İnsanı
kötü yoldan ilim ve âlimler kurtarır. Rehber olmadan doğru yol bulunamaz. Büyük
bir Peygamber olan Hazret-i Musa, Allahü teâlâ ile konuşmak şerefine kavuştuğu
halde, Hazret-i Hızır’dan ilim öğrenmeye gelmiştir. İmam-ı Ebu Yusuf’un çok
sevdiği oğlu vefat edince, talebelerine, (Defin işini siz yapın. Ben hocam
imam-ı a’zamın dersine gidiyorum. Dersimi kaçırmayayım) dedi. Kendisini vefatından
sonra rüyada gördüler. Cennette, çok ihtişamlı büyük bir köşkte idi. Buna nasıl
kavuştuğu sorulunca, (İlim öğrenmeye ve öğretmeye olan sevgim ile) buyurdu.
İlim
ve âlim kıymetlidir. Hadis-i şeriflerde
buyuruluyor ki:
(Âlime
hürmet eden, bana hürmet etmiş, onu ziyaret eden beni ziyaret etmiş olur.) [İ. Rafii]
(Âlim
olmayan veya ilim öğrenmeye çalışmayan bizden değildir.) [Deylemi]
(Ya
âlim, ya öğrenci, ya dinleyici veya bunları seven olun. Yoksa helak olursunuz.)
[Beyheki]
(Âlim
ile oturmak, yüzüne bakmak ibadettir.) [Hakim]
(Âlim
ile beraber olun, diz dize oturun. Çünkü Allahü
teâlâ, yağmurla ölü toprağı dirilttiği gibi, ölü kalbleri de ilim
nuru ile diriltir.) [Taberani]
(Kıyamette
Peygamberler, âlimler ve şehidler
şefaat eder.) [İbni Mace]
(Cennette
de âlime ihtiyaç olur. Cennet ehline "Ne arzunuz varsa isteyin" diye
sorunca, ne isteyeceklerini şaşırıp âlimlere bakarlar. Âlimler de, "Şunu
isteyin" derler.) [Deylemi]
(Âlimin
âlim olmayana üstünlüğü, Peygamberin
ümmetine üstünlüğü gibidir.) [Hatib]
(Âlimin
âbide üstünlüğü, dolunayın, yıldızlara olan parlaklığı gibidir.) [Ebu Nuaym]
(Âlim,
âbidden yetmiş derece üstündür. Bid’at ortaya çıkınca âlim, halkı ikaz eder.
Âbid bid’atten habersiz, ibadetle meşgul olur. Bu bakımdan da âlim, âbidden kıymetlidir.)
[Deylemi]
(Şeytanın
bir âlimden korkması, cahil olan bin âbidden korkmasından daha çoktur.) [Beyheki]
(Kıyamette
âbide Cennete gir, âlime ise halka şefaat için bekle denir.) [İ Maverdi]
(Bir
âlim, bir şehirden gelip geçse, onun ayak basmasının hürmetine, oradaki
kabristandan kırk gün azap kaldırılır.) [R.Nasıhin]
İşte
böyle kıymetli olan âlimin vefatı büyük kayıptır. Hadis-i
şeriflerde buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ, sizden ilmi almak için ilmi ile amil
olan âlimleri kaldırır. Cahiller kalır. Dinden sual edenlere, kendi akılları
ile cevap verip, insanları doğru yoldan ayırırlar.) [Buhari]
(Bir
âlim ölünce, İslam’da bir gedik açılmış olur ve kıyamete kadar kapanmaz.) [İ.
Süyuti]
(Âlimin
ölümüne üzülmeyen, münafıktır. Bir âlimin ölümünden daha büyük musibet yoktur.
Bir âlim ölünce, gökler ve göklerde olanlar, yetmiş gün ağlarlar.) [R. Nasıhin]
(Âlim
ölünce, denizdeki balıklar bile kıyamete kadar ona istigfar ederler.) [Deylemi]
(Bir
âlimin ölmesi, bir şehir halkının ölümünden daha büyük ziyandır.) [Taberani]
(Ahir
zamanda, âlimler ölür, cahiller din adamı yerine geçirilir. Onlar da bilmeden
yanlış fetva verir, kendisi sapar, başkalarını da saptırır.) [Buhari]
Büyük
bir âlim vefat edince, feyz vermesi kesilmez, daha da artar. Kınından çıkmış
kılıç gibi olur. (İrşad-üt-talibin)