Kibir
çok kötü ise de, savaşta düşmana karşı kibretmek sevaptır. Dine, yani ilmin her
çeşidine hizmet için, dinin izin verdiği her imkandan faydalanmak gerekir.
Şimdi
internet ile Avrupa, Amerika ve diğer kıtalardan, mesajlar geliyor. Çeşitli sorular
soruyorlar. Anında cevaplandırma imkanı buluyoruz. Gerçekten büyük hizmetlere
vesile oluyor. Yabancılardan, Hristiyanlardan da, e-mail [elektronik posta]
gelmektedir. 
Görmeyen
vatandaşların, radyo ve TV'deki din bilgilerinden, duymayan vatandaşların da,
gazetelerden istifade etmeleri çok normal değil midir? 
Herkes
kitaptan anladığına göre hareket etse, değişik görüşler meydana çıkar. Zaten
piyasada dini bilgiler hakkında farklı görüşlerin bulunması, buradan
kaynaklanmaktadır. 
Herkes
kendi anlayışını esas kabul etmektedir. Halbuki 14 asırdan beri gelen İslam
âlimlerinin bildirdiklerine uyulsa farklı görüş meydana çıkmaz.
Dine
hizmet için, teknik imkanlardan, her çeşit modern vasıtadan faydalanmak
şarttır. Cihada hazırlanmayıp, yeni vasıtaları kullanmadan yapılan duaları Allahü teâlâ kabul etmez. Duanın kabul olması
için, önce sebeplerine yapışmak gerekir. Düşman atom bombası kullanırken,
tüfekle karşı koymak akıl kârı değildir. 
Düşman,
her çeşit vasıta ile dini yıkmaya çalışırken, dine hizmet için gazete, radyo ve
tv'yi kullandırmamak, internetten istifade ettirmemek düşmanın ekmeğine yağ
sürmektir.
TV
ve video iyi bir eğitim vasıtasıdır demiştik. Mesela namazın nasıl kılınacağını
tatbiki olarak göstermek çok iyi olur. Fakat namaz kılan imamın filmini alıp,
imam yerine ekrandaki bu görüntüye uymak caiz olmaz. Bunun gibi, ezan okuyan
müezzinin filmini videoya alıp, vakit gelince videodan ezan okutturmak da caiz
olmaz. Çünkü TV ekranındaki resim, müezzinin kendisi değil, görüntüsüdür.
TV’deki ses de, müezzinin bizzat kendi sesi değil, benzeridir.