Soru: Âlimlerle tasavvuf ehli zatlar arasında, bir konuda farklı hükümler görülürse, hangisine uymak gerekir?

CEVAP:

Âlimlere uyulur. Tasavvuf ehli, sekr hâlinde söylemiş veya ilhamla anlamış olabilir. İkisi de dinde senet değildir. Ama âlimler, edille-i şeriyyeye dayanarak bildirirler. Mürşid-i kâmille evliya zatları karıştırmamalı. Her evliya, mürşid-i kâmil değildir. Ama her mürşid-i kâmil evliyadır.

Mürşid-i kâmil, sofi zatlar gibi değildir, ictihad derecesinde yüksek âlim olduğu için, hem ilim, hem de marifet sahibidir. İmam-ı Rabbani, Mevlana Halid-i Bağdadi, Seyyid Abdülhakim-i Arvasi hazretleri gibi zatlar böyledir. Böyle bir zata (Zül Cenâhayn) denir ki, iki kanat sahibi, yani hem âlim, hem evliya demektir. Akılla, delille anlaşılan bilgilere (İlim) denir. Kalble anlaşılan bilgilere (Marifet) veya (İrfan) denir.