Soru: Bazı yazarlar, hayır kurumlarına, derneklere, camilere zekât ve kurban verilemeyeceğini durmadan işliyor. Bu işle uğraşanların hepsini bir kalemde kötülemesi doğru mudur? Dine uygun yapanı yok mudur? Mesela ben, hayır kurumunda çalışan bir fakire, (Benim adıma zekât almaya ve aldığın zekâtı dilediğin yere vermeye seni vekil ettim) diyorum. Kurban vekâletimi de verirken, (Kurbanımı kesmeye, etini dilediğin yere vermeye seni vekil ettim) diyorum. Vekilim olan fakir, aldığı zekâtı ve kestiği kurbanın etini bir hayır kurumuna verse, mahzuru olur mu?

CEVAP

Hiçbir mahzuru olmaz. Belki o yazarlar, dine uygun olmadan, yani fakire zekâtını vermeden, direkt hayır kurumuna verenleri kast etmiş olabilirler. Ama (Şöyle verilirse mahzuru olmaz) demeleri de gerekir. Çünkü dinimizin caiz gördüğü bir mesele gizlenmiş oluyor, kurunun yanında yaş da yanıyor, bu işi dinimize uygun yapanlar töhmet altında bırakılıyor. (Kurumlara zekât ve kurban verilmez) diye büyük manşetler atılıyor.

İhlas vakfı bu işi, dine uygun yapıyor. Kurbanlar şahıslara veriliyor. Zekâtları fakirler alıyor. Bunlar da kestikleri kurbanların etini veya aldıkları zekâtları getirip İhlas vakfına bağışlıyorlar. Bunların dine aykırı bir yönü yoktur.