06 -
BÂTIL, FÂSİD, MEKRÛH SATIŞLAR,
SARRAFLIK
(2) - Bâtıl olan
satışlar: Bâtıl satışlar, câiz değildir ve harâmdır. Büyük günâhdır. Bâtıl
satışla, müşterî malı teslîm alsa bile mülkü olmaz. Bâyı’ın rızâsı ile almış
olduğundan, müşterî elinde emânet olup telef olursa ödemez.
Hiçbir dinde mal olmıyan
şeylerin satılması ve bunlarla birşey satın alınması bâtıldır. Kan, kendi ölmüş
hayvânın leşi ve hür insan mal değildir. Mütekavvim olmıyan bir malın para veyâ
deyn karşılığı satılması da bâtıl olup, şerâbdan başkasının ayn olan mal
karşılığı satılması fâsiddir. Şerâbın ayn karşılığı satılması da bâtıldır. Şerâb
ile domuz ve kesmiyerek, meselâ boğarak, şişliyerek, vurarak, elektrikle
öldürülen veyâ kitâbsız kâfirin kesdiği hayvânın leşi, mütekavvim olmıyan
maldır. Bunlar ve iki imâma göre her içki alınmaz ve satılmaz. (Dürr-ül-muhtâr)
beşinci cildde diyor ki: (Müslimân, şerâb satıp semeninden borcunu öderse, alana
halâl olmaz. Çünki, bâtıl bey’in semeni, bâyı’ın mülkü olmaz. Gasb edilmiş mal
gibidir. Bu parayı bâyı’den almak harâmdır). Müslimânlar, bağ, üzüm yetişdirir.
Yaş ve kuru üzümü ve pekmezi ve sirkeyi kullanır ve satarlar. Bunlar dünyâ
piyasasında çok rağbet görmekde ve millî serveti artdıran mühim bir kaynak
teşkîl etmekdedir. Bu işle uğraşanlar, bu kaynağın ehemmiyyetini ve büyüklüğünü
yakından bildikleri gibi, günlük neşriyyât ve istatistikler de, bu hakîkati
herkese göstermekdedir. O hâlde, islâm düşmanlarının, gençleri kandırmak için,
islâmiyyetde şerâb satışı olmadığından, bağcılığımız asrlarca geri kalmış,
tabî’atin bu zengin veriminden istifâde edememekle, islâmiyyet millî
servetimizin büyük bir gayba uğramasına sebeb olmuşdur, gibi sözlerine
aldanmamalı, hakîkatleri düpedüz inkâr eden bu zevallılara acımalıdır.
Besmele ile kesilmiş hayvân
etini, leş ile birlikde satmak da bâtıldır. İmâmeyne göre, fiyâtları ayrı ayrı
bildirilirse, Besmele ile kesilmiş olan câiz olur. Vakf olan herşeyi satmak câiz
değildir. Çünki, vakf, mülk değildir. Vakf olmıyan yeri, vakf yerle birlikde
satmak, vakf olmıyan kısmda câizdir. Vakf toprak üzerine yapılan binâyı satmak
câizdir. Mülkü olmıyan şeyi satmak bâtıldır. Meselâ, havadaki kuşu, denizdeki
balığı yakalamadan önce satmak bâtıldır. Bunlara akdden sonra mâlik olup
müşterîye teslîm etse, sahîh olmaz. Bâtıl akdi fesh edip, mâlik olduğu mâl için
yeniden akd veyâ teâtî yapmaları lâzımdır. Dünyâya gelmeden evvel yavruyu,
memede olan sütü, tarlada yetişen yabanî otları biçmeden önce ve mülkünde
bulunan kaynakdaki, nehrdeki suyu, bulunduğu yerde iken satmak bâtıldır. Çünki
kendiliğinden yetişen otu, yerden çıkan suyu kullanmak ve birinin ateşinde
ısınmak, herkesin hakkı olduğu hadîs-i şerîfde bildirildi. Fekat, bu hakkından
istifâde için başkasının mülküne girilemez. Girmeğe izn vermesi veyâ otu, suyu
getirmesi istenir. Birinin kazdırdığı kuyuda veyâ sarnıcında toplanan yağmur
suyundan başkalarının hakkı olmadığı ve bu suları satabileceği, (Fetâvâ-i
Hayriyye)de yazılıdır. Yine bu fetvâda, memedeki sütü satabilmek için diyor
ki, (Sütü istiyen, hayvanın sâhibine, sütün değerine yakın bir malı ödünc verir.
Hayvân sâhibi de ona, hayvânından çıkan sütü hergün ödünc al der. Sonra
borçlarını takas yolu ile ödeşirler). Ağacda belirmemiş olan meyveyi satmak
bâtıldır. Akllı olmıyan küçük çocuğun alış verişi, ya’nî pazarlık edip söz
kesmesi bâtıldır. Babasının dahâ önce yapdığı anlaşma ile alacağı malı, çocuğu
gönderip aldırması câizdir. Deyni, deyn karşılığı satmak bâtıldır. Bunun için,
her çeşid alacak, teslîm almadan önce, hiç kimseye veresiye satılamaz.
Cânlı hayvânın etini dartı
ile satmak ve koyun üstündeki yünü ve cânlı koyunun derisini satmak bâtıldır.
İmâm-ı Ebû Yûsüf, koyun üstündeki yünü satmak ve ağacdaki dut yaprağını satmak
câizdir dedi. Cânlı hayvân etini dartı ile satmak veyâ satın almak istiyen
kimse, pazarlık yerinde bile, hayvânı dartıp etini kilo üzerinden, kendi kendine
hesâb edip çıkardığı fiyâta göre, cânlı hayvânı topdan pazarlık etmelidir.
Satış, hayvân üzerinden yapılmalıdır. Satışdan gayri bir sebeble ileride eline
geçecek birşeyi henüz almadan, yalnız borclusuna ve peşin satmak câiz olup,
başkalarına peşin dahi satmak ve ileride yapacağı ayakkabıyı, henüz yapmadan
satmak bâtıldır. (İstisnâ’), ya’nî ısmarlama sûreti ile yapmak câizdir. [Onbirinci
maddeye bakınız!]. Mer’âların, çayırların ya’nî umûmî yerlerin satılması ve
kirâya verilmesi bâtıldır. (Ümm-i veled) olan câriyeyi satmak bâtıldır.
Hür kadının sütünü sağdıkdan sonra dahî ve domuzun kılını satmak bâtıldır. Domuz
kılını, iğne yerine kullanıp ayakkabı dikmek zarûrî olunca ya’nî dikecek başka
birşey bulamazsa kullanması ve parasız mâlik olamazsa, satın alması câiz olur.
Buna satılması mekrûh olur. Leş yağı, bevl, insan sütü ve şerâbın, tıbda ve
sanâyı’ için kullanılmaları da böyledir. İmâm-ı Muhammede göre bu kadar kıl
temizdir. Kâfir de olsa, insan kılını ve her uzvunu, bevlini, necâsetini satmak
bâtıldır. Kullanmak da câiz değildir. Yalnız, insan pisliği kullanılabilir ve
toprakla karışık olarak satılabilir. Hayvân pisliklerini satmak ve gübre ve
yakacak olarak kullanmak câizdir. Vedek, ya’nî leş yağını satmak ve kullanmak
harâmdır.
(Redd-ül-muhtâr)da
beşinci cild, ikiyüzkırkdokuzuncu [249] sahîfede ve dördüncü cild,
ikiyüzonbeşinci [215] sahîfede diyor ki:
(Nihâye), (Hâniyye)
ve (Tehzîb)
kitâblarında, (Müsliman, mütehassıs tabîb, şifâ vereceğini ve başka ilâcı
olmadığını söyleyince, hastanın idrâr, kan içmesi, leş yimesi câiz olur. Şerâb
da böyledir denildi. Fekat ölümden kurtulmak için sözbirliği ile halâl olur)
yazılıdır. Yüzonüçüncü [113] sahîfede diyor ki: (Câriyenin sütünü de satmak
bâtıldır). (Feth-ul-kadîr) kitâbında, (Müslimân, mütehassıs tabîb, kadın
sütünün muhakkak iyi edeceğini ve başka ilâcı olmadığını söylerse, hastanın,
kadın sütü içmesi ve satın alması câiz olur denildi) yazılıdır. [Kan vermek de
böyledir.]
Leş derisini dabaglamadan
satmak bâtıldır. Dabagladıkdan sonra câizdir. Leşin kemikleri, sinirleri,
boynuzu, tüyü, kılı ve fil dişi satılır ve kullanılır. Domuzdan başka eti
yinmiyen hayvânları ve haşerâtı ve balıkdan başka deniz hayvânlarını, ancak
kullanmaları fâideli olduğu zemân satmak câiz olur. Fekat yimeleri yine
harâmdır. Domuzdan başka eti yinmeyen hayvânlar Besmele ile kesilince veyâ
avlayınca derisi sözbirliği ile temiz olur. Eti de temiz olur denildi. Fekat
yimesi harâmdır. Deri ve etlerini satmak ve fâidelenmek câiz olur. Necâset
karışmış yağ satılır ve kullanılır. Fekat yinmez. Domuzu veyâ şerâbı satmak veyâ
satın almak için, müslimânın zimmîyi vekîl etmesi harâmdır. Satın alınan şerâbı
sirke yapması veyâ dökmesi, domuzu başı boş bırakması ve bâyı’ın de semeni
fakîrlere vermesi lâzım olur.
Bir binânın üst katı
yıkıldıkdan sonra, yalnız bu üst katını satmak bâtıldır. Çünki, mal kalmamışdır.
Mevcûd olan mal satılır. Hak, yalnız olarak satılmaz. Bunun için, alınacak
ma’âşı, erzâkı, almadan önce satmak, bunların çeklerini bankaya kırdırmak
bâtıldır. Apartman katları, yapıldıkdan sonra satılır. Yapılmadan önce satmak
bâtıldır. Bir kimse, kendi üstüne kat yapmak hakkını satabilir. Burada katın
tavanı, üst kata taban olmak üzere satılmakdadır. Bu tavan ve taban ikisi
arasında ortak olmakdadır. Yirminci maddede yazılı (Mülk şirketi) hâsıl
olmakdadır. Dere, nehr satılmaz, zîrâ hudûdü belli değildir. Yol satılır. Çünki,
eni, boyu bellidir. Bir yer satılınca, buradan veyâ buraya gelen yerden geçmek
hakkı ve burayı sulamak hakkı da satılmış olur. Dişi koyunu, erkek diye satmak
sahîh ise de, müşterî muhayyer olur. Parasız, meccânen mal satmak bâtıldır. Aynı
cins malı, birbiri karşılığında veresiye satmak her zemân fâiz olur. Peşin
satışda, hacm veyâ ağırlıkla ölçülüyorlar ise ve hacm veyâ ağırlıkları farklı
ise yine fâiz olur. Ağırlıkları veyâ hacmleri ve vasfları, özellikleri de eşit
ise, fâsid olur. Çünki, fâidesiz bir satış olur. Ağırlıkları veyâ hacmleri ve
cinsleri eşit olup vasfları başka ise, peşin satış sahîh olur. Altın veyâ gümüş
parayı kendi cinsi ile bozmak müstesnâ olup, peşin dâimâ sahîhdir. Bey’in sahîh
ve bâtıl olmasında iki taraf uyuşmaz ise, bâtıl olduğu kabûl edilir.
|