Soru: Tesettürü kimler inkâr ediyor?
CEVAP
Kur’ana inanmadıkları halde, (Yalnız
Kur’an) diyen yalancılarla, On dokuzculuk bâtıl dinine sarılanlar,
tesettürü inkâr ediyorlar. Halbuki Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Mümin kadınlara söyle, gözlerini
sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, görünen kısmı hariç, ziynetlerini
göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar örtsünler!) [Nur 31]
Bu âyette bazı hususlar açık değil. Mesela kadın,
gözünü neden sakınacak, ırzını nasıl koruyacak, ziynetten maksat ne? Kına,
sürme mi, altın, gümüş mü, küpe, kolye, bilezik mi? Bu hususlar açık değildir, bunlar hadis-i şerifle
açıklanarak bildirilmiştir. Allahü teâlâ, (Resule
itaat Allah’a itaattir) ve (Sana indirdiğim
Kur’anı, anlamaları için insanlara açıkla) buyuruyor. (Nahl 44)
Resulullah efendimizin açıklamaları ile âyetin manası şöyle
oluyor:
(Mümin kadınlara söyle, gözlerini [yabancı
erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen
kısmı hariç, [Kolye, küpe, bilezik, kına, sürme gibi] ziynetlerini [ve ziynet
taktıkları baş, kulak, kol ve ayaklarını] göstermesinler, başörtülerini
yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31] (Celaleyn, Medarik)
Mecmaul-enhür’deki, (Kadının
[yüz ve iki eli hariç] bütün bedeni avrettir) hadis-i şerifi de
tesettürü açıklıyor. Hazret-i Esma, ince elbise ile gelince, Resulullah efendimiz baldızına bakmadı.
Mübarek yüzünü çevirip (Ya Esma, bir kız, namaz
kılacak yaşa gelince, yüz ve iki eli hariç, vücudunu erkeklere gösteremez)
buyurdu. (Ebu Davud)
Hazret-i Âişe validemiz de
bildiriyor ki:
(İlk muhacir kadınlara Allah rahmet etsin!
Tesettür âyeti gelince, emri geciktirmemek için hemen peştamallarını yırtıp
başlarını örttüler) buyurdu. (Buhari, Nesai) [Hazret-i İbrahim de, sünnet ol
emrini geciktirmemek için, bıçak, doktor aramadan, hemen hazırdaki balta ile
kendini sünnet etmişti.]
Dinimizde iki çeşit kadın kıyafeti vardır: Hür ve
cariye [köle] kıyafeti.
Cariyeler başlarını örtmezlerdi, örtmek zorunda da
değillerdi. Kapanma mecburiyeti hür kadınlara idi. Tesettür âyeti gelmeden önce
hür kadınlar da başları açık gezerdi. Münafıklar, cariyelere sarkıntılık
ederdi. Bu arada açık olan hür kadınlara da sataşırlardı. Olay duyulunca, (Biz bunu cariye sandık) derlerdi. Allahü teâlâ, (Hür kadınlar cariyeler gibi giyinmesinler, vücutlarını
tamamen örtsünler, böylece cariye olmadıkları da meydana çıksın ve münafık
erkekler tarafından da sarkıntıya maruz kalmasınlar) buyurdu. Bu âyetin
meali şöyledir:
(Ey Nebi, hanımlarına, kızlarına ve
müminlerin kadınlarına [dışarı çıkarken] dış elbiselerini giymelerini söyle!
Bu, onların tanınıp, eza görmemeleri için en uygun kıyafettir.) [Ahzab 59]
Bazı mezhepsizler, “Hayzdan kesilmiş, yaşlı kadınların
saçlarını göstermeleri günah olmaz” diyorlar. Ama Kur’anda mealen buyuruluyor
ki:
(Evlenme arzusu kalmayan ihtiyar kadınların
ziynetlerini [ziynet yerlerini, baş, kulak, boyun, kol ve ayaklarını]
göstermemek şartı ile, dışa giydikleri [manto gibi] elbiselerini çıkarmalarında
bir vebal yoktur. Ama sakınmaları daha iyi olur.) [Nur 60]
Dikkat edilirse, kuyumcuda teşhiri, satılması serbest
olan ziynetlerin bile kadında olunca, gösterilmesi yasaklanıyor. Müminlerin
anneleri için bile, (Siz diğer kadınlar gibi
değilsiniz, [yabancılarla] yumuşak konuşmayın, kalbinde fesat bulunanlar, kötü
ümide kapılır. Evlerinizde oturun, eski cahiliye kadınları gibi açılıp
saçılmayın) buyuruluyor. (Ahzab 32-33)
Bu delillerden sonra, “İslamiyet’te tesettür yok”
diyenlerin art niyetli olduklarında şüphe kalmaz.