59 -
MU’CİZE, KERÂMET, FİRÂSET VE
SİHR
Seyyid
Abdülhakîm bin Mustafâ “rahmetullahi aleyh” bir mektûbunda buyuruyor ki:
Vâridât-i
ilâhiyyenin hepsi, âdet-i ilâhiyye içinde hâsıl olmakdadır. Ya’nî, Allahü teâlâ,
herşeyi bir sebeb altında yaratmakdadır. Bu sebeblere, iş yapabilecek te’sîr,
kuvvet vermişdir. Bu kuvvetlere, tabî’at kuvvetleri, fizik, kimyâ ve biyoloji
kanûnları diyoruz. Bir iş yapmamız, birşeyi elde etmemiz için, bu işin
sebeblerine yapışmamız lâzımdır. Meselâ, buğday hâsıl olması için, tarlayı
sürmek, ekmek, ekini biçmek lâzımdır. İnsanların bütün hareketleri, işleri,
Allahü teâlânın bu âdeti içinde meydâna gelmekdedir. Allahü teâlâ, sevdiği
insanlara, iyilik, ikrâm olmak için ve azılı düşmanlarını aldatmak için,
bunlara, (Hârik-ul’âde) olarak, ya’nî âdetini bozarak, sebebsiz şeyler
yaratıyor. [Her insanda nefs vardır. Nefs, Allahın düşmanıdır. Hep kötülük
yapmak ister. İslâmiyyete uymak istemez. İslâmiyyete uyanların nefsleri
temizlenir, düşmanlıkları kalmaz. Açlık çeken, sıkıntılı yaşıyan kâfirlerin
nefsleri ise za’îfler. Kötülük yapamaz. Bunun için, Evliyâda ve papazlarda
Hârikul’âde işler hâsıl olur.]
1 -
Peygamberlerden “aleyhimüsselâm”, tam temiz oldukları için âdet-i ilâhiyye
dışında ve kudret-i ilâhiyye içinde şeyler meydâna gelir. Buna (Mu’cize)
denir. Peygamberlerin “salevâtullahi teâlâ aleyhim ecma’în” mu’cize göstermesi
lâzımdır.
2 -
Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” ümmetlerinin Evliyâsında, nefslerinin
kötülükleri kalmadığı için âdet dışı meydâna gelen şeylere, (Kerâmet)
denir. İbni Âbidîn, Mürtedleri anlatırken diyor ki, [(Mu’tezile) ve
(Vehhâbî)ler, kerâmete inanmadı. İmâm-ül-haremeyn ve İmâm-ı Ömer Nesefî ve
birçok âlimler “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, kerâmetin câiz olduğunu
isbât etmişlerdir.] Evliyânın kerâmet göstermesi lâzım değildir. Bunlar, kerâmet
göstermek istemez. Allahü teâlâdan utanırlar.
3 - Ümmet
arasında, Velî olmıyanlardan meydâna gelen âdet dışı şeylere, (Firâset)
denir.
4 -
Fâsıklardan, günâhı çok olanlardan zuhûr ederse (İstidrâc) denir ki,
derece derece, kıymetini indirmek demekdir.
5 - Kâfirlerden
zuhûr edenlere ise (Sihr), ya’nî büyü denir.
|