| 
 
52 
- 
TEGANNÎ VE MÜZİK 
Süâl: 
Radyoda dinlenen ses, fen bakımından, hâfızın sesinin kendisi değilse de, 
sesinin tâm benzeridir. Ses bütün harmonikleri ile, farksız oluyor. Ma’nâsı da 
bozulmuyor. Bunu dinlemek, niçin câiz olmasın? 
Cevâb:
Birşeyin benzeri, kendisi değildir. Sarı metal 
bileyzikler, altın bileyziklere tâm benziyor ise de, aynı değildirler. Altın 
yerine geçmezler. Radyodan, ho-parlörden çıkan ses, hâfızın sesine çok 
benziyorsa da, insan sesi değildir. Metalik sesdir. Tınısı, yüksekliği, şiddeti 
ve harmonikleri başkadır. Kadının resmi de, kadına çok benziyor ise de, kendinin 
aynı değildir. Gayrı da değildir. Bunun içindir ki, kadının avret yerlerine 
şehvetsiz bakmak harâm olduğu hâlde, bunların resmlerine şehvetsiz bakmak harâm 
değildir. Fekat benzediği için, resmlerine bakmak mekrûhdur. Bunun gibi, sevilen 
şeyin benzerine de saygı göstermek lâzımdır. Çünki, aynı değil ise de, gayrı da 
değildir. 
Kâfirlerin 
kilisede org çalarak okudukları gibi, Kur’ân-ı kerîmi çalgı çalarak okumanın 
küfr olacağı, mu’teber kitâblarda yazılıdır. [İkinci kısm, kırkıncı [40] maddeye 
bakınız!]. Kur’ân-ı kerîmin radyoda ve ho-parlörde söylenen, okunan tâm 
benzerine de, böyle saygısızlık yapmak küfr olur. Eğer çalgısız ve tecvîd ile 
okunuyor ise, radyoda sâatlerce çalgı ve şehveti harekete getiren şeyler çalıp, 
birkaç dakîka Kur’ân-ı kerîm okunur, sonra yine günâh olan şeylere başlanırsa, 
bu hâl, kumar, içki, oyun ve açık kadın gibi günâh bulunan fısk meclisinde, bu 
kimselerin veyâ başka birinin, birkaç dakîka da Kur’ân-ı kerîmi veyâ bunun tâm 
benzerini okuması gibi olur. Böyle olan radyodaki Kur’ân-ı kerîmi dinlemek, fısk 
meclisinde okunan Kur’ânı dışardan dinlemeğe benzer. Bunun için, harâmları 
kesip, bu aralık zemânda, okumak da, bunu dinlemek de câiz olmaz. Günâh olur. 
(Mültekâ) şerhlerinde diyor ki, (Fısk meclislerinde, alay edenler arasında 
tesbîh, tehlîl, zikr, tekbîr, hadîs, fıkh ve benzerlerini okumak günâhdır). 
Çünki, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, böyle okumağı yasak 
etmişdir. Meselâ, (Kimyâ-i se’âdet) kitâbında diyor ki, Resûlullah 
“sallallahü aleyhi ve sellem” Rebî’ bin Sü’ûdün evine geldi. Evde, küçük kızlar 
def çalıyordu ve şarkı söylüyorlardı. Şarkıyı, [çalgıyı] bırakıp, Resûlullahı 
medh etmeğe başladılar. (Beni söylemeyiniz! [Önce okuduğunuza devâm 
ediniz!]. Beni medh etmek [mevlid, ilâhî okumak] ibâdetdir. Def 
[çalgı] çalarken, eğlence, oyun arasında ibâdet câiz değildir) buyurdu. 
Def, çalgı çalarak veyâ başka la’b, ya’nî oyun oynayarak Kur’ân-ı kerîm okuyanın 
kâfir olacağı (Tergîb-üs-salât)da, cemâ’at ile nemâz bahsinde ve 
(Cevâhir-ül-fıkh)da yazılıdır. (Mîzân-ı Şa’rânî), abdesti anlatırken 
buyuruyor ki, (İslâm âlimleri, çirkin şeyler söyledikden sonra Kur’ân-ı kerîm 
okuyan kimse, Mıshafı pislik içine sokan kimse gibidir. Bunun küfründe şübhe 
yokdur buyurdular). 
(Hadîka)da, 
dil âfetlerini anlatırken buyuruyor ki, hadîs-i şerîfde, (Nikâhı herkese 
duyurunuz! Bunun için de, câmi’lerde yapınız ve defler çalınız!) buyuruldu. 
İmâm-ı Münâvî, bunu açıklarken, (Mescidlerde def çalınmaz. Hadîs-i şerîf, 
deflerin mescidlerde çalınmasını emr etmiyor. Mescidlerin dışında çalınmasını, 
mescidde yalnız nikâh yapılmasını emr ediyor) diyor. (Hadîka)nın bu 
yazısından anlaşılıyor ki, çalınmasına açıkça izn verilmiş olan deflerin bile 
câmi’lerde çalınması yasak olunca, herhangi bir çalgının câmi’de çalınması hiç 
câiz olmaz. 
(Muhtasar-üt-Tezkire)deki 
hadîs-i şerîflerde, (Âhır zemânda, câhil din adamları ve fâsık hâfızlar 
çoğalır), (Öyle zemân gelecekdir ki, o zemânın din adamları, eşek leşinden dahâ 
çok bozulmuş, kokmuş olacaklardır) buyuruldu. Böyle hadîs-i şerîfler, 
Kıyâmet günü yaklaşınca, fâsık ve bozuk din adamlarının türeyeceklerini haber 
veriyor. Rusyada husûsî metodlarla yetişdirilmiş komünist ajanlara, 
anarşistlere, birer sarık ve cübbe giydirilerek, Türkmenistân, Azerbaycân 
müftîsi... hazretleri denildiğini işitdik. Milletler arası yapdıkları propaganda 
toplantılarını yayınlayan mecmû’alarında resmlerini gördük. Bu ajanları, din 
adamı olarak, halkları müslimân olan Afrika ve arab memleketlerine gönderdiler. 
Bunlarla anarşi hâzırladılar. Kardeşi kardeşe düşman yapdılar. (Sosyalist islâm 
cumhûriyyeti) denilen ülkeleri bu sûretle ele geçirdiler. Azîz yurdumuzda, 
şerefli milletimizin arasında böyle bozuk din adamlarının bulunmadığını şükrânla 
görmekdeyiz. 
Teyp bandına ve 
gramofon plâğına Kur’ân-ı kerîm almak, kâğıd üzerine yazmak gibidir. Teyp ve 
gramofon, müzik, şarkı, keyf, oyun ve eğlence için kullanılıyor ise de, kâğıd 
da, roman, açık resm, eğlence ve fuhş dergileri olmakdadır. Kur’ân-ı kerîm 
kâğıda yazılınca (Mushaf) olur. Mushaf, Kur’ân-ı kerîmin okunmasına ve 
öğrenmesine ve ezberlenmesine sebeb ve vâsıta olduğu için kıymetlidir. Mushaf 
yazmak ve hediyye etmek, bunun için, çok sevâbdır. Band ve plak da, Kur’ân-ı 
kerîmin benzerini işiterek öğrenilmesine ve ezberlenmesine vâsıta olmakdadırlar. 
Kur’ân-ı kerîmi, bu niyyet ile, teyp, plâk üzerine almak câiz olur. Bunlara da, 
Mushaf-ı şerîfe olduğu gibi hurmet etmek, bunlara başka şeyler doldurmamak, 
yükseğe koymak, üzerlerine birşey koymamak, abdestsiz tutmamak, kâfirlere, 
fâsıklara vermemek, başka şeyler bulunan bandlar ve plâklar arasına koymamak, 
fısk, oyun, eğlence yerlerinde çalmamak lâzımdır. Kur’ân-ı kerîm dinlemek için 
kullanılan gramofon ve teyp hiçbir zemân fısk meclislerine götürülmemeli, 
bunlarda hiçbir zemân, harâm olan çirkin şeyler çalınmamalıdır. Çalgı çalmakda 
kullanılan bir gramofonun ve teybin Kur’ân-ı kerîm dinlemek için de 
kullanılması, şarkı, gazel okuyan fâsık bir hâfızın okuduğu Kur’ân-ı kerîmi 
dinlemeğe benzer ki, bunun câiz olmadığı yukarıda bildirildi. Kısacası, Kur’ân-ı 
kerîm bulunan bandlar ve plâklar Mushaf-ı şerîf gibi kıymetlidirler. Bunlara da 
saygısızlık yapmak, küfre sebeb olur. Şu kadar var ki, bunlardan Kur’ân-ı kerîmi 
dinlemek, hâfız dinlemek olmaz. Tam benzerini dinlemek olur. Kur’ân-ı kerîmi 
dinlemek sevâbı hâsıl olmaz. Çünki, Kur’ân-ı kerîmi tilâvet etmek, ya’nî okumak 
demek, şu’ûrlu bir kimsenin, Kur’ân-ı kerîm okuduğunu bilen insanın okuması 
demek olduğu (Redd-ül-muhtâr)ın beşyüzonaltıncı sahîfesinde yazılıdır. 
Fekat, benzerini de saygı ile dinlemek farzdır. Küçük çocuğun şu’ûrsuz olarak 
okuduğunu dinlemenin de lâzım olduğu (Redd-ül-muhtâr)ın 
üçyüzaltmışaltıncı sahîfesinde yazılıdır. 
Radyoda 
islâmiyyetin yasak etdiği şeyler dinlenmez, hep fâideli ve sevâb şeyler 
dinlenirse, bunlar arasında okunan Kur’ân-ı kerîmi ve evde teypde, müslimâna 
yakışan şeylerin, nasîhatların, derslerin arasında okunan Kur’ân-ı kerîmi, 
öğrenmek için dinlemek câiz olur. Fekat, bunun Kur’ân-ı kerîmin aslını dinlemek 
olmadığı, Elmalılı Hamdi efendi tefsîrinin üçüncü cildinin 2361. ci sahîfesinde 
yazılıdır. Kur’ân-ı kerîmi, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” ve 
Eshâb-ı kirâmın okudukları gibi okumak ve dinlemek ibâdet olur. Başka dürlü 
okumak ve bunu dinlemek, ibâdeti değişdirmek olur, bid’at olur. Bid’at ise, 
günâhların en büyüğüdür. [Kitâbımızın üçüncü kısmında, birinci maddeyi 
okuyunuz!]. 
Hindistânda, 
ba’zı câmi’lerde, vehhâbîlerin imâmsız olarak cemâ’at ile nemâz kıldıkları 
bildiriliyor. Bu câmi’lerin, büyük câmi’e elektrik teli ile bağlı olup, oradaki 
imâmın sesini ho-parlör ile işiterek, o imâma uyulduğu bildirildi. Ho-parlör 
sesi ile imâma uyanların nemâzlarının sahîh olmıyacağı, birinci kısmın 
altmışdokuzuncu maddesinde bildirilmişdi. (Fetâvâ-yı Hindiyye)de diyor 
ki, (İmâma uymağa mâni’ olan sebeblerden biri, imâm ile cemâ’at arasında, kayık 
geçecek kadar nehr veyâ araba geçecek kadar yol yâhud sahrada kılarken, arada 
iki saflık boşluk bulunmakdır. Câmi’lerin içinde büyük boşluk arkasında, imâma 
uymak câizdir. Bir başka sebeb, mescidin üstünde veyâ dışında kılanın, imâmın 
veyâ cemâ’atden birinin seslerini işitmeğe yâhud imâmın veyâ cemâ’atın 
hareketlerini görmeğe mâni’ büyük dıvar bulunmasıdır. [Ho-parlörün sesi, imâmın 
sesi değildir. Televizyondaki şeklleri de, hakîkî şekli değildir, 
benzerleridir.] Mescidin üstünde ve dıvar arkasında kılanın, imâmdan veyâ 
cemâ’atden birinden başkasına tâbi’ olması câiz değildir. Mescid kapıya kadar 
dolu ise, mescide bitişik kılanın imâma uyması sahîh olur. Kapıya kadar dolu 
değil ise, son saf ile arasında araba geçecek mesâfe yoksa yine sahîh olur. 
Bundan fazla mesâfe varsa [imâmın sesini işitse de] sahîh olmaz. (Kâdîhân)da 
da diyor ki, mescide bitişik binâda kılanın imâma iktidâ etmesi câizdir. Bu 
binânın üstünde ve mescide bitişik olmıyan binâlarda iktidâ câiz değildir). Bu 
açık hakîkat karşısında, müslimânlara imâmsız cemâ’at ile nemâz kıldıran bu din 
adamlarının ibâdete değil, felâkete önderlik etdikleri anlaşılmakdadır. 
Kâfirler, 
müslimânları hıristiyan yapmağa, câmi’leri kiliseye çevirmeğe uğraşıyorlar. Bu 
işi sinsice yapabilmek için, müslimân görünüyorlar. Câmi’lere ilerde masa 
sokabilmek için, secde yerlerini biraz yükseltmekle işe başlıyorlar. Basılan 
yere baş konulmaz. Hastalık olur diyorlar. Secde yerlerini uzun yıllarda 
yükselte yükselte, masaya yol açarız diyorlar. Câmi’lere müzik, org sokabilmek 
için, önce ho-parlörden, teypden başlıyor, ibâdetlerin çalgı âletleri ile 
yapılmasına, yavaş yavaş alışdırmak istiyorlar. Yapılması günâh olmıyan, mubâh 
birşeyin ibâdet sanılması korkusu olursa, bu mubâh şeyi yapmak harâm olur. Büyük 
günâh işlemek olur. Bunun için, müslimânların çok uyanık olması, ibâdetleri 
Eshâb-ı kirâm gibi, dedeleri gibi yapmağa titizlikle ehemmiyyet vermeleri 
lâzımdır. Ho-parlör, teyp ve benzerleri ile ibâdet etmek, iyi ve fâideli görülse 
bile, bid’at olduğu için ve ibâdetleri değişdirmeğe yol açacağı için, câmi’lere 
sokulmamalı, islâm düşmanlarının plânlarına, tuzaklarına kapılmamağa dikkat 
etmelidir. Bekara sûresi ikiyüzonaltıncı âyetinde meâlen, (Beğendiğiniz, 
sevdiğiniz çok şey vardır ki, sizin için zararlıdır!) buyuruldu. İbâdetlerde 
yapılacak ufak bir değişiklik, çok fâideli görünse de, bunu yapmakdan 
kaçınmalıdır. Radyo ile, ho-parlör ile okunan ezân kabûl olmaz. İmâmın ve 
müezzinin kendi seslerini işitmeyip, radyo, ho-parlör sesleri ile hareket eden 
cemâ’atin nemâzlarının sahîh olmıyacağı, birinci kısm, altmışdokuzuncu maddede 
de bildirilmişdi. 
(Tergîb-üs-salât) 
kitâbında buyuruyor ki, (Kitâb-ül-kırâe) risâlesindeki hadîs-i şerîfde, 
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, kıyâmet alâmetlerini sayarken buyurdu 
ki, (Hâkimler rüşvet alarak haksız karâr verir. Adam öldürmek çoğalır. 
Gençler, ana babalarını, hısm akrabâsını aramaz, saymaz olur. Kur’ân-ı kerîm 
mizmârdan, ya’nî çalgı âletlerinden okunur. Tecvîd ile, güzel okuyanları, 
islâmiyyete uyan hâfızları dinlemeyip, mûsikî ile şarkı gibi okuyanları 
dinlerler.) Muhyiddîn-i Arabî hazretleri “kaddesallahü sirrehül’azîz” 
(Müsâmere) adındaki kitâbında diyor ki, Eshâb-ı kirâmdan Ebû Hüreyre 
“radıyallahü anh” hazretlerinin haber verdiği hadîs-i şerîfde, (Bir zemân 
gelir ki, müslimânlar birbirlerinden ayrılır, parçalanırlar. İslâmiyyeti 
bırakıp, kendi düşüncelerine, görüşlerine uyarlar. Kur’ân-ı kerîmi mizmârlardan, 
ya’nî çalgılardan, şarkı gibi okurlar. Allah için değil, keyf için okurlar. 
Böyle okuyanlara ve dinleyenlere hiç sevâb verilmez. Allahü teâlâ bunlara la’net 
eder. Azâb verir!) buyuruldu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, 
bunlar gibi, dahâ nice hadîs-i şerîflerle, Kur’ân-ı kerîmin radyo, teyp ve 
gramofon ve ho-parlör gibi çalgı çalınan âletlerde okunacağını haber veriyor. 
Böyle okumanın günâh olduğunu bildiriyor. Derin âlim, şeyh-ul-islâm Ahmed ibni 
Kemâl efendinin kırk hadîsinin tercemesinde, otuzdokuzuncu hadîs-i şerîfde, 
(Mizmârları kırmak için ve hınzırları öldürmek için gönderildim) 
buyuruluyor. Bunu terceme ederken, (Mizmâr, düdük ve bütün çalgı âletleri 
demekdir. Bu hadîs-i şerîfin ma’nâsı, her çeşid çalgıyı ve domuz eti yimeği 
yasak etmek için emr olundum demekdir) diye ma’nâ verilmekdedir. Başka bir 
hadîs-i şerîfde, (Kur’ân-ı kerîmi arab şîvesi ile, onların sesi ile okuyunuz! 
Fâsıklar, şarkıcılar gibi okumayınız!) buyuruldu. Şarkı okur gibi okuyan 
kimsenin imâm olması harâmdır. Onun arkasında kılınan nemâz, sahîh olmaz. Çünki, 
sesi perdeye uydurmak, nağme yapmak için, harf eklemekdedir ki, bunlar, insan 
sözü olur. Kur’ân-ı kerîm olmaz.] 
                                                |