Bilim
adamları, bir dergideki solcu bir yazara verdikleri cevabı, basına da
dağıtmışlar. Bu uzun mesajda özetle [ve kısa ilavelerle] deniyor ki:
Dergideki
yazıda, “Evrim teorisi çürütülmeye çalışılmaktadır” denmiştir. Hâlbuki
bahsedilen konferanslarda, Evrim teorisi çürütülmeye çalışılmamış,
çürütülmüştür. Evrim teorisi ele alınmış, ateist ideolojilerin ürünü olan bu
dogmanın mesnetsizliği, bizzat bilim yoluyla ortaya konarak, teorinin çöpe
atılması sağlanmıştır. Ayrıca Marksist felsefeyi savunanların yaratılış gerçeği
karşısında ileri sürdükleri teori, her açıdan geçersiz kalmış ve savunucuları
büyük bir hezimete uğramıştır.
Yazıda,
“Evrim teorisi dinin en zayıf noktasıdır” deniyor. Evrim teorisi dinin değil,
materyalist felsefenin en zayıf noktasıdır. Çünkü başta K. Marx ve F. Engels
olmak üzere materyalist felsefenin ileri gelen fikir babalarınca defalarca
ifade edildiği gibi, Evrim teorisi, materyalist felsefenin temel dayanağını
teşkil etmektedir. Nitekim K. Marx, Evrim teorisini ortaya atan Darwin’in
kitabı için, “Bizim görüşlerimizin doğal tarihi temelini içeren kitap budur”
demiştir.
Evrim
teorisi, materyalist felsefenin temeli olduğu için, bu teorinin mesnetsizliğini
ortaya koyan her bulgu, materyalist felsefenin ve onunla bağlantılı bütün
ideolojilerin de mesnetsizliğini ortaya çıkarmaktır. İşte yazarın saldırgan bir
tutum sergilemesinin ardında yatan asıl sebep budur.
Dergi,
“İnsanlar, yaratılış için tanrısal bir masal uydurmuşlar. Kutsal kitaplar,
bütün canlıların Hazret-i Âdem’den yaratıldığını söyler” derken, dergi, bütün
canlıların değil, insanların türemesini kastetmiş olmalıdır. Çünkü bilindiği
gibi, Kur’an-ı kerimde Hazret-i Âdem’in ilk canlı olduğu ve
mikroorganizmalardan memelilere kadar bütün canlıların Hazret-i Âdem’den
türediği gibi bir açıklama mevcut değildir. Kur’an-ı kerimde, Hazret-i Âdem’in
ilk insan olduğu ve insan neslinin Hazret-i Âdem’den türediği belirtilmektedir.
Yazar,
“Doğal Seçme Yasası ile din asla bağdaşmaz” diyor. Yazar dini bilmediği gibi,
Evrim teorisini ve bilimi de bilmiyor. Çünkü Doğal Seçme Yasası diye bir şey
yoktur. Doğal seçme [seleksiyon] ise, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir
kelime oyunundan ibarettir.
Yazar,
“İnsanlar tercihlerini ya inançtan, ya bilimden yana yapacaklardır” diyor.
Eğer, “İnanç”tan kastettiği “Yaratılış inancı” ise, iddiası gerçek dışıdır.
Yaratılış ile bilim arasında hiçbir aykırılık mevcut değildir. Bilimsel
gerçekler, yaratılışın doğruluğunu ortaya koymaktadır. Eğer “İnanç”tan
kastettiği, Evrim teorisine olan körü körüne bağlılık ise, yalnız bu tespiti
doğrudur. Bilim başka şey, Evrim teorisi başka şeydir. İnsanlar tercihlerini ya
bilimden, ya Evrim teorisinden yana yapacaklardır. Hem bilim, hem Evrim teorisi
savunulamaz.
Yazar,
“Yaratılışa inananlar Evrim teorisini çürütseler bile, yine de bu, insanları
yaratılış masalına inandırmaya yetmez” diyor.
Birincisi,
yaratılış masal değil gerçektir. Esas masal olan, çeşitli türlerde atomların
uzun bir zaman içerisinde, tesadüfler sonucu bir araya gelerek, elektron
mikroskobu yapıp, kendi vücudunun hücre yapısını inceleyen bilim adamlarına
dönüştüğünü iddia eden Evrim teorisidir.
İkincisi,
Evrim teorisinin yanlışlığı, elbette ki, yaratılışı ispatlayan delillerden
biridir. Canlıların tesadüfle oluşmasının imkânsızlığı, şuurun varlığı, bu da
yaratıcının varlığını ispatlamaktadır. Başka bir deyişle, yaratılış, hem
bilimsel verilerin yaratılışı doğrulamasıyla, hem de yaratılış dışındaki
alternatiflerin imkânsızlığıyla kesinlik kazanmaktadır. Yazar, “Din ile bilim
hiçbir zaman birbirleriyle uyuşmaz” diyor. Demek ki yazar, Evrim teorisini ilim
ile karıştırıyor.