Soru: Allahü teâlânın varlığını ve dinimizin hükümlerini daha iyi anlamak ve kalbimizin tatmin olması için, bunları akılla izah eden kitapları okumak gerekmez mi?

CEVAP:

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Kalbi itminana kavuşturan tek yol vardır. Bu da, Allahü teâlâyı zikretmektir. Akılla, kalb itminana kavuşamaz, yani tatmin olmaz. Bir âyet-i kerime meali:

(Biliniz ki, kalbler ancak zikirle itminana kavuşur.) [Rad 28]

Allahü teâlânın ismini söyleyip onu hatırlarken, onunla bir bağlılık kurulamaz; ama hatırlayanla, hatırlanan arasında, az bir bağlantı hâsıl olur. Bu bağlılıktan da, sevgi doğar. Zikredenin, kalbini sevgi kaplayınca, kalbde itminan hâsıl olur. Kalbde itminan hâsıl olması, insanı sonsuz saadetlere kavuşturur. (1/92)

Burada delil aramanın yeri yoktur; çünkü Allahü teâlânın varlığı meydandadır. Meydanda olmasında hiç şüphe yoktur. Her şeyden daha açıktır. Ancak, kalbi hasta, gözünde perde olan anormal kimse göremez. Her şey, açıktaki beş duygumuzla anlaşılır. Hepsinin varlığı, Allahü teâlâdandır. (1/247)

Aklın Peygambere kolay inanması, kalbde tam iman hâsıl olması için, en yakın yol Allahü teâlâyı zikretmektir. Böylece tam imana kavuşur. Düşünerek, akılla ölçerek bu yüksek makama kavuşmak çok güçtür. Dini hükümleri kendi aklıyla anlamak isteyen, Peygamberliğe inanmamış olur. (1/214)

Soru: Mümin veya kâfir iken deliren, deli iken ölse, delirmeden önceki durumuna göre mi muamele edilir?

CEVAP:

Evet.