21 -
BOZUK DİNLER
7 -
YEZÎDÎLER: Seyyid Şerîf-i Cürcânînin (Ta’rîfât) kitâbında kısaca ve
(Milel-nihal) kitâbında geniş yazıldığı gibi, Hâricîler yedi fırkadır.
Bunlardan (İbâdıyye fırkası) Abdüllah bin İbâd adındaki kimsenin
adamlarıdır. Bu adam, hazret-i Alî, hazret-i Mu’âviye ile, hakem yapmak sûreti
ile uyuşduğu için, hazret-i Alîden ayrıldı. Trablusgarba gitdi. Orada İbâdıyye
fırkasını kurdu. Bundan sonra, adamları [153] yılında, halîfeye ısyân edip
Trablusgarbı ele geçirdiler. Kendilerinden başka olan müslimânlara kâfir
dediler. Harb zemânlarında mallarını almak câizdir dediler. Büyük günâh işliyen
mü’min değildir dediler. Hazret-i Alîyi ve Eshâb-ı kirâmdan çoğunu kâfir
bildiler. 1129 [m. 1717] da tevellüd ve 1222 [m. 1808] de vefât eden Abdül’azîz
bin İbrâhîm adındaki biri (Kitâb-ün-nîl) adında kitâb yazarak, İbâdîlerin
Cezâyirde çoğalmasına sebeb oldu. 749 [m. 1349] da ölen İsmâ’îl Cîlâtînin (Kavâid-ül-islâm)
kitâbına da çok önem veriyorlar. Bu kitâb Mısrda basılmışdır.
İbâdıyye
fırkası dörde ayrıldı: Bunlardan Yezîd bin Enîsenin adamlarına (Yezîdî)
denildi. Bunlar, Acemden bir Peygamber gelecek, buna, gökde yazılmış bir kitâb
inecek, Muhammed aleyhisselâmın dîninden çıkacak, Sâbi’iyye olacak, ya’nî
yıldızlara tapınacak diyorlar. Küçük, büyük her günâhı işliyen kâfir olur
diyorlar.
1385 [m. 1966]
mart ayında Irâkdan Anadoluya gelen Yezîdî şeyh Emâvînin bildirdiğine göre,
Yezîdîliği yayan adam, Âdi adında bir Sûriyelidir. Abbâsîlerin baskısından
kaçarak, Irâkın şimâlinde Sengal dağlarının ortasındaki Lâdeş vâdisine sığınmış,
Adeviyye adında bir yol kurmuşdur. Kürdler ve arablar arasına yayılan bu inanışa
Yezîdîlik denildi. 550 [m. 1154] de, seksen yaşında öldü. Yerine kardeşinin oğlu
ikinci Âdi geçdi. Bundan sonra, bunun oğlu şeyh Hasen reîs oldu. Bunun zemânında
çoğaldılar. Seksenbin oldular. Yezîdîlerin inanışları, müslimânlıkla
hıristiyanlık inanışlarının karışığıdır. (Kitâb-ül-celve) adındaki en
önemli kitâbları arabî ve kürdce olup, Maksimilyan Bütner tarafından almancaya
terceme edilmiş ve 1331 [m. 1913] yılında basılmışdır. Şeytâna tapınırlar.
İblîse melek ve tâvus derler. Şeytâna söğeni öldürürler. Derdleri, belâları
İblîs yaratır derler. Müslimânlardan ve hıristiyanlardan işitdikleri şeyleri,
Yezîdîlik olarak anlatırlar. Müslimânların îmânının ve ibâdetlerinin hiçbiri
bunlarda yokdur. Lâdeş vâdisindeki Baadır köyünde bulunan ölülerini gidip
dolaşmağa, hac derler. Bunu eylül ayında yaparlar. Hergün güneş doğarken, ona
karşı dururlar. Sabâh, ilk ışık gelen toprağı öperler. Güneş batarken de, ona
yalvarırlar. Bu yapdıklarına, nemâz kılmak, ibâdet etmek derler. Ocak ayında, üç
gün oruc tutarlar. Bu çeşidli işlerini, nemâz, oruc, hac, ibâdet diye
anlatırlar. Bu sözlerini işiten, bunları müslimân sanır. Yezîdîlerin okuma,
yazma öğrenmesi, büyük günâhdır. Bunun için, çok geri ve câhildirler.
Müslimânlıkdan haberleri yokdur. Sakal kesmeleri de günâhdır. İnsanları, dünyâda
ve âhıretde sıkıntılara sürükliyen bu tuhaf dîne karşı, ilk olarak, Mûsul emîri,
İmâdüddîn-i Zengî harekete geçerek, kumandanı Bedreddîn-i Lü’lüü, şeyh Hasenin
üzerine yolladı. Onları dağıtdı. Başkanları Emâvîye göre, bugün, onmilyon yezîdî
vardır. Bunlar, Irâkda, Sûriyede, Yemende, Azerbaycânda, Türkiyede ve
Hindistânda bulunmakdadır. Câhil olduklarından, komünistlik propagandalarına
çabuk aldanmakdadırlar. Rusyada üçmilyon komünist Yezîdî bulunduğunu ve Irâkdaki
Abdüsselâm hükûmetinin asdığı binikiyüz komünist içinde, Yezîdîlerin de
bulunduğunu Emâvî açıklamışdır. Emevî halîfelerinden Yezîdin, bunlarla hiçbir
bağlılığı yokdur. Emâvî ismindeki reîsleri [m. 1930] da Lâdeşde doğmuşdur. Irâk
ordusunda general rütbesine yükselmişdir. Irâkda bulunan müslimân kürdlere
karşı, Irâk ordusu ile birlikde harb etmişdir.
(Behcet-ül-fetâvâ)
sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, (Bağdâdda birçok kimse, kendilerine
müslimân dedikleri hâlde, harâma halâl diyor, güneşe tapıyor ve İblîse ta’zîm
ediyorlar. Ülül-emre ısyân edip, bulundukları yerde, başkanları ile birlikde,
küfr ahkâmını yapıyorlar. Bulundukları yer, (Dâr-ül-harb) olur. İslâm
askeri bunlarla harb edip, erkekleri müslimân olursa öldürülmez. Kadınları
irtidâddan vaz geçip müslimân olurlarsa, câriye olarak vaty halâl olur).
Yezîdîlerin (Îrânda
bir Peygamber gelecek) dedikleri için kâfir oldukları, (Berîka) ve (Hadîka)
kitâblarında yazılıdır.
|