Hakîkat Ltd.Şti.Yayınları

   
     

TAM İLMİHÂL

     
   

 SE'ÂDET-İ EBEDİYYE

   
 

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks

 
 

ÜÇÜNCÜ KISM

 
     

06 - BÂTIL, FÂSİD, MEKRÛH SATIŞLAR, SARRAFLIK

(2) - Bâtıl olan satışlar: Bâtıl satışlar, câiz değildir ve harâmdır. Büyük günâhdır. Bâtıl satışla, müşterî malı teslîm alsa bile mülkü olmaz. Bâyı’ın rızâsı ile almış olduğundan, müşterî elinde emânet olup telef olursa ödemez.

Hiçbir dinde mal olmıyan şeylerin satılması ve bunlarla birşey satın alınması bâtıldır. Kan, kendi ölmüş hayvânın leşi ve hür insan mal değildir. Mütekavvim olmıyan bir malın para veyâ deyn karşılığı satılması da bâtıl olup, şerâbdan başkasının ayn olan mal karşılığı satılması fâsiddir. Şerâbın ayn karşılığı satılması da bâtıldır. Şerâb ile domuz ve kesmiyerek, meselâ boğarak, şişliyerek, vurarak, elektrikle öldürülen veyâ kitâbsız kâfirin kesdiği hayvânın leşi, mütekavvim olmıyan maldır. Bunlar ve iki imâma göre her içki alınmaz ve satılmaz. (Dürr-ül-muhtâr) beşinci cildde diyor ki: (Müslimân, şerâb satıp semeninden borcunu öderse, alana halâl olmaz. Çünki, bâtıl bey’in semeni, bâyı’ın mülkü olmaz. Gasb edilmiş mal gibidir. Bu parayı bâyı’den almak harâmdır). Müslimânlar, bağ, üzüm yetişdirir. Yaş ve kuru üzümü ve pekmezi ve sirkeyi kullanır ve satarlar. Bunlar dünyâ piyasasında çok rağbet görmekde ve millî serveti artdıran mühim bir kaynak teşkîl etmekdedir. Bu işle uğraşanlar, bu kaynağın ehemmiyyetini ve büyüklüğünü yakından bildikleri gibi, günlük neşriyyât ve istatistikler de, bu hakîkati herkese göstermekdedir. O hâlde, islâm düşmanlarının, gençleri kandırmak için, islâmiyyetde şerâb satışı olmadığından, bağcılığımız asrlarca geri kalmış, tabî’atin bu zengin veriminden istifâde edememekle, islâmiyyet millî servetimizin büyük bir gayba uğramasına sebeb olmuşdur, gibi sözlerine aldanmamalı, hakîkatleri düpedüz inkâr eden bu zevallılara acımalıdır.

Besmele ile kesilmiş hayvân etini, leş ile birlikde satmak da bâtıldır. İmâmeyne göre, fiyâtları ayrı ayrı bildirilirse, Besmele ile kesilmiş olan câiz olur. Vakf olan herşeyi satmak câiz değildir. Çünki, vakf, mülk değildir. Vakf olmıyan yeri, vakf yerle birlikde satmak, vakf olmıyan kısmda câizdir. Vakf toprak üzerine yapılan binâyı satmak câizdir. Mülkü olmıyan şeyi satmak bâtıldır. Meselâ, havadaki kuşu, denizdeki balığı yakalamadan önce satmak bâtıldır. Bunlara akdden sonra mâlik olup müşterîye teslîm etse, sahîh olmaz. Bâtıl akdi fesh edip, mâlik olduğu mâl için yeniden akd veyâ teâtî yapmaları lâzımdır. Dünyâya gelmeden evvel yavruyu, memede olan sütü, tarlada yetişen yabanî otları biçmeden önce ve mülkünde bulunan kaynakdaki, nehrdeki suyu, bulunduğu yerde iken satmak bâtıldır. Çünki kendiliğinden yetişen otu, yerden çıkan suyu kullanmak ve birinin ateşinde ısınmak, herkesin hakkı olduğu hadîs-i şerîfde bildirildi. Fekat, bu hakkından istifâde için başkasının mülküne girilemez. Girmeğe izn vermesi veyâ otu, suyu getirmesi istenir. Birinin kazdırdığı kuyuda veyâ sarnıcında toplanan yağmur suyundan başkalarının hakkı olmadığı ve bu suları satabileceği, (Fetâvâ-i Hayriyye)de yazılıdır. Yine bu fetvâda, memedeki sütü satabilmek için diyor ki, (Sütü istiyen, hayvanın sâhibine, sütün değerine yakın bir malı ödünc verir. Hayvân sâhibi de ona, hayvânından çıkan sütü hergün ödünc al der. Sonra borçlarını takas yolu ile ödeşirler). Ağacda belirmemiş olan meyveyi satmak bâtıldır. Akllı olmıyan küçük çocuğun alış verişi, ya’nî pazarlık edip söz kesmesi bâtıldır. Babasının dahâ önce yapdığı anlaşma ile alacağı malı, çocuğu gönderip aldırması câizdir. Deyni, deyn karşılığı satmak bâtıldır. Bunun için, her çeşid alacak, teslîm almadan önce, hiç kimseye veresiye satılamaz.

Cânlı hayvânın etini dartı ile satmak ve koyun üstündeki yünü ve cânlı koyunun derisini satmak bâtıldır. İmâm-ı Ebû Yûsüf, koyun üstündeki yünü satmak ve ağacdaki dut yaprağını satmak câizdir dedi. Cânlı hayvân etini dartı ile satmak veyâ satın almak istiyen kimse, pazarlık yerinde bile, hayvânı dartıp etini kilo üzerinden, kendi kendine hesâb edip çıkardığı fiyâta göre, cânlı hayvânı topdan pazarlık etmelidir. Satış, hayvân üzerinden yapılmalıdır. Satışdan gayri bir sebeble ileride eline geçecek birşeyi henüz almadan, yalnız borclusuna ve peşin satmak câiz olup, başkalarına peşin dahi satmak ve ileride yapacağı ayakkabıyı, henüz yapmadan satmak bâtıldır. (İstisnâ’), ya’nî ısmarlama sûreti ile yapmak câizdir. [Onbirinci maddeye bakınız!]. Mer’âların, çayırların ya’nî umûmî yerlerin satılması ve kirâya verilmesi bâtıldır. (Ümm-i veled) olan câriyeyi satmak bâtıldır. Hür kadının sütünü sağdıkdan sonra dahî ve domuzun kılını satmak bâtıldır. Domuz kılını, iğne yerine kullanıp ayakkabı dikmek zarûrî olunca ya’nî dikecek başka birşey bulamazsa kullanması ve parasız mâlik olamazsa, satın alması câiz olur. Buna satılması mekrûh olur. Leş yağı, bevl, insan sütü ve şerâbın, tıbda ve sanâyı’ için kullanılmaları da böyledir. İmâm-ı Muhammede göre bu kadar kıl temizdir. Kâfir de olsa, insan kılını ve her uzvunu, bevlini, necâsetini satmak bâtıldır. Kullanmak da câiz değildir. Yalnız, insan pisliği kullanılabilir ve toprakla karışık olarak satılabilir. Hayvân pisliklerini satmak ve gübre ve yakacak olarak kullanmak câizdir. Vedek, ya’nî leş yağını satmak ve kullanmak harâmdır.

(Redd-ül-muhtâr)da beşinci cild, ikiyüzkırkdokuzuncu [249] sahîfede ve dördüncü cild, ikiyüzonbeşinci [215] sahîfede diyor ki:

(Nihâye), (Hâniyye) ve (Tehzîb) kitâblarında, (Müsliman, mütehassıs tabîb, şifâ vereceğini ve başka ilâcı olmadığını söyleyince, hastanın idrâr, kan içmesi, leş yimesi câiz olur. Şerâb da böyledir denildi. Fekat ölümden kurtulmak için sözbirliği ile halâl olur) yazılıdır. Yüzonüçüncü [113] sahîfede diyor ki: (Câriyenin sütünü de satmak bâtıldır). (Feth-ul-kadîr) kitâbında, (Müslimân, mütehassıs tabîb, kadın sütünün muhakkak iyi edeceğini ve başka ilâcı olmadığını söylerse, hastanın, kadın sütü içmesi ve satın alması câiz olur denildi) yazılıdır. [Kan vermek de böyledir.]

Leş derisini dabaglamadan satmak bâtıldır. Dabagladıkdan sonra câizdir. Leşin kemikleri, sinirleri, boynuzu, tüyü, kılı ve fil dişi satılır ve kullanılır. Domuzdan başka eti yinmiyen hayvânları ve haşerâtı ve balıkdan başka deniz hayvânlarını, ancak kullanmaları fâideli olduğu zemân satmak câiz olur. Fekat yimeleri yine harâmdır. Domuzdan başka eti yinmeyen hayvânlar Besmele ile kesilince veyâ avlayınca derisi sözbirliği ile temiz olur. Eti de temiz olur denildi. Fekat yimesi harâmdır. Deri ve etlerini satmak ve fâidelenmek câiz olur. Necâset karışmış yağ satılır ve kullanılır. Fekat yinmez. Domuzu veyâ şerâbı satmak veyâ satın almak için, müslimânın zimmîyi vekîl etmesi harâmdır. Satın alınan şerâbı sirke yapması veyâ dökmesi, domuzu başı boş bırakması ve bâyı’ın de semeni fakîrlere vermesi lâzım olur.

Bir binânın üst katı yıkıldıkdan sonra, yalnız bu üst katını satmak bâtıldır. Çünki, mal kalmamışdır. Mevcûd olan mal satılır. Hak, yalnız olarak satılmaz. Bunun için, alınacak ma’âşı, erzâkı, almadan önce satmak, bunların çeklerini bankaya kırdırmak bâtıldır. Apartman katları, yapıldıkdan sonra satılır. Yapılmadan önce satmak bâtıldır. Bir kimse, kendi üstüne kat yapmak hakkını satabilir. Burada katın tavanı, üst kata taban olmak üzere satılmakdadır. Bu tavan ve taban ikisi arasında ortak olmakdadır. Yirminci maddede yazılı (Mülk şirketi) hâsıl olmakdadır. Dere, nehr satılmaz, zîrâ hudûdü belli değildir. Yol satılır. Çünki, eni, boyu bellidir. Bir yer satılınca, buradan veyâ buraya gelen yerden geçmek hakkı ve burayı sulamak hakkı da satılmış olur. Dişi koyunu, erkek diye satmak sahîh ise de, müşterî muhayyer olur. Parasız, meccânen mal satmak bâtıldır. Aynı cins malı, birbiri karşılığında veresiye satmak her zemân fâiz olur. Peşin satışda, hacm veyâ ağırlıkla ölçülüyorlar ise ve hacm veyâ ağırlıkları farklı ise yine fâiz olur. Ağırlıkları veyâ hacmleri ve vasfları, özellikleri de eşit ise, fâsid olur. Çünki, fâidesiz bir satış olur. Ağırlıkları veyâ hacmleri ve cinsleri eşit olup vasfları başka ise, peşin satış sahîh olur. Altın veyâ gümüş parayı kendi cinsi ile bozmak müstesnâ olup, peşin dâimâ sahîhdir. Bey’in sahîh ve bâtıl olmasında iki taraf uyuşmaz ise, bâtıl olduğu kabûl edilir.

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks