Soru: Bazen vaktine yetişip de kılamadığım ilk…namazının
farzını kılmaya, bazen de son… deniyor. İlk veya
son denilse değişen ne olur? Bir de, ne diye vaktine yetişip de kılamadığım ….
namazının farzı deniyor? Cuma günü zuhri ahir kılarken de niye böyle deniyor?
Vakit girince namazın edası farz olmuyor mu?
CEVAP
Bir namazın vakti
girince, hemen edası farz olmaz, o vakit çıkarken o vakti kılacak kadar bir
zaman kalınca edası farz olur. Vakit girince edası hemen farz olmuyor, öyle
olsa, on dakika, yarım saat, bir saat sonra kılmak haram olur. Elbette hemen
kılınırsa iyi olur, ama edası ancak vaktin sonunda farz oluyor. Bir insan vakit
girdikten sonra, namaz kılmadan ölse, o vakti kılmadığı için sorumlu olmaz,
çünkü o vakti kılacak kadar zaman kalınca edası farz olur. Ancak bir namazın
vakti gelince, bu namazı edaya [kılmaya] başlandığı vakit, kılmak farz olur.
Kılınca da farz eda edilmiş olur.
Bunun için Cuma
günü zuhri ahir kılarken, (Üzerime edası farz olan)
demeyip, (Vaktine yetişip de kılmadığım son öğle
namazının farzını kılmaya) diye niyet etmelidir. Veya (Üzerime son farz olan kılmadığım
öğle namazını kılmaya) demelidir. İkisi de aynı anlamdadır.
Eğer Cuma namazı
sahih olmuş ise, en son kazaya kalan öğle namazı kaza edilmiş olur. Cuma sahih
olmamışsa, bugünkü öğle namazı kılınmış olur. Burada üzerime son farz olan
değil de, ilk farz olan diye niyet edilirse, ilk kazaya kalan bir namaz kaza
edilmiş olur, öğle namazı kılınmamış olur. İlk ve son demenin önemi buradadır.
Kaza namazlarında ise, ilk kazaya diye niyet ederek başlamak iyidir.
Müslüman olmayan
ülkelerde, cemaatle kılınan bir namazda, imamın itikadından şüphe edilmişse,
cemaatle kıldıktan sonra tekrar kılarken, yine aynı şekilde, (Vaktine yetişip de kılamadığım son ….. namazının farzını
kılmaya) diye niyet edilir. Eğer gerçekten imamın itikadı bozuk ise, bu
kılınan namaz, eda olur. İmamın itikadı düzgün ise, o vaktin son kazaya kalan
namazı kaza edilmiş olur.
Neden, kılmadığım
değil de, kılamadığım demek daha uygun oluyor denirse, kılmamakta sanki bir
kusur görünüyor. Kılamamakta ise bir mazeret olabileceği anlaşılıyor. Bir nevi
özür dileme vardır. Buna rağmen kılmadığım demekte de mahzur yoktur.
Kutuplarda sabah ve
yatsı namazının vaktinin girmediği zamanlarda da böyle niyet edilebilir. Vakit
girmeyince, vaktinde kılıyorum denmez, yatsıyı kılıyorum denir ve böylece farz
diyen âlimlere uyulmuş olur. Ancak diğer âlimlere göre, vakit girmediği için
sahih olmazsa, vaktine yetişip de kılamadığım son yatsı namazının farzına
denmesi daha uygun olur. Böyle niyet edilerek yatsı veya
sabah kılınırsa, her iki kavle de uyulmuş olur.