünmek,
akl îcâbıdır. Allahü
teâlâya hamd olsun ki,
orada bulunanların
hepsi, sizin
iyiliklerinizi
anlatmakdadırlar.
İhsânlarınızın,
yardımlarınızın
söylentileri her yerde
dolaşmakdadır.
NEFS
Bir ân gelir kabarır,
atlasda dalga gibi,
muhit olur rûhuna,
kırılmaz halka gibi.
Bir ân gelir, durulur,
soğuk bir pınar olur,
her sözü kabûl eden, en
kıymetli yâr olur.
Bir ân gelir, ah çeker,
herşey benim olsa der,
bütün dünyâyı versen,
nankördür dahâ ister.
Bir ân gelir inanır,
mevlâsı sözlerine,
nedâmet yaşı dolar, o
âsî gözlerine.
Bir ân gelir ki gürler,
ufkunda şimşek çakar,
yılların mahsûlünü,
tutar bir ânda yakar.
Bir ân gelir, dalgasız,
sessiz bir ummân olur,
bütün yapdıklarına,
utanır, pişmân olur.
Bir ân gelir, Fir’avn,
Şeddâd ve Nemrûd olur,
damarlarda dolaşan,
Hannâs-ı merdûd olur.
Bir ân gelir mutî’dir,
herşeyi kabûl eder,
dünyâ gözünde olmaz,
dâim ibâdet ister.
Bir ân gelir, şâhlanır,
kükremiş arslan gibi,
yâhud kana susamış,
yaralı kaplan gibi.
Bir ân gelir, uslanıp
bir (seng-i miheng)
olur,
her arzûsu, Resûlün
sözlerine denk olur.
Bir ân gelir, zâlimdir,
rûhu inletir zâr zâr,
kendi kötü elîle,
kendine mezâr kazar.
Ey kalb, böyle bir
nefse, uyarsan hâlin
yaman!
Onun hîlelerine, aldanma
hiçbir zemân! |