Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(İyi bir amel yapanın amel defterine gizli
yapılmış salih amel olarak yazılır ve sevabı 70 kat artırılır. Kişi bu ameli
açıklarsa, aşikâre amel sevabı yazılır. Artırılan sevapları silinir. Bu amelini
tekrar herkese söyler, adının anılmasından ve övülmekten hoşlanırsa, aşikâre
amel sevabı da silinir, gösteriş, riya olarak yazılır.) [Beyheki]
İstemeyi meslek haline getirenler hariç, bir fakire
herkesin gözü önünde yardımda bulunmak, sadaka vermek onun haysiyetine
dokunabilir. Muhtaçların gönül rahatlığıyla yapılan yardımı alabilmeleri için
hayırlar gizli verilmelidir. Bir müddet önce, Bursa’da bir öğrencinin açıktan
yapılan bir yardım sebebiyle intihar ettiğini gazetelerden okumuşsunuzdur.
İslam büyükleri, sadakayı gizlice bir a’manın eline
bırakır veya fakir uyurken cebine koyar veya bir çocuk vasıtasıyle fakire
gönderirlerdi. Fakiri şükran borcu altına sokmamak için gizli verirlerdi.
Maksat riya ve minnetten sakınmaktır. Fakir vereni
görürse, riya ve minnet karışabilir. (Gösterişe ve
minnete sebep olan hayır kabul olmaz) buyurulmuştur. Farz olan zekâtın
aleni olarak verilmesi efdaldir. Bunda riya olamaz. Zekâtın böyle alenen
verilmesi, zekâtını vermemiş olmak töhmetinden kurtarır, başkalarına da örnek
teşkil etmiş olur. İbni Abbas hazretleri, gizlice verilen nafile sadakanın
sevabı, alenen verilenden 70 kat fazladır buyurdu. Zekâtın sevabı ise gizlice
verilenlerine göre 25 kat fazladır.
Gizli sadakanın üç faydası:
1- Halk; fakirin sadakayı ihtiyaçsız aldığını sanarak
suizanna düşebilir. Fakir kötülenir, halk da gıybet edebilir.
2- Hadis-i şerifte, (Veren
el, alan elden üstündür) buyuruluyor. Sadaka açıktan verilince fakir
zillete düşebilir. Müslümanı zillete düşürmemelidir.
3- Sadaka bir cins hediyedir. Hadis-i şerifte, (Birine gelen hediyeye, yanında bulunanlar ortaktır)
buyurulmuştur. (Hakim)
Fakir yanında bulunanlara ondan bir şey vermezse hoş
olmaz. Buna sebep olmak da hoş değildir.