Sual:
Elinde dinin bildirdiği zenginlik ölçüsüne göre parası olmayan kimsenin, bahçesi,
tarlası varsa, kurban kesmesi gerekir mi?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Tarlasından
aldığı mahsul veya tarlanın, evin, dükkânın, atölyenin, kamyonun bir senelik
kirası, ne kadar çok olursa olsun, bir yıllık ev ihtiyacını veya aylık
geliri ve aldığı maaş, ücret, aylık ihtiyacını, kul borcunu karşılamayan kimse, imam-ı Muhammede göre fakirdir. Fetva da böyledir.
İmam-ı a'zamla imam-ı Ebu Yusufa göre zengin sayılır. Çünkü mülkü olan tarlanın ve bu
demirbaş malların değeri, ihtiyacını karşılar ve nisap kadar da artar. Bunun
kirayı her alışta, bir miktar ayırıp, biriktirerek fıtra vermesi, kurban
kesmesi ve büyük sevaba kavuşması lazımdır. Fıtra vermez ve kurban kesmezse, imam-ı Muhammede göre, günahtan kurtulur.”
Görülüyor
ki, her iki ictihad da yerindedir ve Müslümanlara rahmettir. Bu hâlde olan
kimse, fıtra vermezse veya kurban kesmezse, imam-ı Muhammedin ictihadı, bunu
azaptan kurtarır.
Tarlasından
hiç mahsul almayan, kiraya da veremeyen kimse ve ihtiyacından fazla malı olup
da, parası bulunmayan erkek veya kadın, imam-ı
Muhammedin ictihadına uyarak, fıtra vermez ve kurban kesmez. Verir
ve keserse, ikinci ictihada göre, fıtra ve kurban sevabına kavuşur. Üzerine
vacip olmayan ibadeti yapan, yalnız nafile ibadet sevabı kazanır. Vacip sevabı
kazanmaz. Etini fakirlere verirse, sadaka sevabı da kazanır. Vacip olan fıtra
ve kurban sevabı ise, nafile ve sünnet sevabından kat kat daha fazladır. Her
ibadet de böyledir.